Real Madrid taraftarları bilirler, tarihleri boyunca Eflatun- Beyazlılar asla sıradan bir kulüp olmamıştır, hatta İspanyolcada “kraliyet” anlamına gelen “real” sıfatı 1920 yılında dönemin İspanya Kralı XIII.Alfonso tarafından bizzat kulübe verildikten sonra; her zaman ilgi duyulan, göz önünde olan bu kulüp de isminin hakkını sonuna kadar vermiş ve futbol tarihinde eşsiz başarılar göstermiştir. Kulüp logosunun üstüne yerleştirilen kral tacının sırrı da bunda gizlidir.
Yıllardan bu yana süren sınırsız maddi imkanlar, ulaşılması güç başarılar, efsane başkanlar ve dünyanın en tanınmış futbolcuları ve antrenörlerini barındıran bu büyük kulübün tarihinde iki kadro ise diğerleri arasından sıyrılmayı başarmıştır; La Quinta del Buitre ve Los Galacticos.
La Quinta del Buitre :
Real Madrid 1980’li yıllarda hem İspanya hem de Avrupa futbolunu kasıp kavuran bir kadroya sahipti. Bu dönemde İspanyol spor muhabirlerinin La Quinta del Buitre yani Akbaba Beşlisi adını verdikleri, el buitre(akbaba) lakaplı Emilio Butragueno‘nun başını çektiği, Manolo Sanchis, Martin Vazquez, Michel ve Miguel Pardeza‘dan oluşan mükemmel beşli futbolseverlere adı konulmaz bir futbol ziyareti sergiliyorlardı. Günümüzün sık duyulan klişesi ” Barcelona altyapıdan çıkartır, Real Madrid parayı basar alır ” mantığını yıkan bu genç beşli ve onlara güvenen dönemin efsane teknik direktörü Alfredo Di Stefano ile unutulmaz bir takım yaratmışlardı. O yıllarda şimdilerde La Masia ile ünlü Barcelona, Maradona, Schuster, Lineker ve Laudrup gibi birçok oyuncuyu parası neyse verip alırken, yine de Real’in akbabalarıyla baş edememiştir. Bu jenerasyon 1986-1990 yılları arasında La Liga’yı 5 sene üst üste şampiyon tamamlarken 2 de UEFA Kupası’nı ek olarak müzelerine götürmüştür. Bu beşlinin Real Madrid’den başka hiçbir kulüpte forma giymeyen tek üyesi olan Sanchís’de yıllar sonra 1998 ve 2000 yıllarında UEFA Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırarak La Quinta del Buitre efsanesinin tek eksik başarılarını da tamamladıktan sonra 2001 yılında kramponları asıp Real Madrid tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. Halen Madrid taraftarı bu takım için besteledikleri şarkıları maç öncesi Santiago Bernabeu’da söylerek efsanelerini her fırsatta anmaktadır.
Los Galacticos:
Temmuz 2000, Real Madrid tarihi açısında bir başka büyük olay olarak öne çıkmaktadır: Florentino Perez‘in başkanlığa seçilmesi. Çılgın Perez, her sene sansasyonel transfer yapma vaadiyle geldiği bu koltukta yalnızca 8. gününde ezeli rakipleri Barcelona’nın en büyük yıldızı Luis Figo‘ya imzayı attırarak daha ilk icraatında nasıl bir başkan olacağının sinyallerini çoktan vermişti.
Zinédine Zidane (2001), Ronaldo (2002) ve David Beckham (2003) ile gelenek sürerken La Quinta del Buitre vari bir taktik de izleyen Perez, aldığı yıldızları altyapıdan yetiştirdiği oyuncularla harmanlamayı başarmıştı. Felsefesinin adına “Zidanes y Pavones” koyan Perez; Raul, Casillas ve Guti gibi yüksek profilde geri dönüşlerde alınca bu taktik kulübün finansal anlamda da devleşmesini sağladı.
Ancak dışarıdan yenilmez gibi gözüken bu kadro yalnızca 2004-05 sezonunu şampiyon tamamlayıp, her sene mutlak favori olarak başlanılan Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğunu da yalnızca 2002 yılında kazanınca Perez’in sonu hazırlanmış ve 2006’da Ramon Calderon‘un başkan olmasıyla I.Los Galacticos projesi sona ermiştir.
Los Galacticos II – Revolution:
1 Haziran 2009 pazartesi günü, tarih bir kez daha tekerrür etmiş, Florentino Perez ve özlenen Los Galacticos projesi Real Madrid kapısından içeri tekrar girmiştir. Kaka, Benzema ve Cristiano Ronaldo ile başlayan sansasyonel transfer hedefleri geçtiğimiz sezon Gareth Bale ve bu sezon da Toni Kroos ve James Rodriguez‘le tavan yapmış ve dışarıdan bakan bir futbolsever için belki de Real Madrid tarihinin en güçlü kadrolarından biri yıllar sonra yine Florentino Perez’in sihirli değneğiyle oluşturulmuş oldu.
İlk Galacticos’un aksine Carlo Ancelotti ve Madrid teknik heyetinin altyapıdan oyuncuları ilk 11’e monte etmekte sıkıntı yaşadığını söylemek yanlış olmaz. Sezon başında Morata gibi yüksek profilli bir genç yeteneğin satışına izin vermek bir yana, son yıllarda altyapıdan çıkmış Negredo, Mata ve Soldado gibi oyunculardan da yok pahasına vazgeçen yönetim için, altyapıdan tutunacak tek dalın Jese olduğu görülüyor. 2011-12 yılını Şampiyon tamamlayan, geçtiğimiz sezonu da Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olarak kapatan 2.nesil Perez’cilerin hikayesi sanki bir yerden tanıdık gibi geliyor insana. Bakalım sonları La Quinta del Buitre gibi efsane mi olacak yoksa abileri ilk Galacticoslar gibi başkan Perez’in sonunu mu hazırlayacaklar, bu sezon hep beraber izleyip göreceğiz.
Fatih Gençoğlu
Son dönemlerde okuduğum en güzel yazı olmuş ellerine sağlık.
Hala Madrid !