Yazıyı okumaya başlarken biraz havaya girebilmek bu yılın NBA finalleri için hazırlanan şarkıyı şuraya bırakalım.
NBA batı konferansı şampiyonu Golden State Warriors ve doğu konferansı şampiyonu Cleveland Cavaliers’ı karşı karşıya getiren NBA finalleri bu yıl her zaman olduğundan daha epik, duygusal ve mücadeleci bir atmosferlerle basketbolseverlere çok keyifli bir seri sundu. Dün gece oynanan maçta Cleveland Cavaliers serinin son maçı olan 7. maçta rakibi Golden State Warriors’ı 93-89 yenerek tarihindeki ilk şampiyonluğa ulaştı. Cavaliers cephesinde Lebron James 27 sayı 11 ribaund ve 11 asistle triple-double yaparak NBA tarihinde finallerin 7.maçında triple-double yapan ilk oyuncu oldu. Yine Cavaliers takımında Kyrie Irving attığı 26 sayıyla galibiyet ve şampiyonlukta başrol oynayan oyunculardan biriydi. Golden State Warriors cephesinde Draymond Green’in 32 sayı 15 ribaundluk etkileyici performansı ve Stephen Curry’nin 17 sayısı galibiyet için yeterli olmadı. 2016 NBA finallerinin MVP(en değerli oyuncu) ödülünü ise hiç şüphesiz Lebron James kazandı ve kariyerinde üçüncü kez finallerin en değerli oyuncusu seçildi.
Bu seriyi özel kılan en önemli faktör Cleveland Cavaliers’ın 3-1 geriye düşmesine rağmen seriyi çevirerek şampiyon olan ilk takım olma unvanını kazanmasıydı. Yani bir anlamda batı konferansı finalinde Golden State’in Oklahoma City Thunder karşısında 3-1’den geri dönmesinin benzeri bir senaryo final serisinde de yaşandı. Serinin ilk maçına baktığımızda genel beklentinin aksine Warriors’ın süper ikilisi Stephen Curry ve Klay Thompson’ın hiç formda olmadıkları bir günde kenardan gelen Leandro Barbosa ve Shaun Livingston yaptıkları olağanüstü katkı ile Warriors’ın ilk maçı kazasız atlatmasını sağlamıştı. Keza ikinci maçta da 18 sayıda kalan Curry ve 17 sayıda kalan Thompson’ın yüklenmesi gereken skor yükünü bu sezon formunun zirvesinde olan Draymond Green 28 sayı atarak üstlenmişti. Buna karşılık Cleveland cephesinden James-Irving ikilisi toplamda sadece 29 sayıda kalarak taraftarlarını hayal kırıklığına uğratmıştı. Böylece Golden State süper yıldızlarını fazla yormadan, rahat rahat iki galibiyet almış konuma gelmişti. Üçüncü maçta ise bu sefer roller değişmiş ve Cavaliers çok rahat ve mücadele düzeyi düşük bir maçta rakibini 120-90 mağlup ederek seriyi 2-1’e getirmeyi başardı. Bu maç artık Lebron James ve Kyrie Irving ikilisinin diriliş maçı olmuştu ve serinin üçüncü maçı ile birlikte bu ikilinin toplamda attığı sayı 50’nin altına hiç düşmedi. 4.maçta ise Curry ve Thompson ikilisi kendine gelmiş, deplasmanda aldıkları galibiyet ile şampiyonluğun kapılarını Warriors için aralamıştı. NBA tarihinde 3-1 olan final serisinin dönmesi şu ana kadar tecrübe edilmediği için ve hatta Warriors ev sahibi avantajını da elinde bulundurduğu için tüm otoriteler bu serinin yeterince keyif vermediğini ve Golden State’in kalan 3 maçtan birini mutlaka kazanacağını düşünüyordu. Fakat “Kral” henüz son sözünü söylememişti. Serinin beşinci maçı olan Oakland’daki maçta James ve Irving 41’er sayı atarak efsanevi bir performansla final serileri tarihine adlarını yazdırdılar. Altıncı maçta da istikrarını hiç bozmayan Lebron James 41 sayı ile takımını sırtlayarak finali son maça yani yedinci maça taşıdı. Lebron “Kral” James final serisinin finalini de triple-double yaparak mükemmel bir sonla süsleyerek Cleveland Cavaliers takımını ilk şampiyonluğuna taşıdı ve bireysel şampiyonluk sayısını üçe çıkardı.
