Uzun yıllardır pek çok İtalyan, Türk Sporu’nun farklı branşlarında oyuncu ya da çalıştırıcı olarak görev aldı. Fakat Türk Sporu son dönemlerde İtalyan oyuncular ve çalıştırıcıların etkisiyle çalkalanıyor. Gelen İtalyanların pek çoğu başarı konusunda sınıfta kaldılar. Türkiye’ye gelene kadar kariyerleri üst düzey giden ve tarihe ismini kazıyan pek çok sporcu ve çalıştırıcı, buradan sonra bir anda çöküşe geçti ve kendilerini zar zor toparladılar. Şimdi Türk Sporu’na konuk ettiğimiz İtalyanlardan bazılarına bir göz atalım.
Guiseppe Meazza, Türk futboluna girmiş ilk İtalyan hatta Türk Sporu’na girmiş İlk İtalyan bile olabilir. İtalyan futbolunun efsaneleri arasında olan Meazza, Türk futboluyla 1949 yılında Beşiktaş’ın başına geçerek tanıştı. İstanbul Ligi’nde şampiyonluk yolunda iyi gitse de şampiyonluğu Galatasaray’a kaptırdı ve 5 ay sonunda takımdan ayrıldı.
1952 yılında Türk futboluna bu kez başka bir İtalyan girdi. Türk Milli Takımı Sandro Puppo’yu teknik direktör olarak takımın başına getirmişti. Türkiye’yi katıldığı ilk Dünya Kupası olan 1954’e götüren Sandro Puppo, bu başarısıyla Türk Futbol tarihine geçmiştir. Puppo aynı sene Beşiktaş’ın da Teknik Direktörlüğüne getirilmiştir. Fakat Puppo da Beşiktaş’ta şampiyonluk sevinci yaşayamadı ve ligi 3.bitirdi. 1960’da yeniden Türkiye ile Beşiktaş’ın başına birlikte geçen Puppo, bu kez Türk Milli Takımı’nı Dünya Kupası’na taşıyamadı ve önceki sezonu şampiyon tamamlayan Beşiktaş ile ligde 3.oldu ve yine görevinden ayrıldı. 1966 yılında 3.kez Türk Milli takımının başına geçen Puppo, 1966 Dünya Kupasına takımı götüremeyince yine görevinden ayrılmıştır.
Leandro Romandini ise hem Beşiktaş’ı hem de Galatasaray’ı çalıştırmış İtalyan antrenörlerden biridir. 1957 yılında Beşiktaş’ı çalıştıran Romandini ligde 4.olmuştur.1959 yılında Galatasaray’ın başına geçen Romandini o sezon şampiyon Beşiktaş’ın 7 puan arkasında kalıp ligde 3.olmuştur. 1960’ta tekrar Beşiktaş’ın başına geçen Romandini ligi yine 3.sırada bitirdi.
Bu isimlerin ardından 2000 yılına kadar Türk futboluna girmemiş olan italyanlar Nevio Scala ile bu hasreti dindirdiler. Scala, Beşiktaş’ın başında ligi 4.sırada bitirdi ve o da şampiyonluk görememiş İtalyanlar listesine eklendi.
2003 yılında ilk kez bir İtalyan futbolcu Türkiye’ye geldi. Federico Giunti Ocak ayında Beşiktaş ile anlaştı ve 100.yıl şampiyonluğunda önemli bir katkı yaparak Türkiye’ye gelip de şampiyonluk gören ilk İtalyan oldu.
2008’de ise İtalyan kaleci Morgan De Sanctis Galatasaray’da 1 sezon boyunca kiralık olarak forma giydi. Bu 1 sezon boyunca yoğun bir şekilde eleştirilen De Sanctis beğenilmedi ve sezon sonu takımdan ayrıldı. O da kendini şampiyonluk görememiş İtalyanlar listesine ekletmiş oldu.
2009 yazında Beşiktaş yine bir İtalyan futbolcuyla anlaştı. Matteo Ferrari Türkiye’ye geldi. Yaklaşık 2 sezon oynadı 1 Türkiye Kupası kazandı ve o da kendini başarısız İtalyanlar listesine ekleterek sözleşmesini fesh etti. Ayrılırken bir de Beşiktaş ile davalık oldu ve türlü dertler açmaya devam etti.
