Arkadaşlar, bana sorarsanız milletçe birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan günlerden birkaçını yaşamaktayız. Soğuk kış günleri kapıya dayanmış, evimizi stadımızı ısıtamaz hale getirmiş durumda bizi. Öğrenciler için yaklaşan final dönemleri olsun, futbol ligimizin ilk yarısının sonuna yaklaşmış olması olsun… Futbolcumuzdan ev hanımımıza hepimiz baskı altındayız. Bu kadar yoğun tarihlerde, bu kadar zorlu zamanlarda en son düşünmek istediğim şey bir ahlaki sorgulamaydı. Ama o da oldu. Çok üzüldüm.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Bugün gazetesi, ahlaki boyutta akıl almaz bir habercilik anlayışıyla Başbakanımıza büyük bir saldırı gerçekleştirdi. Fatma Şahin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın el ele bir fotoğrafının bulunduğu bir haber bastı. Ben gazeteyi gördüğümde şok olmuştum. Haber metnini bile okuyamadım sinirimden. En son padişahlarımızın da cinsel münasebete girdiğini iddia eden bir diziyi izlediğimde bu kadar sinirlenmiştim. Adını vermek istemiyorum dizinin burda. Fatma Şahin ve Başbakanımız da o dizinin de yer aldığı bir planın parçasıydı. Emindim. Bu bir komploydu. Her ne kadar bazı yazarlar, yok efendim “birçok kişi vardı, gerisini kesmişler”, vay efendim “oraya odaklamışlar” gibi yumuşatılmış savunmalar yapsalar da bu tavıra ben katılmıyorum. Neyse gerçek söyleyelim arkadaşlar. Başbakanımız el falan tutmadı.
Tabi böyle ahlaksız bir fotoğrafı görünce insanın aklına bin bir türlü şey geliyor. O gün mesaim sabah 9’da başlamış olmasına ve saat henüz 9:07 olmasına rağmen işimi bırakıp hemen arabama atladım, evime yol aldım. Çünkü bu olay işimden daha önemliydi. Hemen oğlum Kenan’ın odasına girdim. Kenan 8 yaşında. Sarsarak uyandırdım oğlumu. “Günaydın bağababbaabbaab” gibi bir laf çıktı ağzından. Hızımı alamayıp uyandıktan sonra da sarsmaya devam etmişim sanırım. Uzatmadan sadede geldim. “Oğlum geçen hafta sınıfta başkan seçmiştiniz değil mi?” dedim. “Eğvehehehhehet” dedi. Durduramıyorum kendimi tabi. Hâlâ sarsıyorum çocuğu. “Şu örgülü kız başkan yardımcısı, bizim evde kusan çocuk da başkan olmuştu değil mi?” dedim. Onaylayıp çocuğun adını söyledi. adını umursamadım tabi. Çünkü daha önemli bir mesele vardı ortada. Hemen “Peki bu kızla çocuk böyle el ele tutuşup zafer nidaları attılar mı?” diye sordum. “Nida ne demek?” dedi. Yemin ediyorum bu çocukta dikkat bozukluğu var. “El ele tutuşmak” gibi bir anahtar noktayı atlayıp bilmediği kelimeye takılmış. Tekrar sarsmaya başlayıp “‘Tutuştular mı!?’ dedim” dedim. “Hağıağıağağa” gibi bişey dedi. “Tamam, tamam. Hayır, anladım” dedim. İçim rahatladı. Oğlumun, iki arkadaşın el ele tutuşması gibi çirkin bir olaya tanıklık etmemiş olması beni Nazi subayına döndüren muhafazakar demokrat telaşı biraz da olsa dizginledi. O sırada Aynur girdi içeri. Bağırıyor bana tabi.
Dinlemeden çalışma odama geçip kapıyı kilitlemeye yeltendim ama anahtar iç tarafta değildi. Aynur benim kilitlemek istediğimi anlamış olacak ki kapıyı üzerime kilitledi, sağ olsun. Yine sesler geliyordu tabi. Yer yarılacakmış da içine mi girecekmişim, boyum mu devrilecekmiş, anlamadım tam. Neyse. Başbakanımız konusuna geri döndüm ve internetten araştırma yapmaya başladım. Yalçın Akdoğan’ın dediği gibi Başbakanımıza çirkin bir saldırı olmalıydı bu. Ama yine de onun kadar ılımlı ve iyi niyetli değerlendirmedim ben. Bence Başbakanımızın fotoğrafı gerçek değildi. Olamazdı. O fotoğrafın montaj olduğu çok belli. Ben de hemen bunun gibi montaj örneklerine baktım. Bir çok örneği varmış tarihte meğer bu tipte montajın. Her ne kadar, bu kadar ahlaksız bir komplo olmasalar da onlar da kendi çaplarında yalanlar tabi. İnternet araştırmalarımı da Youtube isimli görsel belge arşivinde bulduğum “Belgelerle dünden bugüne el ele tutuşma yalanları” isimli videoyla kapadım. Gerçekten de dünden bugüneydi video. Bir tek bu olay vardı çünkü.
Her ne kadar yazıya milletçe birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz günlerden bahsetmiş olsam da bu birlik beraberlik el ele tutuşacak seviyeye ulaşmamalı. O kadar birliğe ihtiyacımız yok. Elbette başbakanımız da bunun farkında olduğundan dolayı Fatma Şahin’le el ele tutuşmadı. Bugün Gazetesini bu Stalinvari montaj çalışmalarından dolayı kınıyorum. Ayrıca eğer şimdiye kadar başka bir cinsle el ele tutuşmuş başbakanlarımız olduysa (evet, korkunç bir ihtimal olduğunun farkındayım ama gerçekleşmiş olabilir) onları da birer birer kınıyorum. İyi akşamlar diliyorum. Aynur! Kapıyı açabilirsin artık. Aynur!
Bonus:
Aynur duymuyor sanırım. O yüzden ben de özellikle grafik tasarım öğrencileri ve pek çok ünlü tasarımcının yakından tanıyabileceği “Paint” isimli programla Fatma Şahin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını montajlanmamış haline getirmeye uğraştım. Elimden geldiğince özenli bir çalışma yapmaya çalıştım. Umarım gerçeği ile montajı arasındaki fark, durumun vehametini anlamanıza yeterli olur.