Şaibeli 30 Mart Yerel seçimlerini geride bırakalı bir hafta olmasına rağmen seçim sonuçları hala netlik kazanmış değil. İl ve ilçe belediyeleri seçimler sonrasında çok sayıda itirazda bulunurken, itirazlar sonucunda oyların yeniden sayılmasıyla başkanlığın el değiştirdiği bölgeler bile mevcut. Böyle bir durumda akla gelen sorulardan biri de artık tüm siyasilerin kampanyalarında sosyal medyaya ve dijital mecralara fazlasıyla yöneldiği bir dönemde neden elektronik oylamanın ülkemizde hayata geçmiş olmaması olabilir.
Seçmenlerin oylarını istedikleri lokasyondan veya devletin belirlediği lokasyondan yapmasına göre e-oylama ikiye ayrılıyor. Elektronik oylama dediğimizde aklınıza direkt internet üzerinden yapılan oylama gelmesin, mesela barkod ya da benzeri teknolojilerin günümüzde kullandığımız mühür ve oy pusulasının yerini alması da elektronik oylamaya giriyor. Fakat bu yazıda internet üzerinden yapılan elektronik oylamadan bahsedeceğim. (i-oylama diyebiliriz)
Hangi ülkeler elektronik oylamayı kullanıyor?
Elektronik oylamayı kullanan ülkelerin sayısı tahmin edebileceğiniz gibi oldukça fazla. Örnek verecek olursak,Birleşik Krallık, Hollanda, İtalya, Brezilya, Kanada, Estonya, Avustralya, ABD ve Fransa diyebiliriz. Hatırlatmadan geçilmeyecek olansa Avrupa Birliği’nin de bu konuda ciddi çalışmalarının olması.
Tarihte ilk elektronik seçim 2001 yılında, Avustralya’da yapılmış. İnternet üzerinden yapılan ilk elektronik seçimse (i-oylama) 2007 yılına dayanıyor. Örneğin günümüzde Estonya’da halk, mobil cihazları üzerinden istedikleri lokasyonda oylamaya katılabiliyor.
İnternet üzerinden elektronik seçim Türkiye’de ne kadar mümkün?
Ülkemiz yeni TTK (Türk Ticaret Kanunu) ile birlikte dünyada borsaya kote olan tüm şirketlerin yönetim kurulu toplantılarını elektronik ortamda dijital olarak yapabilen ülkelerden biri oldu. Başka bir örnekle e-Devlet ve e-Okul gibi sistemleri de hatırlatabiliriz. Fakat tüm bunlardan farklı olarak elektronik oylama altyapısını oluşturmanın elbette halka dokunacak olan donanım boyunun altını çizmekte yarar var.
İnsanların evlerinden ya da diledikleri yerden yapabilecekleri internet üzerinden elektronik oylamayı bir kenara koyacak olursak; tüm ‘sandıklarda’ kioks ya da benzeri bir bilgisayarın yer alması gerekiyor ve insanların ulaşım/yakınlık problemi yaşamaması için ülkenin dört bir yanına bu bilgisayarların ulaşması ve seçimin sağlıklı bir şekilde tamamlanabilmesi için sorunsuzca hizmet vermeleri gerekiyor. Diğer bir seçenek ise elektronik seçimin ilk olarak belirli pilot bölgelerde uygulanıp daha sonra ülke geneline yayılması olabilir.
Günümüzde seçimler nasıl düzenleniyor?
Seçim süreci ülkemizde İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan adrese dayalı nüfus sistemi çerçevesinde oluşturulan seçmen kütük listeleriyle başlıyor. Listelerin kontrolü muhtarlıklara asılan listelerden veya online olarak da kontrol edilebiliyor. Seçmen listeleri yapılan itirazlar ve düzenlemeler sonucu nihaileşiyor. Seçmenlerin seçim günü kullandıkları oylar ise YSK görevlileri, parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri eşliğinde sandık başlarında elle sayılıyor. Daha sonra manual olarak sayılan oylar YSK’nin bir süredir kullandığı seçim yazılım SEÇSİS üzerine giriliyor. SEÇSİS’e girilen bu bilgiler eş zamanlı olarak YSK (Yüksek Seçim Kurulu) ve siyasi parti yetkilileri tarafından görüntülenebiliyor.
‘’Bu arada SEÇSİS, Java programlama dili ile kodlanan, veritabanı olarak da Oracle kullanan bir yazılım. Yazılım her ne kadar kendi içinde Linux temelli olsa da görevlileri Windows bilgisayarlar üzerinden SEÇSİS’e ulaşıyor. Bir dönem Yunanistan’da da kullanılan yazılımın, muhalefetin itirazları sonucu kullanımına son verilmiş. Ayrıca SEÇSİS adı verilen yazılım, ABD’de de artık kullanılmıyor. Ülkemizde ise SEÇSİS 2007 seçimlerinden bu yana ülkemizde kullanılıyor.’’
30 Marttaki yerel seçiminden bazı rakamlar:
- 52 milyon 695 bin seçmen (elektronik seçimin uygulandığı ABD’de bu rakam ülkemize göre 3 katın üzerinde)
- Geçen seçimlere göre 2 milyon 505 bin yeni seçmen
- 540 bin 669 engelli seçmen
- 194 bin sandık (cezaevleri hariç)
- 141 milyon 654 bin adet seçim pusulası
İnternet üzerinde çalışacak elektronik seçim yazılımı nasıl olmalı?
Önemli olan noktalardan ilki YSK görevlileri ve partiler tarafından aynı anda yazılım üzerinde oylama sonuçlarının kontrol edilebilmesi, hatta vatandaşların da erişebilmesi. Hangi vatandaşın hangi partiye ya da adaya oy verdiği de veri tabanında tutulmamalı. Açık kaynak ve hatta Linux üzerinde çalışan ve ayrıca kullanılan bir yazılımın şeffaflık konusunda güven vereceğini söyleyebiliriz.
Diğer önemli konuysa bizzat seçmenler tarafından kullanılacak özel bir kasaya sahip bilgisayarın ülke genelindeki maliyeti. Bugün herhangi bir fuar ya da organizasyon için bir kioks (özel kasaya sahip bilgisayar denebilir) kiralamak istediğinizde 1 gün için ortalama 600 TL gibi bir ücret ödemeniz gerekecektir. Bu rakamı 194 bin seçim sandığı üzerinden düşünecek olursak, kaba hesapla 120 milyon TL gibi bir bedel gözden çıkarılmalıdır. Ayrıca kiokslarda görevli olacak olan personelin yetiştirilmesi ve tüm ülkeye dağıtılması da söz konusu olabilir.
Türkiye için 1 sene sonra gerçekleşecek olan genel seçimlerde i-oylama kullanılması hayalci bir yaklaşım olacaktır. Ancak belirlenecek pilot bölgelerde bu çalışmaya başlanması daha ileriki seçimler için ülke adına daha şeffaf ve gerçek bir sonuç alınmasını kolaylaştırabilir. En azından sandık başındakilerin teker teker elle saymalarının ve bunun sonuçlarının halkın belli bir kesimi tarafından şaibeli karşılanmasının önüne geçilebilir..
Kaynak: webrazzi