Bu Kez Alkışlar Hem Pep’e Hem Mou’ya

Ribery'nin attığı golden sonra Guardiola ile birlikte ilginç sevinci

Ribery’nin attığı golden sonra Guardiola ile birlikte ilginç sevinci

Süper Kupa finali öyle bir final olmalı ki, Avrupa’nın en büyük iki kupasını kazanmış geçen yılın en iyi iki takımı, bize nefesleri kesen bir maç izletmeliler.  İşte Bayern Münih – Chelsea maçı tam bir final gibi final oldu. 120 dakika ve penaltılar boyunca öyle yerler oldu ki nefesimizi tutup dakikalarca maçtan gözlerimizi ayıramadık.

Bu maçın bu kadar doyumsuz ve zevkli olmasının iki başkahramanı vardı; Pep Guardiola ve José Mourinho. Maçın ilk saniyesinden penaltıların bitimine kadar adeta iki usta satranç oyuncusu gibi sırayla karşıyı yıkacak hamleyi yaptılar.  Kazanan maç bitiminde Guardiola gibi görünebilir ama bu kez alkış sadece kazananın değil, başta iki usta hoca olmak üzere sahada oynayan bütün futbolcular ve iki takımın taraftarları.

Taktiksel anlamda baktığımızda, Guardiola Schweinsteiger in yokluğunda ilginç bir ilk 11 le maça çıktı. Ön libero’da Lahm’ı görmeyi hiç kimse beklemiyordu. İlk 45 dakika boyunca bu taktikle mücadele veren Bayern ne gerekli net pozisyonları bulabildi ne de rahat top yapabildi. Klasik Barcelona stili topa sahip olan oyunu, Lahm’la birlikte gerçekleştirmeye çalışmak gerçekten garip bir durum oldu. Mourinho’da klasik kadrosuyla başladı mücadeleye ve Bayern’in kendi sahasında pas yapmasına izin verip ortasaha çizgisine geldiklerinde presle karşıladı. Topu tam istediği gibi Bayern’e bırakıp sadece gol atmaya yönelik bir oyun sergiledi ve golü de buldu.

İkinci yarıya başlarken Ribery’nin bireysel kalitesiyle attığı klas golün ardından Javi Martinez’in de oyuna dâhil olmasıyla 3 defans gibi oynayan Bayern topu tamamen kontrol altına alırken aslında oyunun kontrolü tam Mourinho’nun istediği gibi gidiyordu. Çünkü, Mourinho zaten topu alıp oynamak istemiyor sadece savunmayı ve presi gerektiği şekilde yapıp, top Chelsea’ye geldiğinde de doğrudan rakip kaleye giderek gol atmayı istiyordu. Fakat 85. Dakikada Ramires’e gelen kırmızı kart oyunun gidişatını biraz bozdu.

Lukaku son penaltıyı kaçırdıktan sonra arkadaşları tarafından teselli edilirken

Lukaku son penaltıyı kaçırdıktan sonra arkadaşları tarafından teselli edilirken

Uzatmalarla birlikte toplamda 35-40 dakikalık bir periyodu hem 10 kişi oynamak, hem Bayern Münih gibi oyunu sürklase eden bir takıma karşı oynamak hem de 93. Dakika da bir de gol bulmak her babayiğidin harcı değildir.  Ayrıca 120.dakikada yenilen dramatik gol ve son penaltının kaçırılarak kupanın kaybedilmesini de göz önünde bulundurduğumuzda hem Mourinho’nun hem de Chelsea’nin ne kadar büyük bir mücadele örneği verdiğini ve alkışı hak ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Guardiola’ya ayrı bir parantezi açarsak, Bayern’e sıfırdan yerleştirmeye çalıştığı futbol, ikinci yarı gol bulabilmek için 3 stoperli bir anlayışa yönelmesi ve devamlı topu kontrolünde tutarak gol araması takdire şayan. İlk yarı oynamaya çalıştığı sıkıcı pas oyununu, ikinci yarı yaptığı taktik hamlelerle sürekli gol arayan hızlı ve akıcı şekilde topun yönünü değiştiren bir takım yaratılmasının en büyük sebebi Guardiola oldu.

Bunlara ek olarak, maç bitiminde sahadaki bütün futbolcuları alkışlayan iki takım taraftarıyla, maç sonunda Lukaku’yu teselli eden Bayern’li futbolcularıyla ve müthiş kurtarışlar yapan Petr Cech’iyle bu maç, maça dahil olan her etkenin alkışlanması gereken bir maçtır.

Leave a Reply