Şampiyonlar Ligi yarı final ilk maçlarında Real Madrid ve Juventus aldıkları net galibiyetlerle finalin kapısını büyük oranda araladılar. Salı günü oynanan mücadelede Cristiano Ronaldo’nun hat-trick yaptığı maçta Real Madrid derbiden 3-0 lık galibiyetle ayrıldı. Bu hat-trick ile beraber Şampiyonlar Ligi’ndeki toplam hat-trick sayısında Messi’yi yakaladı ve toplamda gol sayısını 103’e çıkarark tarihi başarısını perçinledi. Diğer Juventus, Şampiyonlar Ligi’nde üst üste kalesini gole kapattığı 6. maçta Monaco’yu deplasmanda 2-0 yendi ve rövanş öncesi çok büyük bir avantaj elde etti.
Madrid derbisinde en çok öne çıkarılan isim yine Ronaldo’ydu tabi ki. Ancak eflatun beyazlıların bu kadar net bir galibiyet almasının arkasındaki asıl isimler ise Modric, Casemiro ve Marcelo’ydu. Özellikle orta sahadaki dirençli ve sıkı duruşuyla tanıdığımız Atletico Madrid karşısında Real’in asi çocuğu Casemiro son derece etkili bir oyun sergiledi. Atletico orta sahasının teknik ayakları Saul, Carrasco, Gaitan ve Correa’yı sürekli rahatsız ederek onların oyuna etki etmesini büyük oranda engelledi. Bireysel bazda üst düzey bir sezon geçiren Real Madrid’in bir oyuncusu var ki tam anlamıyla takımın beyni, bu isim Modric’ten başkası değil. Transfer olduğu günden itibaren istikrarlı oyununu sürdüren Hırvat yıldız takımı adına tüm enerjisini her maçta sahaya yansıtıyor ve sadece işini yapıyor. Her maçta takımın en çok koşan en çok isabetli pas yapan ve en çok top kazanan oyuncularından olmayı da başarıyor. Zidane’ın en çok güvendiği isimlerin başında gelen Modric, bu performansıyla takımını hem ligde hem de Şampiyonlar Ligi’nde üst sıralara taşımaya devam edecektir. Tekrardan takım olarak bakacak olduğumuzda da Real Madrid, bu güçlü duruşuyla hem yarı finali rahatlıkla geçecek hem de Şampiyonlar Ligi kupasını bir kez daha müzesine götürecek gibi duruyor.
Juventus cephesi ise lig şampiyonluğunu neredeyse garantiye almış olmanın rahatlığıyla çıktığı maçta sezonun sürpriz ekibi Monaco’yu tecrübenin verdiği avantajla 2-0 yendi ve finali neredeyse garantiledi. Arjantinli yıldız Higuain’in attığı iki golle yıldızlaştığı maçta özellikle Dybala ve Buffon da kişisel becerilerini konuşturarak Juventus’u galibiyete taşıdıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle savunma üçlüsünün hatalarından doğan birçok pozisyonda Buffon kalesini gole kapatmasını bildi. Dybala da Juventus’un kaptığı toplarda pozisyon üstünlüğünü alma, topu tutma ve sahanın kontrolü adına takımını rahatlatan isim oldu. Pipita lakaplı Higuain de ölümcül bitiriciliğiyle fark yaratan isim olunca Monaco’nun yıldız isimlerinin yapabileceği pek birşey kalmamıştı. Özellikle lig yarışında PSG ile amansız bir mücadele içinde olan Monaco, bu mücadeleden oldukça etkilenmiş olacak ki tecrübesizliğin de vermiş olduğu dezavantajla turun kaybedeni olmaya çok yaklaştılar.
Tüm bunlara bakarak yarı final maçlarının ilk ayağını özetleyen kelimenin “tecrübe” olduğunu söylemek çok da zor değil. Ancak şunu da unutmamak gerek ki kulüp tarihleri boyunca üst düzey maçlar oynamaya alışan ve kalitenin isimleri olan iki takımın finale çok yaklaştığı bu arenada, futbolseverlerin mucizeler bekleyeceği iki maç daha oynanacak. Ve bu noktaya kadar büyük çabalar gösterek gelmiş takımların kolayca pes etmeyeceğini ümit edeceğiz. Kim bilir, belki Simeone’nin ekibi yapmaya alışık oldukları gibi şapkadan tavşan çıkarır belki de Monaco’nun prensleri Mbappe ve Falcao takımlarını finale çıkarmak adına bir tarih yazarlar.