2011’de Eleonora Lo Bianco ve 2012’de Simona Gioli Türk voleyboluna İtalyan Voleybolunun efsaneleri olarak adım attılar. İtalya’nın kupa ve madalyalara ambargo koyan jenerasyonundan olan ikili Galatasaray ile kupa sevinci yaşayamadan ayrılmak zorunda kaldılar. Bunun yanında bir de takım menajeri Orkun Darnel ile aralarında yaşandığı ileri sürülen olaylar sonrası magazin basının da gündemine oturdular. Halen Neslihan ve Orkun Darnel çiftinin boşanması bu İtalyan voleybolculara bağlanmaktadır.
2012’de bu kez Türk Basketbolu’na bir İtalyan girdi. Simone Pianigiani Fenerbahçe Ülker’in başına geçti. Takımın başındayken oynattığı kötü basketbol ve bozuk takım kimyası yüzünden sürekli eleştirildi ve kişisel sebepler göstererek 1 sezonu tamamlamadan istifa etti ve kendine başarısız İtalyanlar listesinde yer edindi.
2013’de Roberto Mancini Galatasaray’ın başına geçerek Türk futbolundaki 4 sezonluk İtalyan özlemini sonlandırdı. Devre arası yaptığı transferler, oynattığı değişken futbol anlayışı, açıklamaları sebebiyle o da sürekli eleştirildi. Sezonu 2.sırada bitirip Türkiye Kupasını kazanmakla yetinmeye çalışan Mancini, görevinden ayrılıp yerini vatandaşı Cesare Prandelli’ye bıraktı ve başarısızlar listesinde kendisine yer buldu.
Peki, Türk sporuna giren tüm İtalyanlar mı başarısız oldu? Hayır. Özellikle Voleybol’da Türk takımlarını çalıştıran İtalyan çalıştırıcılar önemli başarılara imza attılar ve bize çok şey kattılar.
Giovanni Guidetti bu başarıların büyük bir çoğunluğuna imza atmıştır. 2008’den beri Vakıfbank’ı çalıştıran Guidetti, 2 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası, 2’de Lig şampiyonluğu yaşadı. Bunun yanında 73 maçlık galibiyet serisi yakalayarak Guinness Rekorlar kitabına da girmeyi başaran Guidetti, bir de milli voleybolcu Bahar Toksoy ile evlenerek “enişte” statüsüne geçti.
Lorenzo Micelli’de Türk voleybolunda başarılı olmuş bir başka İtalyan. 2010-2014 arasında Eczacıbaşı’nı çalıştıran Micelli, 1 Lig Şampiyonluğu, 2 Süper Kupa zaferi yaşadı ve bu sezon yerini bir başka İtalyan Giovanni Caprara’ya bıraktı. Ayrıca Voleybol Milli takımını da yine bir İtalyan Massimo Barbolini çalıştırıyor.
Bunların dışında farklı branşlarda daha sayamadığımız pek çok İtalyan, Türk sporuna dâhil oldular. Fakat gördüğümüz üzere çoğu başarısız olarak buradan ayrıldı.
İtalyanların Türklerle imtihanı uzun yıllar devam etti ve halen sürüyor. Her zaman İtalyanlar ile Türklerin ortak özelliğinin çok fazla olduğu ve Türklere alışmalarının kolay olduğu söylense de İtalyanların bu başarısızlığının sebebinin ne olduğu tam olarak bilinmiyor diyebiliriz.
Veysel Yiğit Erden
Normalde İspanyollar çok başarısız olur Türkiye’de. İtalyanların hem karakteristik özelliği hem de futbol anlayışları bir nebze bize uyar aslında ama verilen örneklere bakınca hakikaten İtalyanlar da çok başarısız olmuş. Özellikle Scala dönemi Beşiktaş lige fırtına gibi başlamıştı. Geleni gideni tokatlıyordu ama gel gör ki sonradan fena çökmüştü takım :)