Turkish Airlines Euroleague Top 16’da ilk yarı maçları 12-13 Şubat’ta oynanan maçlarla tamamlandı. F Grubu’nda dörder galibiyeti bulunan iki ekibimizi karşı karşıya getiren maçta Fenerbahçe Ülker Anadolu Efes’i 77-71 mağlup ederek üçüncü sıradaki yerini sağlamlaştırırken Anadolu Efes dört galibiyet ile dördüncü sırada kaldı. E Grubu’nda mücadele eden temsilcimiz Galatasaray Liv Hospital ise bütün zorluklara rağmen sonuna kadar savaştığı maçta İspanyol devi Barcelona karşısında deplasmanda 82-70 yenilmekten kurtulamadı ve yedi maç sonunda iki galibiyette kaldı. Top 16’da ilk yarının en skorer ismi 19,4 sayı ortalamasıyla Nizhny Novgorod’lu Taylor Rochestie olurken Fenerbahçe Ülker’den Nemanja Bjelica da 10,1 ribaund ortalamasıyla ilk yarının ribaund kralı olmayı başardı. Şimdi de grupların görünümüne kısaca göz atalım:
E Grubu: Durumlar Karışık
Temsilcilerimizden Galatasaray’ın yer aldığı E Grubu’nda ilk yarıyı lider tamamlayan Real Madrid yüksek form grafiği ile dikkat çekti. