İşçilere yüklenen aşırı iş yükü, işçilerin aileleriyle, sosyal çevreleriyle olan ilişkilerine büyük oranda zarar veriyor; sonuç olarak, işçiler, başkaları tarafından insan olarak değil, sadece çalışmaya yarayan makine ve para kaynağı olarak görülmeye başlıyor. İşçiler, ilk olarak iş verenleri tarafından, sonra da aileleri tarafından makine olarak görülmeye başlıyor. Tıpkı makine gibi disiplinle ve titizlikle, sektirmeden çalışan işçilerin öncelikle yakın ilişkileri ve aile bağları zayıflıyor; bu durum, işçilerin, ailelerinin gözünde eve düzenli para getiren bir tür makine olarak görülmeye başlamalarına sebep oluyor.
Titiz ve dakik bir işçinin hasta olmasına veya iradesi dışında meydana gelen hayati bir ekstra durumunun olmasına dahi izin verilmiyor ve tolerans tanınmıyor. Örneğin; Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı romanında bu durum oldukça güzel ifade edilmiştir. Romanda Gregor Samsa karakterinin böceğe dönüşme olayı irade dışında meydana gelen ekstra bir durumu tasvir ediyor. Beş yıldır çok dakik ve titiz bir işçi olmasına karşın, bu ekstra durumundan ötürü, para kazanabilme özelliğini kaybetmiş; işe yaramaz, gereksiz bir makine, bir çöp muamelesi görmeye başlamıştır.
Bu durumu daha iyi anlamak için; her zaman, dönüşümü dışındaki her koşulda son derece dakik, titiz ve çalışkan olan bir işçi, müdürünün gözünde şu duruma düşebiliyor ve müdür bu tarz düşüncelere sahip olabiliyor: “Son zamanlardaki çalışmalarınız son derece yetersizdi; gerçi bu mevsimde işlerin çok parlak gitmesi beklenemez, bunu biz de biliyoruz; ama hiç iş yapılmayacak mevsim yoktur, Bay Samsa, asla da olmamalıdır, bu hoş görülemez.”
Aşırı iş yükü sebebiyle hayatı işi olmuş olan bir aile ferdi para kazanamaz duruma geldiği zaman, ailesi tarafından gereksiz bir varlık muamelesi görmeye başlıyor. Bu aile ferdini gereksiz görme sebebi ise aile bağlarının ve aile sevgisinin iyiden iyiye zayıflamış olmasıdır. Artık bu aile ferdi bir para kaynağı olarak görülmeye başlıyor; bir diğer deyişle, eve para getiren bir tür makine olarak görülmeye başlıyor, insan olarak görülmüyor.
Gregor Samsa böceğe dönüştüğünde, ailesi onu odasına kilitledi ve Gregor böceğe dönüşse de, ailesi, onun hala insani duygularının ve düşüncelerinin olduğunu göremedi, anlayamadı. Halbuki Gregor, böceğe dönüşse de, onu faydasız hale dönüştüren böcek formunu düşünmekten, böcek formuna odaklanıp endişelenmekten ziyade; ailesinin geçinebilip geçinemeyeceğini, ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirebilip getiremeyeceği hakkında düşünceler ve endişeler içerisindeydi. Zayıflayan aile bağları sebebiyle, ailesine yabancılaşmıs ve işe yaramaz hale gelmiş Gregor, bir düşman olarak görülmedi; fakat katlanılması gereken bir şey olarak görülmeye başladı, iğrenç varlığına katlanılması da, ailesi için bunun bir aile görevi olmasındandı.
Gregor Samsa’nın böceğe dönüşümü, Gregor’un çalışma engelini, çalışma özrünü simgeliyor. Bu engel; ailesinde ve müdüründe, onun, gereksiz ve iğrenç bir varlık olduğu hissini yaratıyor. Ailesi, Gregor’a merhamet ve sevgi duygularından yoksun yaklaşırken, üstüne, ailesi Gregor’a korku ve iğrenme duyguları besliyor ve ona bir yabancıymış gibi yaklaşıyorlar. Özetle, Gregor Samsa, makine muamelesi gören bir işçidir, bir insan değildir. İşi sebebiyle ailesine ve çevresine yabancılaşması, Gregor’a bir makine imajını yükledi. Makine-yani Gregor- çalışmaz, kullanılmaz hale gelince, ailesinin ve müdürünün gözünde iğrenç bir çöp imajına sahip oldu.
Toparlarsak, aşırı iş yüküne sahip olan bir işçinin akıbeti, kendisine ve çevresine yabancılaşmadır. Bu aşırı iş yükü, işçide tatminsizlik duygusu yaratır; genellikle, işçiler, başka seçenekleri olmadığından bu işlerde çalışmaya devam ederler. Hiçbir zaman ürettikleri ürünü satın alamayacaklar ve emeklerinden sadece müdürleri, yöneticileri ve patronları yararlanacak. Bu yüzden, işçinin ürettiği her ürün işçinin kendisine yabancıdır ve kendisinin düşmanıdır. Kendisine yabancılaşmış işçiye Gregor Samsa iyi bir örnek teşkil ediyor. Gregor Samsa işini sevmedi; işi yüzünden kendisine ve çevresine yabancılaştı, onlarla bağları zayıfladı; dahası, işi sebebiyle, kimseyle yakın bağ da kuramadı, samimi ilişkiler geliştiremedi. Bu durum çevresine yabancılaşmasına sebep oldu. Gerçekte, Gregor ve ailesi ile arasında gerçek, içten ve derin sevgi bağları yok. Gregor; ailesine, işine ve özellikle kendisine yabancılaşmış bir varlıktır. Kendisine yabancılaşmış bir varlıktır; çünkü, kendi insan vücuduna artık sahip değildir, böcek vücudu üzerinde de herhangi bir kontrolü ve iradesi yoktur. Kontrol edemediği böcek vücudu, Gregor’un artık para kazanamayacak kadar kullanışsız hale gelmiş yorgun vücudunu simgeliyor. Bir işçinin vücudu kullanışsız hale gelip yorgun düşerse, işçi, hurda haline gelmiş bozuk bir makine olarak görülür. Mekanizmanın düzenli işleyişi ve toplum düzeninin sağlanması için, bu hurda makinenin yerine; yepyeni ve güçlü, tıkır tıkır çalışan bir makine getirilir.
Kaynaklar:
1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları (Paris Elyazmaları) – Karl Marx
Dönüşüm – Franz Kafka