Avrupa’da hakemliğin zirvesine Cüneyt Çakır’ın çıktığı sezon finalinde şampiyon, 2011’den beri yüzü gülmeyen Barcelona oldu. Bu sezon yerinde transferle ligi ve kral kupasını müzesine götüren Katalanlar üçlemeyi tamamlayarak Avrupa’da bunu ikinci defa başarabilen ilk takım olma ünvanını da kazandı.
Dev maçtan önce futbol dünyası ikiye ayrılmıştı. Bir yanda efsane kaleci Buffon ve Başbakan lakaplı Pirlo’nun kariyerlerinin sonlarında şampiyonlar ligi kupasıyla taçlanmaları gerektiğini düşünenler; diğer taraftan da Messi – Suarez – Neymar’dan oluşan olağanüstü hücum hattına sahip Barça destekçileri.
2006 yılında yaşanan Calciopoli skandalından sonra birkaç yıl içinde önce kendini toparlayan, sonradan Serie A’ya ambargo koyan siyah beyazlılar Avrupa’da ise taraftarının özlediği günlere bir türlü dönemiyordu. Bu sezon başladığında ise bahis sitelerinden tutun, futbol yorumcularına kadar yine kimsenin favori görmediği bir Juventus vardı. Geçen sezon grup aşamasında elendikleri İtalyan Mancini önderliğindeki Galatasaray’ın yeni sezon için İtalya Milli Takımının başından ayrılan Prandelli ile anlaşmasıyla ve boşalan milli takım koltuğuna geçen başarılı antrenörleri Conte’nin ardından Juve taraftarını karamsarlık ve huzursuzluk kaplamıştı. Bir çok taraftar o dönem yönetime öfke kusarken; Pirlo gibi Milan’dan Juventus’a geçen Allegri’nin muhteşem bir sezon geçireceğini ve tarih yazmanın eşiğinden döneceğini bilemezlerdi.
Uzay takımı olarak nitelendirilen Barcelona ise 2011 de Manchester United’a karşı aldıkları 3-1 lik net galibiyet sonrası durdurulamaz olarak görülüyordu ve kupaya belki de birkaç sezon ambargo koyacağı düşünülüyordu. Ancak o kupa son oldu ve Katalanlar art arda 3 sezon yarı finale çıkmayı başarsa da önce Chelsea sonra Münih en son da Atletico tarafından finale çıkmaları engellenmişti. Bazıları bunu şanssızlık olarak adlandırsa da ciddi bir kesim de Barcelona’nın oyununa çare bulunduğunu ya da diğer antrenörlerin bu sistemi Guardiola kadar iyi uygulamayadıklarını düşünüyordu. Bu eleştiriler sonucunda Barcelona yeni sezona başlarken zayıf karnı olan kaleyi iki kaliteli isimle güçlendirirken santrafor mevkisine de Suarez’i alarak mükemmel bir kadro yaratıyodu.
Tüm bu hikayelerin dışında finali bizim için tarihi bir maça çevirecek çok önemli bir gelişme yaşandı. Tarihimizin uluslararası alanda en başarılı hakemi Cüneyt Çakır’ın bu maça atanmasıyla maç heyecanı iki katına çıkmıştı. Sonunda zamanı geldi ve 6 Haziran 21.45’te Cüneyt Çakır’ın düdüğüyle bu müthiş mücadele başladı. Benim gibi maçın kontrollü başlamasını bekleyenler yanıldı ve henüz 3.dakikada Barça müthiş bir takım oyunuyla ilk golü buldu. Juventus bu şok golle afallayınca golden sonra 15 – 20 dakika boyunca hiçbir varlık gösteremediler sahada. Barcelona’nın işine yarasa da bu durumu avantaja çeviremediler ve ikinci golü bulamadılar. Tabii bunda en büyük pay; yaşayan efsane Buffon’undu. Juventus kendine gelmeye başladı ve Madrid eşleşmesindeki taktiklerini uygulamaya başladılar. Top Barça yarı sahasına geçince 4-5 oyuncuyla birlikte yaptıkları şok baskılarla rakibi hataya zorladılar ve zaman zaman da başarılı oldular. İlk yarı bitmeden beraberliği getirecek şut imkanları bulsa da Juventus bunu başaramadı ve soyunma odasına Barça önderliğinde gidildi. İkinci yarının başlamasıyla birlikte orta sahayı ele geçiren Juventus istediği baskıyı kurdu ve sonunda aradığı golü de yarı finalin yıldızı Morata ile buldu. 1-1 den sonra alışılanın aksine hücum etmeye devam eden İtalyanlar’a karşı Barcelona rakibinin silahıyla yani kontratakla golü buldu ve durumu 2-1 e getirdi. Son dakikalarda yorgunluğun da etkisiyle başlardaki baskıyı kuramayan Juventus’u yıkan gol 90+7 de Neymar’dan geldi ve Cüneyt Çakır’ın maçı bitirmesine gerek bile kalmadı.
Cüneyt Çakır’a da ayrı bir parantez açmak gerekirse; dün bir çok tartışmalı pozisyonun merkezinde kaldı. Lichsteiner’ın eline çarpan top, Neymar’ın elle golü, Pogba’nın penaltı beklediği pozisyon, Vidal’in atılmaması gibi olaylar iki takım oyuncularını da memnun etmesini engellese de performansı uzun süre konuşulacak gibi gözüküyor. Umarım daha nice finallerde hakemlerimiz bizi gururlandırmaya devam eder.