Saygı kavramı Japon kültüründe diğer kültürlere göre biraz daha farklı bir kapsamdadır. Elbette aynı eylemler farklı kültürlerde çok farklı algılanabilir ancak incelikli düşünmek dediğimiz eylemin Japon kültürünü oluşturan en önemli yapıtaşlarından biri olduğu söylenebilir. Örneğin yürürken bir şeyler yiyip içmek Japonlar tarafından çok kaba olarak algılanan bir davranıştır.
26 Ocak 2020 Pazar günü, ismini bir Japon bifteği türünden alan Kobe Bean Bryant bir helikopter kazasında kızı ve 7 kişiyle beraber hayatını kaybetti. Onu Japon kültürüyle bağdaştırabilmek oldukça kolay, çünkü o her zaman yaptığı işi kusursuz hale getirmek için çabalayan, yaptığı işe her zaman derin bir saygı duyan ve bunu da onu izleyenlere yansıtan biriydi. Kazanmak için elinden gelen her şeyi yapacağına dair hiçbir zaman şüphe duymazdınız, oyuna olan bağlılığı ondan nefret edenleri bile ona saygı duymak zorunda bırakacak düzeydeydi. Kazanmaya dair bu hırs ona dair negatif bir imaj oluşmasına da sebep oluyordu çünkü aramızdan biri gibi gözükmüyordu, fakat olgunlaştıkça başka birine evrildi Kobe Bryant.
Özellikle basketbolu bıraktıktan sonra hayata daha farklı bir perspektiften bakmaya başlamış gibiydi, ancak “Mamba Mentality” olarak nitelendirdiği kazanmaya dair mentalite ve motivasyondan asla vazgeçmediğini basketbolu bıraktıktan sonra animasyon bir kısa filmin yapımcılığını üstlenip Oscar ödülü kazanarak göstermiş oldu. Öte yandan basketbolu bırakması ligdeki diğer oyuncular açısından ne ifade ettiğini anlaması bakımından da çok yararlı olmuştu Kobe için, çünkü çoğu oyuncu için bir yol gösterici konumundaydı. 2019’un Eylül ayında kendisinin seçmiş olduğu sayılı oyuncuyla beraber (Kawhi Leonard, Kyrie Irving, Paul George vb.) güç idmanlarının, video analizlerinin yapıldığı bir kamp düzenledi. Rekabeti ne kadar severse sevsin, veya geçilmekten ne kadar nefret ederse etsin Kobe’nin işini layıkıyla yapmaya çalışan her oyuncuya büyük bir saygı duyduğu ortadaydı ve düzenlediği bu kamp da bunun bir göstergesiydi.
Sezon içinde oynanan Dallas Mavericks- Los Angeles Lakers maçını kızı Gigi ile beraber takip eden Bryant, Luka Doncic kendisinin önünden top çıkarırken ona Slovence bir şeyler söyleyerek sataşmıştı. Bana göre, bu küçük bir Avrupa ülkesinden gelen yıldız bir genç oyuncuya yapılabilecek en güzel jestlerden biriydi çünkü Doncic’e şu sıralar başarmış olduğu işlerin ne kadar büyük olduğunu, bunları kimin farkında olduğunu işin içine biraz da mizah katarak göstermişti Bryant. Yazının başında da belirttiğim gibi, ismini bir çeşit Japon bifteğinden alan Kobe Bryant her zaman yaptığı işe gösterdiği saygıyla, incelikli düşünerek hareket etmesiyle tıpkı Japonlar gibi “saygı” kavramına daha geniş bir kapsam kazandırmıştır ve bu yüzden spor dünyasında her zaman ayrı bir yeri olacaktır. Jose Mourinho’nun da Bobby Robson hakkında konuşurken dediği gibi bir insan ancak onu seven son insan ölünce ölür ve Kobe Bryant bir jenerasyonun belleğine kazıdığı “Mamba Mentality” ile ölümsüzleşecek.