Olayların gelişimini genel bir pencereden izleyecek olursak Lebron James geçen sezonun başında Cleveland’a dönme kararını vererek büyük bir risk aldı. Onun defalarca başarısız sonuçlar alarak terk ettiği memleketi Cleveland’a dönmesi artık James’in kendini kanıtlama ve sürekli James’in Miami’deki başarılarında onun rolünü küçülten kincilere bir cevap verme içgüdüsünün getirdiği bir sonuçtu. Tabii ki doğup büyüdüğü yer olan Cleveland için duyduğu sevgi, minnet ve vefa da onun kendisini her zaman “Akron’un çocuğu” olarak hissetmesini ve zorluklarla dolu geçmişiyle bir tür hesaplaşma isteğini gösteriyordu. Final maçının ardından söylediği gibi bunun için dönmüştü Cleveland’a. Kendisini besleyip büyüten şehre bir vefa borcu vardı ve onu ödemeliydi. Aynı zamanda tüm dünyaya kendisinin takım fark etmeksizin şampiyon olabileceğini yani tam anlamıyla bir “winner” olduğunu kanıtlamalıydı. Geçen sezon final serisinde Warriors’a karşı alınan yenilgi Lebron James’li Cleveland Cavaliers’ın artık bir anlamda öğrenilmiş çaresizlik yoluna sürüklendiğini yani Cavaliers’ın şampiyonluk rüyasının yalnızca rüyadan ibaret olduğuna dair düşünceler fazlasıyla vuku bulmaya başlamıştı. Yine bu sezon final serisinde 3-1 geriye düşülmesiyle yankılanan bu düşünceler ve Lebron James’in sıradan bir oyuncu olduğu yorumları Kral’ı yolundan döndüremeyecekti. Hatta beşinci maç öncesi basın toplantısında Klay Thompson’ın Lebron James hakkında “Bu erkeklerin ligi. Sanırım Lebron’un hisleri incinmiş.”1 ifadesinde bulunduğu hatırlatıldığında James bu sözlere sadece gülerek karşılık vererek gereken cevabı sahada fazlasıyla verdi.
Son yıllarda müthiş bir çıkış yapan ve bu çıkışı NBA tarihinin normal sezonda en fazla galibiyet alma(72-9) rekoruyla zirveye taşıyan Stephen Curry ve Golden State Warriors artık o kadar göz önünde olmuştu ki Lebron James’in bugüne kadar yaptıkları ve gençliğinden beri anlatılmakla bitmeyen potansiyeli bu perdenin arkasında kalmaya ve Kral’ın yetenekleri sorgulanmaya başlanmıştı. Fakat Kral öyle bir cevap hazırlamıştı ki. Final serisinin son üç maçında tutturduğu 36.3 sayı, 11.6 ribaund ve 9.7 asist gibi absürt ve oynanan oyunun mücadele seviyesi dikkate alındığında insanüstü performans Kral’ın “ben buradayım” mesajıyla tekrardan kendini kanıtlamasına ve tüm kincileri evine yollamasına yetti. Şöyle ilginç bir notla da kafaları karıştırırsak Lebron James 31 yaşında ve 3 şampiyonluğu var tıpkı Michael Jordan’ın 31 yaşında 3 şampiyonluğa sahip olduğu gibi. Aynı zamanda o yaklaşık yarım asırdır hiçbir spor dalında şampiyon olamayan Cleveland şehrinin de makûs talihini yenmeyi başardı. O artık Cleveland’ın gerçek bir halk kahramanı oldu. Gerçekten bütün övgüleri hak eden çok büyük bir oyuncu ve çok güçlü bir karakter. Akron’un çocuğu geri dönerken söz verdiği gibi sözünü tuttu. Çok sevdiği memleketini dönmez denen bir seriden müthiş bir geri dönüşle şampiyonluğa taşıdı. Çünkü bunun için dönmüştü.
Kaynakça
- http://www.sbnation.com/2016/6/12/11915072/klay-thompson-mocks-lebron-james-laughs-nba-finals-cavaliers-warriors
- stats.nba.com