Diplomasi Tarihinde Viyana Kongresi

 

18.yüzyılın sonları ve 19.yy’ın başı , Reform sürecinden beri kısmen kendi içinde huzurlu olan Avrupa’yı büyük bir karışıklığa sürüklemiştir, önce hiç de alışık olunmayan bir halk hareketi olan 1789 Fransız Devrimi patlak vermiş ve bu devrimin hiç de alışık olunmayan özgürlük,cumhuriyet, milliyetçilik gibi fikirler bütün Avrupa’yı sarmaya başlamıştı. Bu sırada Fransız monarşisi ve aristokrasisi giyotinde can çekişerek yok oluyordu. Ardından devrimin yaşandığı ülke Fransa’da Korsikalı bir subay olan Napoleon Bonpart’ın çıkıp kendini imparator ilan etmesi ve Paris’den Moskova’ya kadar bütün Avrupa’yı işgal etmesi bölgedeki bütün büyük güçleri şok içinde bırakmıştı.

Final protocol of the Vienna Congress

Her ne kadar Napeoleon 1814 ve 15’te mağlup edilip sürgüne gönderilese de Avrupa’nın büyük güçleri için hala çok büyük sorunlar Fransız devrimi ve Napeoleon savaşları sonrası varlığını koruyordu. İşte Viyana kongresini diğer kongre ve antlaşmalardan ayıran en büyük nokta Avrupa’nın büyük güçlerinin bu yaşanan olaylardan sonra nasıl bir Avrupa tasarlayacağı idi. Viyana Kongresinin Avrupa’nın yapılanmasında misyonu gerçekten büyüktü, İlber Ortaylı şöyle diyordu: ‘’ Avrupa tarihinde diplomatik esasları, milletlerarası ilişkilerin düzenlenmesini tayin eden iki tane büyük antlaşma vardır. Birincisi 1648 Vestfalya Antlaşması, ikincisi 1815’te cereyan eden beynelmilel mahiyetteki Viyana Kongresi’dir’’ Viyana Kongresinden sonra ortaya çıkan en önemli fikirlerden biri Avusturyalı kurt diplomat Metternich tarafından ortaya atılan Avrupa Uyumu ( Concert of Europe) fikridir, bu fikrin temel mantığı Avrupa’nın büyük ülkeleri tarafından Avrupa ülkeleri arasında meşru ve tek sese dayanan bir birlik kurma ideali ve Avrupa’nın mevcut yapısını koruyarak bir daha Napeoleon Savaşları’nda olduğu gibi bir anarşiye sürüklenmemek idi. Elbette böyle bir ideal savaş ve şiddetle yürütülemezdi, bu yüzden 1815’ten sonra diplomasinin ‘kriz çözme’ye yönelik işlevi daha ağır basmaya başladı. Aynı zamanda bu bağlamda ilk defa Viyena’da Kongre’ye katılan tüm devletlerce diplomasinin, belirli kuralları ve statüsü olan bir meslek olduğu kabul edilmiştir. Öyle ki; bu Kongre’de saptanan kurallar, bazı küçük değişikliklerle de olsa hala devam etmektedir.

vienna

Viyana Kongresi ile günümüzdeki uluslararası sistem arasında bir çok bağlantı kurmak mümkündür, dediğimiz gibi ilk kez bu kongreyle artık Avrupalı devletler ortak bir diplomasi etrafında buluşmaya başlamışlardır. Avrupa’da siyasete ve diplomasiye ortak ve herkesi bağlayan bir kalıp üretme amacı günümüzde ‘Uluslararası Hukuk’ diye adlandırdığımız sistemin de temellerini atmıştır. Bunun dışında diplomatların konumunu belirleyen ‘diplomatic representatives’, diplomatların sıfat ve dereceleri, diplomatik görev ( diplomatic mission), diplomatik protokol gibi Uluslararası İlişkiler sözlüğünde yer alan bir çok kavramı Viyana Kongresi sonrası kurulan diplomatik düzende görüyorduk

12-6a2ac91845

 

Bu bağlamda Viyana Kongresi’nin en önemli katkılarından birinin ‘Güçler Dengesi’ kavramının ilk defa Avrupa’nın büyük güçlerinin tamamı tarafından diplomatik bir prensip olarak Kabul edilmesi olduğunu söyleyebiliriz. ‘Güçler Dengesi’ Otuz Yıl Savaşlar’ından beri devlet politikalarını meşgul eden bir staretji olsa da ilk defa Avrupa’nın bütün güçleri tarafından genel bir prensip olarak Kabul edilmesi Viyana Kongresi’nde vuku bulmuştur.

Viyana Kongresi ile günümüzdeki bir çok uluslar arası kuruluş arasında bağlantı kurmak mümkündür, bilhassa Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi ulus üstü organizasyonların kökeni Viyana Kongresi olarak gösterilmektedir. Sonuç olarak devletlerin diplomasi mantığını büyük ölçüde değiştiren Viyana Kongresi sürecini ‘diplomasi tarihine damga vurmuş en önemli olaylardan biri’ olarak etiketlesek pek de yanılmış olmayız.

Leave a Reply