NBA’de 2015-16 sezonunun finallere kadar olan kısmı da tıpkı bir önceki sezon olduğu gibi sürprizsiz bir şekilde tamamlandı. Ciddi bir şekilde Oklahoma City Thunder engeline takılan fakat seride 3-1 gerideyken durumu 4-3’e getirerek bu engeli geçen, Playoff tarihinde bunu başaran onuncu takım olan Golden State Warriors ve doğu konferansında evinde oynadığı hiçbir maçı kaybetmeyip birinci ve ikinci turda rakipleri Detroit Pistons ve Atlanta Hawks’ı 4-0 ile süpüren Cleveland Cavaliers finallerde tekrar karşı karşıya geliyor. Fakat aradan geçen bir yılın ardından normal sezon istatistikleri ve Playoff performansları göz önüne alındığında anlaşılan iki taraf da değişmiş, hatalarından arınmış ve daha da güçlenmiş durumda.
Öncelikle Cavaliers cephesini ele alacak olursak geçen sezonki final serisine kıyasla çok daha hazır ve sağlıklı bir kadroya sahipler. Playoff dönemi boyunca Warriors’dan 3 maç daha az yaptılar ve Warriors’un aksine konferans finalinde rakipleri olan Toronto Raptors’u oldukça rahat ve psikolojik üstünlüğü elden bırakmadan geçtiler. Geçen yılın aksine Kevin Love ve Kyrie Irving oynayabilir durumda, ayrıca oldukça formdalar. Öte yandan artık başlarında NBA’in ortamına, hatta kurallarına bile tam olarak adapte olamamış olan David Blatt gibi bir koç da yok. Gerçi Tyronn Lue’nun da takımdaki tüm yetkileri LeBron James’e vermekten başka nasıl bir faydası olduğu tamamen farklı bir tartışma konusu ama üst üste 6 sezondur NBA finallerinde boy göstermeye hazırlanan LeBron James’in, özellikle de Playofflar boyunca insanüstü bir performans sergilerken böyle bir ayrıcalığı sonuna kadar hak ettiği kesin.
Warriors cephesinde ise daha çok kaos hakim diyebiliriz. Rockets ve Blazers engellerini rahatça atlatmış olsalar da, Thunder tarafından devrilemedilerse de ciddi anlamda sarsıldılar. Özellikle Thunder’ın ezici üstünlüğüyle sona eren ve seriyi 3-1’e getiren maçta, yeri geldiğinde 73-9’luk normal sezon performansının ardından adeta efsaneleşen bir takımın nasıl kontrolü kaybedip tel tel dökülebileceğine şahit olmuş olduk. Her ne kadar 3-1’den sonra Curry ve Thompson’ın insanüstü performanslarıyla seriyi 4-3’e getirseler de bunda Thunder’da Westbrook ve Durant’in son üç maçta çok kötü bir performans ortaya koymalarının da payı olduğunu inkar edemeyiz. İşin bu kaos dolu ve kasvetli yönü bir kenara dursun takımın 73-9’luk normal sezon başarısı açıkça gösteriyor ki artık daha oturmuş ve daha sağlam bir takım Warriors. Playofflar boyunca çıkılan birkaç Stephen Curry’siz maç ise takımın Curry olmadan da çok şey başarabileceğini ispatlar nitelikte özellikle Klay Thompson faktörüyle.
Serinin akıbetine ve şampiyonluk yüzüklerini kimin takacağı konusuna gelecek olursak, geçen sezondan yapılan bir çıkarımla hareket etmek pek doğru olmayacaktır. Çünkü Love ve Irving gibi isimlerin yokluğu Cavaliers’ı oldukça etkilemiş ve bu yıldızların yerine onların eksikliklerini kapatmaya çalışan Tristan Thompson ve Matthew Dellavedova ikilisi tutarsız performanslar sergileyip fark yaratamayıp vasatı aşamamışlardı. LeBron James önderliğinde, Iman Shumpert ve JR Smith gibi tamamlayıcı isimler ile birlikte mücadele eden Cavaliers tüm eksiklere rağmen seriden iki galibiyet çıkarabilmişti. Açıkçası Thunder karşısındaki düşük performansıyla herkesi şaşırtan Warriors’ın da seriyi son anda Thunder’ın yaptığı hatalar üzerine kurtardığını düşünürsek (Klay Thompson’ın kırdığı üçlük rekoru ve Curry’nin uzatmada attığı 17 sayıyı dile getirmeden olmaz gerçi.) Cavaliers’ın seriyi 3-1’e getirmesi durumunda Warriors’a çevirme fırsatı tanımayacaklarını düşünüyorum. LeBronlu, Irvingli ve Lovelu, sağlıklı ve formda olan Cavaliers söz konusu olunca Warriors ile her ortamda başa baş bir mücadele sergileyecekleri kesin. Cavaliers’ı Warriors’dan ayıran en büyük fark ise onlara göre şampiyonluk için daha aç ve geçen yılki final serisinden gelen bir kabullenemezlik duygusu hissetmeleri olacaktır.
Serinin ilk iki maçı Warriors’ın evinde yani Oracle Center da oynanacak. Bu her ne kadar Warriors adına avantaj gibi gözükse de bence tam tersi söz konusu. Çünkü ilk iki maçtan alacakları bir mağlubiyet Cavaliers’ın seriye bir daha kopmayacak şekilde sarılmasını sağlayacak ve Warriors ekibi açısından olası Thunder faciasını hatırlatan bir durum olarak oyuncuları psikolojik açıdan oldukça kötü etkileyecektir. Hatta doğrusunu söylemek gerekirse evlerinde Thunder’a kaybettikleri maçın ardından ciddi rakiplere karşı serinin gidişatının ne kadar zora girdiğini gören Warriors evindeki maçlarda ekstra bir baskı hissedecektir. Hissedilen bu baskı onları hataya mı zorlar yoksa daha iyi mi yapar bilinmez ama ilk iki maçın her iki takım açısından da özellikle psikolojik anlamda çok kritik olduğu kesin.
Tahminlerim beni yanıltmazsa ilk iki maç da oldukça başa baş gidecek, geçen yılki seride olduğu gibi maçlardan birini Cavaliers kazanacaktır. Serinin devamında Cleveland’daki maçlarda ev sahibi ekip kayıpsız tamamlayacak. Seri tekrar Oakland’a döndüğünde Curry ve ekibi durumu 3-2’ye getirip Cavaliers’ın hata yapmasını bekleyecektir ama Cavaliers, Cleveland’da bu seriye 4-2 ile nokta koyacaktır. Finallerin MVP’si ise (olur da Warriors şampiyon olsa bile öyle olacağını düşünüyorum) geçen seneki performansının üstüne biraz daha koyacağından şüphem olmadığı LeBron James olur.
Yine de hayatın her alanında olduğu gibi, NBA’de de final döneminin nasıl geçeceğini bekleyerek ve tadını çıkararak görmeliyiz. Herkese iyi seyirler!