Euro 2016 biletini kapan Galler, 1958’den bu yana ilk kez büyük bir turnuvaya katılma hakkı elde etti. 2011 yılında FIFA Dünya sıralamasının 117. Sırasında bulunan bu ülke Ekim 2015 itibariyle aynı sıralamada 8. sıraya kadar yükseldi. Peki bunu nasıl başardılar ve kim bu “Ejderhalar”?
Britanya’nın güneybatısında bulunan Galler, Birleşik Krallık’a bağlı dört ülkeden biri. 3 milyon nüfuslu bu ülkenin başkenti ve en büyük şehri İngiltere Ligi’nden de ismine aşina olduğumuz Cardiff. Yazımızın asıl konusuna gelecek olursak; Galler futbolu hiçbir zaman Avrupa’nın üst seviye takımları arasında olmadı. Geçmişlerine biraz göz attığınızda sıkça talihsizlikler, tartışmalar ve son maçlarda kaçan fırsatlarla karşılaşmanız işten bile değil. Öyle ki; Ejderhalar 1978 Dünya Kupası, 1994 Dünya Kupası ve en son 2004 Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkı kazanmaya çok yaklaşmışken Türk filmlerini aratmayacak sonlarla dışarıda kalan taraf olmuştu hep. Euro 2016 için son 2 maçta 1 puan yetmesine rağmen -ki bu iki maçtan birini Andorra’ya karşı oynayacaklardı- hâlâ kafalarda soru işaretleri olmasının, rahatlıkla “bu iş bitti, başardık” diyememelerinin sebebi de geçmişteki bu kötü anılardan başka bir şey değildi. Ama korkulan olmadı ve grubu Belçika’nın altında ikinci tamamlayarak turnuvaya gitme hakkı kazandılar.
Galler milli futbol takımının teknik direktörü Chris Coleman 2012’de takımın başına geçti. Fakat bu süreç alışılmış hoca değişikliklerinden oldukça farklıydı. Coleman’dan önce takımın başında eski dostu ve takım arkadaşı Gary Speed vardı, fakat Speed 26 Kasım 2011’de Cheshire’daki evinde kendini asarak yaşamına son vermişti. Bu üzücü ve sarsıcı gelişmenin ardından Galler Federasyonu’nun bir seçim yapması gerekiyordu ve 2012 yılının başında takımın başına Coleman getirildi. Hem bu sıkıntılı sürecin sonunda takımın başına geçmesinden hem de ülkede çoğunluğun desteklediği Cardiff’in rakip takımı olan Swansea’nin bir efsanesi olması sebebiyle zor bir süreç bekliyordu Coleman’ı. Fakat Coleman yapması gerekeni çok iyi biliyordu: Euro 2016’ya katılmak. Planlarını bu yönde yaptı ve sonunda başarıya ulaştı.
Biraz da bu planların saha içine yansımalarından bahsedelim. Galler kadro derinliği ve kalite olarak üst düzey bir ekip değildi ve doğrusu hiçbir zaman da olamamıştı. Kimi zamanlar kadrolarında birkaç kaliteli isim olsa da takım olarak iyi işlere imza atamıyorlardı. Örneğin; bir Manchester United efsanesi olan Ryan Giggs kariyeri boyunca milli takım düzeyinde katıldığı üst düzey turnuva sayısı sıfır. 2015 Galler’ini geçmiş takımlardan ayıran en önemli özellik ise birbirini tanıyan, birbirine aşina oyucu topluluğuydu. Öyle ki; Haziran ayında Belçika’ya karşı oynadıkları ve Bale’in golüyle 1-0 galip ayrıldıkları maçta oynayan 13 oyuncunun 11’i ilk milli maçına Toshack döneminde(2004-2010) çıkmıştı. Yani birbirleriyle oynamaya alışık bir kadro vardı Coleman’ın elinde.
Galler’in bu başarısını sadece takım olgusuyla açıklamak kadrodaki bazı üst düzey isimlere de haksızlık olabilir. Grup süreci boyunca Bale bunu defalarca kanıtladı. Toplam 10 maçta 897 dakika sahada kalan Bale, 7 gol ve 2 asist ile büyük bir katkı verdi bu süreçte. Galler’in bu 10 maçta toplam 11 gol attığını da belirtirsek bu katkının ne denli önemli olduğu daha rahatça anlaşılacaktır. Ayrıca Galler’in kadrosunda Giggsli dönemlere nazaran bir fark daha vardı: takımdaki üst düzey oyuncu sayısı. Galler, Ramsey – Allen – Ledley gibi bir orta sahaya ve Ashley Williams gibi “değeri hala anlaşılamamış” sağlam bir savunmacıya sahip. Bu isimlerin hepsinin milli maçlardaki yüksek formu ve takımı sahiplenmişlik hissi Ejderhalar’ın bu tarihi başarıya ulaşmasını sağladı.
Önümüzdeki yaz, Avrupa’nın futbol devi ülkelerine karşı Galler’in işi hiç de kolay olmayacak. Fakat Coleman ve talebeleri büyük bir iş başararak turnuva biletini kaptı. Ayrıca bu süreçte Guatemala, Angola gibi ülkelerin gerisinde 117. sırada bulunduğu FIFA Dünya sıralamasında da İngiltere’yi de geride bırakarak –tarihte ilk kez Galler Milli Takımı bu sıralamada İngiltere’nin üzerinde yer aldı- 8. sıraya kadar yükseldi. Evet zor ama imkansız değil. Bir sürpriz daha neden olmasın?
Furkan borak
Harika bir yazı kalemine sağlık.
deniz urlalı
tebrikler