Kardeşime…
ÖSYM Kurulduktan Sonra Yükseköğretime Geçiş:
Serinin ilk yazısı için tıklayınız.
Her ne kadar hem seçme hem de yerleştirmede ortak bir uygulamanın olması için adımlar atılmış olsa da üniversitelerin bir merkeze bağlı olmak zorunda olmadığı bu dönem, üniversite adayları için zorluklar oluşturmaktaydı. Bu duruma ek olarak üniversite adayı sayısı da zamanla artınca 1974 yılında Üniversitler Kanunu ile bugünkü adıyla ÖSYM, o dönemki adıyla Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezini (ÜSYM) kuruldu. 1981 yılında ise ÜSYM, Yüksek Öğretim Kurulu’na (YÖK) bağlanarak şimdi hepimizin adını bildiği “Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)” adını aldı. ÖSYM’nin kuruluşuyla üniversiteye yerleştirmede bir düzen sağlanmış olmasına rağmen sınav sistemlerinde bir düzen oturtulması belli ki daha zaman alacak.
ÖSYM’nin ilk yılları olan 1974 ve 1975 senelerinde üniversiteye giriş sınavı, aynı gün içerisinde sabah ve öğleden sonra iki oturum şeklinde yapıldı. Ardından 1976 ve 1980 yılları arasında tek bir günde ve tek oturumla üniversiteye giriş sınavı gerçekleştirildi. 1981 yılına kadar üniversite sınavlarında öğrenciler; genel yetenek, fen bilimleri, sosyal bilimler ve yabancı dil olmak üzere dört alandan teste tabi tutuldu. Ayrıca, yine bu dönemde üniversiteye giriş sürecinde sadece ÖSYM tarafından yapılan sınavlarda gösterilen başarı göz önünde bulunduruluyor, öğrencilerin lise başarısı dikkate alınmıyordu.
1981 yılında sınav yeniden iki aşamalı hale getirilerek nisan ayında ilk sınav olan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), ardından haziran ayında ikinci aşama sınavı olan Öğrenci Yerleştirme Sınavı (ÖYS) ile öğrenci seçme ve yerleştime işlemi gerçekleştirildi. İlk aşama sınavı olan ÖSS ile yetenek ölçümü hedeflenirken ÖYS ile bilgi ölçümü hedefleniyordu. Yeni sistem henüz uygulanmaya başlandıktan sonra, 1982 yılında bir yenilik daha getirilerek üniversiteye girişte lise diploma notlarının da üniversiteye girişte etkili olması kararlaştırıldı. Bu uygulamaya göre adayların diploma notları da Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) adıyla üniversite sınavlarına etki edecekti. Bu değişikliğin ardından ÖSS ve ÖYS sınavlarında yapılan ikinci bir değişiklikle de üniversite adaylarına belirli testleri cevaplama hakkı tanındı.
Yıllar boyunca iki aşama şeklinde uygulanan üniversiteye giriş sınavları, 1999 yılında tek aşamalı hale getirildi. Bu değişiklikle, 1999 yılından itibaren ilk aşama sınavı olan ÖSS sınavının, sınavın içeriğinde bir değişiklik yapılmaksızın uygulanmasına karar verildi. Bu da üniversitelere öğrenci seçiminde tek yetenek ölçümünün yapılması, yani adayların sadece 6,7,8 ve 9. Sınıf müfredatlarından sorumlu olması anlamına geliyordu. Böylece lisede öğrenilen birçok bilgi, 2006 yılında yeni bir değişiklik yapılana dek üniversiteye giriş sınavında kullanılamaz hale geldi. Tabi 1999 yılında üniversite adaylarının yaşadığı tek değişiklik tek aşamalı sınava geçiş olmadı. Sınavdan önceki gece öğrenciler, sınav sorularının çalındığını bu yüzden sınavın iptal edildiğini ve daha sonra yapılacağını öğrendiler. Özetle, Türkiye’de öğrenci olmak hiçbir zaman kolay olmadı.
2006 yılında tek aşamalı üniversite sınavına devam edilmekle beraber ÖSS sınavı müfredatına lisede öğretilen bütün konular dahil edildi. Böylece öğrenciler, hem yetenek ölçümü hedeflenen ortak alan hem de bütün lise müfredatı göz önünde bulundurularak hazırlanan alan testlerini çözmekle yükümlü hale geldi.
2010 yılında yaklaşık on yıldır uygulanmakta olan tek aşamalı sınav sistemi yeniden iki aşamalı hale getirilerek YGS (Yükseköğretime Geçiş Sınavı) ve LYS (Lisans Yerleştime Sınavları) sınavları ile öğrenci seçilmeye başlandı. Bu sistemde YGS sınavı aslında tıpkı yıllar önce uygulanmış olan ÖSS sınavı gibi yetenek ölçümü, LYS de bilgi ölçümü hedef alınarak farklı alanlardan hazırlanıyordu. YGS barajını aşan her aday, iki hafta sonuna yayılmış bir şekilde uygulanan LYS sınavlarında, istedikleri alanın sınavına girebiliyorlardı.
Bütün bu değişikliklerden sonra şimdi ‘ideal’ olduğu düşünülerek getirilen bir sınavla, bir değişiklikle daha karşı karşıyayız. Yedi senedir uygulanan YGS ve LYS sınavları geçtiğimiz günlerde uygulamadan kaldırılarak yerine ilk defa 2018 yılında uygulanmak üzere TYT ( Temel Yeterlilik Testi) ve YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) sınavları getirildi. TYT, YGS’nin yerini alan ilk aşama, YKS ise LYS’nin yerini alarak bilgi ölçümü yapması hedeflenen ikinci aşama sınavı. İlk açıklamada sınavın ilk aşaması olan Temel Yeterlilik Testi’nde sadece matematik ve Türkçe testleri olacağı söylenmesine rağmen; bir gece bu sistemin de değiştiği öğrenildi ve TYT sınavına, önceki açıklamayla kaldırılmış olan sosyal bilimler ve fen bilimleri dersleri eklendi. Haziran 2018’de uygulanacak bu sisteme göre, üniversite adayları hem ilk hem de ikinci aşama sınavlarına aynı hafta sonunda girecek.
Yukarıda bahsi edilen tüm değişiklikler dikkate alındığında görülüyor ki Türkiye’de merkezi bir seçme ve yerleştime sınavının uygulanması, sadece ÖSYM gibi merkezi bir kurumun kurulması bile yıllar almıştır. ÖSYM kurulana dek de ÖSYM’nin ardından da ‘ideal’ olduğu düşünülerek getirilen her yeni sistemin kısa sürede ‘ideal olmadığı’ fark edilmiş ve yeniden değişiklik yoluna gidilmiştir.
Umarız, her değişiklikle Türkiye gerçekten ‘ideal’ olana yaklaşmaktadır.
Kaynakça:
http://www.yok.gov.tr/web/guest/yks-sss
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/34/970/11943.pdf
http://www.osym.gov.tr/TR,8530/tarihsel-gelisme.html
http://www.hurriyet.com.tr/1-5-milyon-ogrenci-yikildi-39076985
http://www.aksam.com.tr/yasam/universite-sinavi-sistemi-puanlari-nasil-olacak-tyt-yks-2018-son-dakika-gelismeleri-konulari/haber-684653
https://m.bianet.org/bianet/egitim/189931-turkiye-de-egitim-sistemi-15-yillik-yap-boz