Bundan yüz yıl öncesinde çevrenizden duymadan ya da gazeteden okumadan haberdar olamadığınız spor müsabakaları ilk önce televizyonlara taşındı. İlk adımlarını ABD’de atan spor yayıncılığı denemeleri çeşitli sporlar için özellikle halka açık kanallarda hizmete girmişti. Batı Avrupa da kendi esas oğlanı ,futbol, için denemelere başlayınca spor yazılı medyanın tekelinden sıyrılıp görsel medya ile tanıştı. Çevrimiçi yayıncılık dönemiyse sporda bir başka devrime yol açmış, önceleri maçların rahat şekilde izlenmesi hedeflenirken bu rahatlık zirve yapmış ve seyircilerin daha çok dikkatini çeken futbol maçlarının ikinci yarıları, basketbol maçlarının son çeyrekleri ya da voleybol maçlarının altın setleri gibi pek çok alt paket bu tür yayın platformlarına entegre edilerek hizmete girmiştir. Yine özellikle bu tür platformların ve Amerika temelli ve istatistik odaklı beyzbol gibi sporlarının etkisiyle aşağıda yer alan görselimizde de olduğu gibi yapay zeka iyiden iyiye spora entegre olmuş ve kağıt üstündeki sayıları ekrana taşımayı başarmıştır.
Tabii her izleyici için, maçın ortasında ekrana ısı haritası, gol beklentisi, kat edilen mesafe, şut açısı gibi detayların ekrana yansıması keyifli bir deneyim olmayabilir. Ancak teknolojinin huyu pek de fikrimizi sormamaktır. Sağ olsun, en azından çeşitlilik sunar. Yine öyle yapıyor, işte yeni dönemde seyirciyle buluşmuş birkaç yayıncılık inovasyonu:
REF CAM
İlk teknolojimiz epey yeni bir hamle aslında. Özellikle Gravity Media ve In-YS GmbH gibi şirketlerin öncülük ettiği oldukça yenilikçi teknolojiler barındıran kameralarla görüntü sabitleme, anlık yakalama, yapay zeka ile görüntü doldurma, 6 grama kadar düşürülebilen ağırlık gibi özellikleriyle hemen her sporun dinamizmine oldukça uygun etmenlerle sporun göbeğine oturan bu yeni teknoloji bebek adımlarını atarken buz hokeyi gibi aşırı tempolu sporlarda dahi denendiğinde olumlu sonuçlar verdi.
İşte teknolojinin kullanıldığı NHL (Amerikan Hokey Ligi) maçından bir kare:
Teknoloji, başta izleyiciler tarafından oldukça ilginç bulunduğu için pek çok seyircinin bu şekilde müsabakaları izlediği saptanmıştı. Bu durum yayın izleme biçimlerinin yanı sıra bir algıyı daha değiştirdi. Hemen her sporda özellikle taraftar gözüyle maçlar izlediğinde insanların bir numaralı kurbanları hakemdir. Teknoloji sayesinde giyilebilir kameralarla hakem gözünden maçı izlediğinde taraftarların empati duygusunun arttığı ve atmosfere kapılmadan olanları daha doğru biçimde yorumladığı düşünülüyor. Taraftarık demişken işin en tutkulu boyutlara ulaştığı futbol içinse teknoloji oldukça yeni. İrili ufaklı denemeler olsa da yüksek teknoloji kullanılarak yapılan ilk deneme 2023 yılında oynanan MLS All Stars – Arsenal maçında gerçekleşti. Maçın orta hakemi Ted Unkel’in göğüsünde yer alan kamera ile mücadele saha içinden takip edildi. Yayıncılığın zirvesi Amerika ile İngiliz bir futbol takımı bir araya gelince tahmin edeceğiniz gibi olay oldukça yankı uyandırmayı başardı ve gelecek yıllarda teknolojinin entegrasyonu için adımlar hızlandı.
İşte o maçtan bir kare:
Messi CAM
Geldik bir başka yayıncılık hamlesine. Hakemler üzerindeki denemelerden sonra işin sporculara sıçrayacağı açıktı. Keza öyle de oldu ancak henüz bir ay öncesine ait örneğimizde bu kez bir fark vardı ki o da MLS Playoff’larında ve Inter Miami CF ile Atlanta United’ı karşı karşıya getirecek gayet önemli bir maçta bu deneme yapıldı. Ulusal yayına kamera görüntülerini aktarmaktansa TikTok üzerinden bir canlı yayınla izleyiciler Messi gözünden maçı takip edebilecekti. Maça günler kala maçın önemi de göz önünde bulundurularak giyilebilir kameradan vazgeçilip Messi’yi takip etmesi için bir drone kullanılsa da bu yayın dahi epey ilgi çekti ve gelecek yıllara önemli bir yayıncılık perspektifi sundu.
