Beşiktaş’ın sezon başından beri istikrarsız giden form grafiği özellikle Başakşehir maçı ile birlikte mantık sınırlarını zorlayan bir seviyeye ulaştı. Buna rağmen gerek medyada gerek teknik kadroda bu duruma neyin sebebiyet verdiğini anlayabilmiş değil. Benim şahsi kanaatim ise bu durumu iki buçuktan üç olan sorunlar yumağı doğuruyor. Bunların başında Talisca’ya duyulan anlamsız güven gelirken diğerleri Caner’in çağdışı futbol anlayışı ve tabii ki hakemler. Tamer Tuna’nın yokluğu da gerçekten kaliteyi düşürmüş olabilir ama onun önünü kesmek ya da yerine Sergen gibi birini koymak olacak işten değildi.
Güney Amerika doğumlu olup yeteneğine ihanet edenlerin sayısı ve bahaneleri dünyadaki her futbol tutkununun bildiği temel bilgilerden biridir. Hayatını bir top peşinde geçirmek isteyenlerin hikayesini merak edenleri Futebol kitabına alırken Talisca’dan da bahsetmemek olmaz. Şut antrenmanı yapmak yerine kuzenleri ile Fifa 18 oynamayı tercih eden Talisca da bu gidişle has idolü Rivaldo’dan çok Anderson ve Kleberson gibi bir kariyere sahip olacak. Kampa annesinin rahatsızlığını bahane edip geç katılması bir yana, idollerinden dediği Quaresma gibi profesyonel davranmayı beceremeyip takım top başı yaparken tatil fotoğrafı paylaşması kırmızı çizgilerin dışında bir hareketti. Şenol Güneş bu; Alanzinho ve Colman’ı bile hizaya soktu diyenler oldu ama hepsi yanıldı. Başta istediği yerli futbolcular alınmadığından ve milli teklif nedeniyle zaten sezona giremeyen hoca Talisca ile de uğraşamadı tabii ki. Yanındaki idolüne dahi pas vermeye imtina eden, birincil vitrin maçında bile, değil koşmak yürümekte bile zorlanan Fifa bağımlısı, şımarıklık düzeyinde 2011 Quaresma’yı geçmiş durumda. O Quaresma maç seçip iyi oynardı, Talisca ise koşu mesafesini bile maç seçerek uygulayacak kadar kopmuş durumda maalesef. Alternatifinin de olmaması ve koskoca camianın atak planını onun üzerinden kurması ayrı bir hüzün kaynağı.
Hangi takımı tutarsanız tutun Caner için üzülmemek elde değil. Ülkemizde bek performansının nasıl olacağına dair tek doneyi 2013 yılında kendisi gösterdiğinden, insanlar mecburiyetten eleştiremiyor ama kendisi artık üst düzey futbol oynayamayacak halde. Bek eleştirisinden anlamayanlar onun isabetli ortalarını savunabilir ancak pas temelli Beşiktaş’ı deyim yerindeyse tek başına mahvetti. İyi niyetli ve mücadele gücü yüksek ama artık bir stoper kadar hantallamış durumda. Hızı kalmamış, pas oyunundan bilhaber Caner’in Süper Lig düzeyinde oynaması bile yavaş yavaş imkansızlaşıyor. Hayatının ve kariyerinin en olgun döneminde bu durumla karşılaşması ise oyununun duygusuzluğunu gösteriyor.
Türk hakemlerinin en büyük sorunu bastıramadıkları egoları olabilir. Bundan yıllar önce, hayat onu yıpratmadan önce oldukça yakışlı olan Fırat Aydunus kendisine teklifte bulunmayan senaristlere inat her maç o kadar fazla sahneye çıkıyordu ki 2010ların ortasında yüzü eskidiğinden yaklaşık bir sezon gözlerimizin önünden çekildi. Yeni jenerasyon hakemlerin de ondan geride kalır yanı olmadığını hem Ali Palabıyık’ın derbi yönetiminde hem de Mete Kalkavan’ın Başakşehir maçındaki gösterisinde görmüş bulunuyoruz. Son şampiyon, ligimizin FM diliyle “ en disiplinsiz “ takımı olurken, sözde yılların çirkefi Pepe nasıl oluyorsa centilmenlik dersi veriyor. Daha geçen gün 4 faul yapan Mossoro maçtan güle oynaya çıkarken Beşiktaşlı futbolcuların sinirle çıkmasını vicdanına sığdırabilen varsa onu tebrik etmek gerekir. Bunun örnekleri derbi maçına bakarak çoğaltılabilir. Bunun yanı sıra, pek tabiidir ki insan yakışıklı ve düzgün fizikliyse bunu göstermek ister ama bunun yeri son şampiyonun maçı olmamalı. Ülkemiz hakemleri eleştiri ve küfür kültüründen etkilenmiyormuş gibi durmasına karşın taraftarların tepkilerinin vaktiyle ne denli büyüdüğünü çok gördük. Futbol ekonomimiz bu denli büyümüşken hala hakemler tarafından büyük kararlar verilmesi nasıl normal karşılanabilir ?
“O sene bu sene, bundan sonra her sene” sloganı Mario Gomez’in olduğu sezon ve sonrası için çok doğruydu. Türkiye Ligi’nde oynamıyormuşcasına yapılmış naif ve kalplere dokunan bir slogandı ama her güzelliği sonu olduğu gibi bu altın çağ kapanmak üzere. Hocası bu denli duygusal ve alıngan, ortasahası Fifa’dan başını kaldıramayan bir takımda Adriano ve Gomez gibi bir lideriniz yoksa yalnızca rakiplerinizin güçsüz anında kendinizi gösterebilirsiniz. Lig yalnızca bilinçsizce pres yapıp sarı kart görmeyenler için uzun bir maratonken Beşiktaş için imla kurallarına tekme atanlarca eleştirilecek maç günleri.
Görsel Kaynağı:
Kapak : http://www.ntvspor.net/futbol/kartalda-onlenemez-cokus-579e51a5c873cc20ac3cd0e0
Yazının İçerisi Mario Gomez : http://www.aksam.com.tr/futbol/mario-gomezin-besiktastan-aldigi-para-sok-etti/haber-537760