Formula 1 dünyasında sürücüler için iki tür endişe kaynağı vardır. Şampiyon olmak ve koltuğu kaybetmek. Özellikle alt takımlarda sürücüler sürekli değişir ki bu artık alıştığımız bir senaryo haline geldi. Büyük takımlarda ise bunu pek görmeyiz. Ne kadar 2013’ten beri McLaren sürekli yeni pilot kombinasyonları denese de Ferrari ve Mercedes gibi büyük takımların sürücüleri genelde sık değişmez. Valteri Bottas örneği ise normal durumdan biraz farklı.
Her takımda birinci ve ikinci sürücü olması çok doğaldır. İki sürücünün de birinci sürücü konumunda olması genelde pek iyi bir şey de değildir ki Mercedes’teki Rosberg-Hamilton kapışması bunu en iyi tanımlayan örnek olabilir. Bottas 2017 yılında Mercedes’e adım attığında bunu farkında olarak geliyordu takıma. 3 dünya şampiyonluğu bir kenara, Hamilton gibi bir ego ile baş etmek griddeki çoğu pilot için çok zor bir süreç olsa gerek. Sezon sonunda şampiyonluğu Hamilton kazanırken, Bottas üç galibiyet ile kaliteli bir sezonu geride bırakıyordu. Fakat 2018 sezonu kâbusu oldu. Azerbaycan’da son turda patlayan lastik, Macaristan ve Rusya’daki takım emirleri onu hem galibiyetlerden hem de özgüveninden etti. Mercedes ve Hamilton dünya şampiyonluklarını kazansalar da Bottas Raikkonen ve Verstappen’in arkasında, sezonu beşinci bitirdi. Sezon bittikten sonra ise çanlar yavaş yavaş onun için çalmaya başladı. Wolff, Ocon’un koltuğunun 2020 için hazır olduğunu ve Bottas’ın kendini geliştirmesi gerektiğini bile açık açık söyledi. Geçen yıldan sonra iyice pasif kaldığı ve bu sezon Mercedes’in onu yollayacağı kanısı tüm F1’in ortak düşüncesiydi ta ki… Avusturalya’ya kadar.
Avusturalya yarışı bütün hesaplamaların altüst olduğu, kafaları karıştıracak fakat heyecanı arttıran bir yarış oldu. Ferrari’nin silip süpürmesi beklenen sıralama turları bir anda Mercedes’in 1 saniyelik üstünlüğüyle bitince, herkesin kafası allak bullak oldu. Test dönemi söylenenler ve görülenler ile sıralama turları arasında pek bir alaka yoktu. Q3’te Bottas çok iyi bir tur atsa da Hamilton yine büyüklüğünü gösterecek bir turla poleyi kaptı. İşler bu zamana kadar geçen yılın bir tekrarı gibiydi. İşte, Formula 1’in güzelliği ise beş kırmızı ışık yandıktan sonra başlıyor. Bottas’ın yıldırım hızındaki startı ve bundan sonra yarışı çok dominant bir şekilde sürdürüp damalı bayrağı gördüğünde Hamilton ile arasında 21 saniye gibi bir fark olması, işlerin az çok değiştiğine bir işaret gibi görünüyor. Tabii ki kalan 20 yarışı ve atılacak binlerce turu hesaba katarsak Bottas için işler henüz garanti değil ve koltuğunu korumak için bu performansı tüm sezon göstermesi gerek. Fakat her ne olursa olsun, dibe çökmüş bir adamın yeni sakallı imajı ve agresif tutumu ile -yarıştan sonra radyoda kritiklerine küfürlü bir cevap vermişti- 2019 model Bottas, bu sezonun özel hikayelerinden biri olmaya daha ilk yarıştan aday.