Mic’d Up
Bu yayıncılık metodu diğer teknolojilerden biraz daha eski bir geçmişe sahip aslında. Uzun yıllardır hemen her Amerikan sporunda izleyicilerin çok keyif aldığı anları ekrana getiriyor. Sebebi ise basit: Basketbol, hokey, Amerikan futbolu gibi hemen her sporda oyunun durduğu anlarda sporcuların ve koçların ne dediklerini ekrana taşıyor. Teknoloji eski geçmişine karşın henüz Avrupa ile çok içli dışlı oldu diyemeyiz. Yine okyanus ötesinde kaldı daha çok aslında. Özellikle Avrupa basketbolunda, mola alındığında drone kameralarla koçların seslerini duymuşsunuzdur. İşte bu dahi pekçok Avrupalının hoşuna gitmezken bir de koçların ya da sporcuların üstüne mikrofon takıldığını ve haberlerinin olmadığı bir anda seslerin yayına gittiği düşünüldüğünde sebebi daha net anlaşılıyor. Ama dediğimiz gibi eski ve neşeli bir teknoloji aslında bu. Ben de sizleri oldukça yeni bir örneğiyle baş başa bırakmak istiyorum. NBA’in teknik faullere ve atılmalara doymayan adamı Draymond Green, Noel gecesi oynanan Golden State Warriors – Los Angles Lakers maçında rakip koç J.J. Redick ile takım arkadaşı Stephen Curry arasındaki bir sohbete kulak misafiri olurken “teknik” kelimesini duyar duymaz dayanamayıp sohbete koşuyor ve ortaya bu görüntüler çıkıyor:
NBA Disney
Geldik en güncel yayıncılık hamlemize. 25 aralık NBA için noel günüdür. Henüz sezon başlamadan açıklanan takvimle Avrupa için de uygun olan saatlerde maçlar başlar ve yine Avrupa için sabaha kadar devam eder. Gecenin açılışı ise New York Knicks’in evi ve sporun en ünlü mabedi Madison Square Garden’da olur. Yine öyle oldu ve ligin en iyi hücum takımlarından olan ve göze hoş gelen basketboluyla hemen herkesin sevgisini kazanan Knicks, Fransız genç yıldız Victor Wembanyama’nın takımı Spurs’ü ağırladı. Maçlar ile ilgili belirtmemiz gereken bir diğer durum ise NBA her zaman bu maçları ulusal kanallara taşır ve halkın her kesiminin maçları takip edebilmesini sağlar. Bu sebeple maçların önemi sporcular için de bir hayli artar. İşte tüm bu heyecanın yanında NBA bu maç için bir yenilik daha kattı. 2026 yayın takvimi için Disney yayın platformu ile anlaşan NBA, işbirliğinin gücünü erken sahnelemek istemiş olacak ki oldukça ilginç bir denemeyle özellikle çocuklu aile olarak izleyenlerin hayli hoşuna giden bir şey yaptı. Maçın oynandığı esnada, aksiyonlarla eş zamanlı olmak üzere dilerseniz sporcuların yerine Disney karakterlerini izleyebiliyordunuz. Nasıl mı?
Peki bu reytinglere nasıl yansıdı dersiniz? Deneme dediğimiz gibi özellikle çocuklu ailelerde hayli olumlu dönüşlere sebep oldu. Gecenin tamamında maçlar da rekabetçi olunca beklenen oldu. Yayınlanan her maç için ortalama 5,25 milyon izleyicinin katılımıyla 5 yıllık bir izlenme rekoru kırıldı. Bu geçen yıla göre %84’lük bir artış anlamına geliyordu. Bu sebeple tahmin etmek hiç de zor olmayacak ki bu denemelerin yenileri de yolda. Özellikle VR (virtual reality – sanal gerçeklik) teknolojisindeki yeniliklerle ise spor yayıncılığının nereye gideceği ise merak konusu.
Olmaz demeyin, kulaktan kulağa konuşanlar kağıda dökülmez, gazeteden okuyanlar ekrandan izlenmez, koca ekranlardan izleyenler cebe sığmaz diyordu.
Görseller Alumni Vertures, BeinSports, NHL, ve ESPN sayfalarından alınmıştır.