Londra merkezli Komünist Birlik’in 1847 yılındaki kongresinde alınan karara göre ayrıntılı bir parti programı oluşturulması gerekmektedir. Bu programın hazırlanışı için iki isim görevlendirilmiştir: Karl Marx ve Friedrich Engels. 1847 yılının sonlarından itibaren işe koyulan ikili şimdilerde üst gelirli kişilere hitap eden restoran olarak kullanılan ancak o zamanlar kahvehane ve bar konseptinde daha alt gelirli insanlara yönelik hizmet veren Brüksel’in Grote Markt meydanına bakan La Maison du Cygne’de uzun vakitler harcadı. Sonunda, bütün Avrupa’yı derinden sarsacak 1848 Devrimlerinin arefesinde hazırladıkları program 21 Şubat 1848 tarihinde Manifest der Kommunistischen Partei adıyla basılmıştır. Basımından sonra onlarca dile çevrilen ve onlarca Avrupa şehrinde basılan bu manifestonun bir uğrağı da elbette Osmanlı İmparatorluğu ve daha sonra Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.
Aslında, manifestonun İstanbul’a uğraması pek gecikmiyor. Henüz manifesto 40. yaşına basmadan İstanbul’da basılma çabası gösteriliyor. Bunu aktaran Friedrich Engels’in kendisi. 1 Mayıs 1888 tarihli manifestonun İngilizce basımına yazdığı önsözde Engels, İstanbul’da bir yayıncının manifestoyu Ermenice basmak niyetinde olduğunu söylüyor.
‘’Bundan birkaç ay önce İstanbul’da yayınlanması beklenen Ermenice çevirisi, bana söylendiğine göre, yayıncı Marx’ın adını taşıyan bir kitap yayınlamaktan korktuğu, çevirmen de kitabı kendi eseri gibi göstermeye yanaşmadığı için gün yüzüne çıkamamıştır’’ (Karl Marx-Friedrich Engels: Komünist Manifesto ve Hakkında Yazılar, 62).
‘’An Armenian translation, which was to be published in Constantinople some months ago, did not see the light, I am told, because the publisher was afraid of bringing out a book with the name of Marx on it, while the translator declined to call it his own production’’
1890 tarihli Almanca basımın önsözünde Engels tekrar İstanbul’daki yayıncıdan söz ediyor:
‘’Bu arada garip bir olaya da değineyim: 1887’de Ermenice bir çevirinin elyazması İstanbul’da bir yayıncıya sunuluyor. Adamcağız Marx’ın adını taşıyan bir kitabı yayınlamayı göze alamıyor, çevirmenden kitaba kendi adını koymasını istiyor, ama o da buna yanaşmıyor’’ (Karl Marx-Friedrich Engels: Komünist Manifesto ve Hakkında Yazılar, 67).
‘’As a matter of curiosity, I may mention that in 1887 the manuscript of an Armenian translation was offered to a publisher in Constantinople. But the good man did not have the courage to publish something bearing the name of Marx and suggested that the translator set down his sown name as authot, which the latter however declined’’
Bu sözü geçen Ermenice basımın akıbeti hakkında elimizde güvenilir bir kaynak bulunmamaktadır. 19. yüzyılın sonundaki bu çabadan sonra aynı topraklarda manifestonun tekrar gün yüzüne çıkması Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşuyla paralel olmuştur. Türkiye Komünist Partisi’nin kurucularından olan Mustafa Suphi’nin el yazısıyla çevirdiği nüsha, manifestonun Türkçedeki ilk çevirisidir. Ancak, Suphi’nin çevirisi tam değildir ve basılmamıştır. Mete Tunçay’ın ulaştığı orijinal belgeler sayesinde Mustafa Suphi’nin çeviri işine giriştiğinden haberdarız (Detaylı bilgi için bkz: Mete Tunçay, Eski Sol Üzerine Yeni Bilgiler, 1982). Mustafa Suphi’nin çevirdiği nüsha şöyle başlamaktadır:
‘’Bir hayalet, komünizm hayaleti Avrupa’yı büyülemiştir. İhtiyar Avrupa’nın bütün iktidar makamları, Papa ve Çar, Metternich ve Guizot, Fransız radikalleri, Almanya polisleri, bu hayaleti kuşatıp sıkıştırmak için bir mukaddes ehl-i Salip tertibiyle ittihat ettiler.’’
Manifestonun Türkçedeki ikinci çevirisi ve de ilk basılı çevirisi, yine dönemin sosyalist hareketleri içerisinde aktif rol alan Şefik Hüsnü tarafından yapılmıştır. Çeviri, Komünist Beyannamesi adıyla 1923 yılında Aydınlık külliyatının 9 numaralı eseri olarak Şehzadebaşı-Evkaf Matbaası’nda basılmıştır, fiyatı ise 10 kuruştur. Şefik Hüsnü, beyannamenin son kısmını şöyle noktalıyor:
‘’Komünistler, fikirlerini ve tasavvurlarını saklamayı kendilerine yaklaştırmazlar. Açıkça ilân ederler ki gayeleri ancak ve ancak ananevi bütün nizam-ı içtimaiyenin şiddetle devrilmesiyle tahakkuk edecektir. Bir komünist inkılâbı ihtimali karşısında titremek hâkim sınıflara düşer. Bu işte zincirlerinden başka, proleterlerin kayıp edecek bir şeyleri yoktur ve bu suretle bütün bir âlem kazanmış olacaklardır. Bütün dünya işçileri birleşiniz!’’
Kaynakça
Alkan, Mehmet. Brüksel’den İstanbul’a Manifesto Üzerine Notlar. Der. Y. Doğan Çetinkaya, Osmanlı’da Marksizm ve Sosyalizm: Yeni Kuşak Çalışmalar içinde (s. 233-244). İstanbul: İletişim Yayınları, 2021.
Karl Marx-Friedrich Engels: Komünist Manifesto ve Hakkında Yazılar, İstanbul: Yordam Kitap, 2018.
https://www.marxists.org/archive/marx/works/1848/communist-manifesto/preface.htm