Üç İmparatorun Savaşı: Austerlitz

 

1789’da Fransız Devrimi olduğunda Avrupa Monarşileri kendi gelecekleri açısından de endişeli olan bu gelişmeleri yakından izliyorlardı ve Devrim sırasında Fransa’da yaşanan kaostan yararlanmak istiyorlardı. Bu durum 1792 yılında Avrupa Monarşileri ve yeni kurulmuş olan Fransa Cumhuriyeti arasında önceleri Koalisyon savaşları daha sonraları ise « Napolyon savaşları » olarak adlandırılacak olan ve 1815’e kadar sürecek olan bir dizi savaşa yol açtı. Bu savaşlar sırasında kendisini İtalya cephesinde Avusturyalıları ağır bir yenilgiye uğratarak kanıtlayan Napolyon aynı zamanda Fransa siyasetinde de hızla yükselmekteydi ve en nihayetinde 1804 yılında kendisini Fransa İmparatoru ilan etti. Napolyon’un bu hareketi Avrupa monarşilerini Fransa’ya karşı birleşmek adına tekrardan bir araya getirdi ve 3. Koalisyon savaşlarını da başlatan hamlelerden bir tanesi oldu.

Arcole köprüsünü geçerken Napolyon

Napolyon koalisyon taraflarından önce davranarak saldırıya geçti. Ulm savaşında Avusturya ordusunu neredeyse yok eden Napolyon’a böylelikle Viyana’nın da kapıları açılmıştı. 13 Kasım’da Viyana’ya “Grande Armée” ile girdi. Bu sırada savaş başladıktan sonra Almanya topraklarına müttefiklerine yardım için gelen Rus ordusu da Avusturya ordusu Ulm’da yok edildikten sonra geri çekilmeye çalışıyordu. Başlarda Kutuzov komutasında bulunan Rus ordusu Napolyon Viyana’ya doğru ilerlerken diğer Rus ordusu ile birleşti ve kalan Avusturya ordusu ile birleşti. İki ordu Napolyon’un ordusu tarafından kovalanırken kendilerine stratejik bir pozisyon sağlayacağını düşündükleri Austerlitz’de konumlandılar.

Savaş başlamadan önce Napolyon’un ordusu aslında o kadar da iyi bir pozisyonda değildi çünkü gerek sayı olarak azdılar gerekse de uzun süren kovalamacadan sonra yorgun düşmüşlerdi. Üstelik ordunun bulunduğu yer tarafsız olan ama her an düşmanca bir pozisyon alabilecek olan Prusya topraklarına da çok yakındı. Olası bir Prusya hamlesi Grande Armée için felaket olabilirdi. Ne var ki bütün bu ters koşullara rağmen Ulm’da ve diğer cephelerde aldığı zaferleri devam ettirmek ve Avusturya ile Rusya’yı savaş dışı bırakmak isteyen Napolyon Avusturya-Rus orduları üzerine yürüdü. Buradan sonrası Fransa için tam anlamıyla kusursuz bir savaşa yol açacaktı.

Savaş başlamadan önce Fransız ve Koalisyon ordularının konumları

Müttefik güçlerinin asıl planı Napolyon’un ordusunun güney hattına saldırmak böylece Viyana’ya doğru bir yol açmaktı. Müttefiklerin böyle bir şeye kalkışacağını bilen Napolyon aslında savaştan önceki birkaç günde bunun için uğraşmış, ordusunun zayıf olduğu izlenimini yaratmak istemişti. Böylelikle savunma pozisyonları Napolyon’a göre daha avantajlı olan Rus-Avusturya ordusu aslında bir tuzak olarak önceden planlanmış olan Fransız ordusuna saldıracaklardı. Müttefiklerin ordusunun sağ güney cephesine odaklanmasının merkez hatlarını daha zayıf bırakacağını düşünüyordu. Hamlesini doğrudan müttefik ordularının merkezine yaparak onların kendi güney cephesine yaptıkları saldırıya cevap verecekti. Planlarına rağmen Napolyon’un başarısı Viyana’dan acele bir şekilde yardıma çağırdığı General Davout’nun zamanında gelmesine bağlıydı. Savaş başladıktan müttefikler Napolyon’un ordusunun sağ tarafının bulunduğu Telkinz kasabasına doğru saldırıya geçtiler ve burayı ele geçirmeye başardılar ancak Davout’un zamanında gelmesi neticesinde geriye püskürtüldüler. Bu noktada müttefik süvarileri devreye girdi ve Fransız ordusu Telkinz kasabasından çekilmek zorunda kaldı. Ancak Telkinz savaş boyunca en kilit noktalardan birisi olarak kalmaya devam edecek ve sürekli olarak el değiştirecekti ki bu durum Napolyon’un işine geliyordu çünkü Müttefik orduları buraya ne kadar yığılırsa merkezdeki pozisyonları da bir o kadar zayıflıyordu ve bu da zaten Napolyon’u tam olarak istediği şeydi. O sırada savaş alanına hakim olan sisten de yararlanarak merkeze doğru saldırıya geçti ve Rus-Avusturya ordularını sürprize uğratarak Pritzen tepelerini ele geçirdi. Bu sıralarda ise ordusunun sol tarafı Rus süvari taaruzu neticesinde çökmek üzereydi. Her ne kadar Fransız süvarilerini o bölgeye gönderse de bu Rusları yenmeye yetmedi ancak zaman geçtikçe Fransız topçuları tarafından sürekli olarak bombalanan Rus güçleri daha fazla dayanamadı ve geri çekilmek zorunda kaldı. Bundan sonrası ise Fransız orduları için daha kolaydı. Her ne kadar Kuzeyde Rus-Avusturya güçleri Fransız ordularını başlarda püskürtmeyi başarmış olsalar da diğer cephelerden gelen takviyeler neticesinde Kuzeydeki müttefik ordusu da geri çekilmek zorunda kaldı. En son ise Napolyon dikkatini güney cephesine yani savaşın başladığı ve hala belirsiz bir durumda bulunan yere verdi. Gelen takviyelerle beraber güney cephesi de Fransızlar tarafından püskürtülmüştü ve Müttefik ordularının savaştan geri çekilmekten başka çaresi kalmamıştı.

Savaş Napolyon ve Fransa için büyük bir zaferdi. Başlangıçta 73000 olan müttefik askerlerinin 27000’i kaybedilmişti. Buna karşılık Fransız kaybı ise 9000 kadardı. Sayıca daha az olan Fransız ordusu düşmanlarını ezici bir biçimde yenmiş, savaştan 2 gün sonra Avusturya barış antlaşması imzalayarak savaş dışı kalmıştı. Austerlitz, Napolyon 1812’de Moskova üstüne yürümeye karar verene dek Avrupa’ya hükmetmesine yol açan en önemli savaşlardan bir tanesi olmuştu.

 

Kaynakça:

  • Fisher, Todd, and Gregory Fremont-Barnes. The Napoleonic Wars: The Rise and Fall of an Empire. Oxford: Osprey Publishing Ltd., 2004.
  • http://www.newworldencyclopedia.org/entry/Battle_of_Austerlitz
  • http://www.historyofwar.org/articles/battles_austerlitz.html
  • https://www.thoughtco.com/napoleonic-wars-battle-of-austerlitz-2361109

Leave a Reply