Galatasaray’ın şampiyonluk, Banvit’in ise seriyi uzatmak için çıktığı maçta gülen taraf Banvit oldu. Şimdi hem serinin dördüncü maçına hem de oynanmış olan diğer 3 maça daha yakından bakalım:
Final serisi başlamadan önce favori hiç kuşkusuz Galatasaray Medical Park’tı. Önce Tofaş’ı ardından da Karşıyaka’yı maç dahi vermeden eleyerek ve üst üste 22. galibiyetini alarak adını finale yazdırdı sarı-kırmızılılar. Banvit ise sezon boyunca yaptığı şeyleri Anadolu Efes gibi zorlu bir rakip karşısında bir üst seviyeye taşıyıp yıllardır süren “yarı finalden öteye gidememe şanssızlığı”nı kırarak adını finale yazdırdı.
İlk maçta Galatasaray saha ve seyirci avantajını iyi kullanarak maça çok hızlı başladı. Ancak Banvit, savunmada risk alsa da hep maçın içinde kalmayı bildi. Özellikle show-up olarak adlandırılan ikili oyunlardan sonra guardın yani Arroyo’nun üzerinde iki kişi kalarak onun pas kanallarını çok iyi kapattılar ve Galatasaray’ı hücumda tıkadılar. Galatasaray ne zaman ki hücumda ikili oyunlarının sayısını artırıp, boyalı alana penetre etmeye başladı; işte o zaman Banvit savunmasını deldi ve oyunun kontrolünü ele geçirdi.
Oyunun üçüncü çeyreğinde de tam anlamıyla bir Arroyo fırtınası vardı. Arroyo gerçekten takımı adına her şeyi yaptı hücumda. Yay gerisinden, boyalı bölgeden ve el üstünden attığı çok zor şutlarda başarı göstererek maçı koparan oyuncu oldu. Banvit cephesinde ise Serkan Erdoğan’ın ikinci yarıda oyunun içine sokulamaması ve düşen savunma sertliği mağlubiyeti getiren etkenler oldu.
Serinin ikinci maçına Banvitli oyuncular savunmada yine çok iyi başladılar. Pota altına gömülüp, özellikle delici özelliği kuvvetli olan Jamont Gordon’ın etkisini bu yolla azaltmak istediler. Keza zaman zaman yay çevresinde de yaptıkları ikili sıkıştırmalar ile Galatasaray hücumlarını durdurmaya çalıştılar. Özellikle post oyunlarında uzun oyuncunun saha görüşünü kapatıp, topun yay gerisindeki boş oyuncuya ulaşmasını da engellediler.
Bu maçta Galatasaray adına en büyük şanssızlık, Macvan’ın kısa süreli sakatlığına, Boniface N’dong’un belindeki rahatsızlığın eklenmesi oldu. N’dong’un ilk yarı sadece 5 dakika oynayıp, ikinci yarıda da sahaya çıkamayacak olması uzun rotasyonunu olumsuz yönde etkiledi.
Üçüncü çeyrek başında skor yine başa baş giderken Galatasaray adına sahneye çıkan isim bu kez Manuchar Markoishvili’ydi. İlk maçın üçüncü çeyreğinde Arroyo maçı alıp götürmüştü. Bu maçta ise Markoishvili, üst üste bulduğu dört adet 3’lük ile farkı yaratan isim oldu. Bunun yanı sıra Furkan’a yaptığı asistlerle de takımın galibiyetine en fazla katkı sağlayan isimlerden biri oldu. Banvit ise Galatasaray’ın sakatlıklar nedeniyle pota altı rotasyonunda elinin zayıflamasını iyi kullanamadı. Ergin Ataman’ın takımını 4 kısa ile oynattığı dönemlerde Orhun Ene, Stimac’ı kenarda unutarak bu zaafı değerlendiremeyince serinin kinci maçını da Galatasaray kazandı.
Seride Bandırma ayağının ilk maçı olan üçüncü maçta Banvit, oyuna daha etkili başlayan taraftı. Hücumda yüksek tempolu bir oyun benimseyen Banvitliler, Galatasaray’ı da erken şut tercihine itince maçın kontrolünü ele almasını bildiler. İzzet Türkyılmaz ve Kalin Lucas’ın etkili oyunu ile Galatasaray’ı tamamen düzen dışına atıp farkı 17 sayıya kadar çıkardılar. İkinci yarıda ise karşılarında, Arroyo önderliğinde tempoyu düşüren ve topu içeriye indiren bir Galatasaray buldular. Bu yarıda sarı-kırmızılılar, farkı yavaş yavaş eriterek oyun üstünlüğünü tamamen ele geçirdiler. Ender Arslan’ın son saniyede bulduğu 3 sayılık basketle de seriyi 3-0’a taşıdılar. Aynı zamanda üst üste 25. galibiyetlerini almış oldular.
Dördüncü maça gelmeden önce şunu belirtmeliyim: Banvitlilerin üçüncü karşılaşmada bütün maçı önde götürüp son topta dramatik bir şekilde kaybetmesi üzerine kimse onların buradan ayağa kalkacağına ihtimal vermiyordu. Galatasaray cephesinde de çoktan şampiyonluk şarkıları söylenmeye başlanmıştı. Fakat Banvit 3. maçta yaptığı doğruları bu maçta da çok iyi uyguladı. Önce İzzet ve Kalin Lucas’a, Galatasaray’ın bir çare üretememesini iyi değerlendirip bu maçta onları daha da etkin bir şekilde kullanma becerisini gösterdi. Buna Galatasaray’ın kötü şut yüzdesinin yanı sıra bir de kendi yüksek yüzdeli şutları eklenince çok rahat bir oyun ortaya koydu. Bütün bunlara rağmen üst üste 25 maç kazanmış bir takımın genlerine mağlubiyeti kabul ettirmesi o kadar da kolay olmadı. Nitekim Galatasaray son periyotta 4 kısalı sisteme geçerek ve işin hücum kısmında Jamont Gordon’ı etkili biçimde kullanarak maça tekrar dönmesini bildi. Ne var ki; son periyotta tam 24 sayı atarak epik bir performans ortaya koyan Gordon bütün çabalarına rağmen yine de mağlubiyete engel olamadı. Böylece Banvit, final serisindeki ilk galibiyetini aldı ve seriyi Abdi İpekçi’ye taşımayı başardı.
Sonuç olarak oynadığı bu 4 maçlık süreç, Galatasaray’ın, Banvit’e göre büyük maçları oynamayı bilen, tecrübeli oyunculara sahip bir takım olduğunu çok net bir şekilde ortaya koydu. Özellikle Arroyo, iki takım arasındaki farkı belirleyen en belirgin çizgi oldu. Bu arada Banvit takımının guard rotasyonunda çok sıkıntı çekmesi de Ergin Ataman için rahatlatıcı bir rol oynadı.
Serinin 5.maçı Abdi İpekçi Spor Salonunda oynanacak ve bu, belki de Galatasaray’ın şampiyonluk maçı olacak. Bu durumda kendi seyircisi önünde, coşkulu ve şampiyonluğa aç 12.000 taraftarını arkasına alacak olan Galatasaray Medical Park’ın 23 senedir hasret kaldığı şampiyonluğa ulaşacağını söylemek bir kehanet olmasa gerek…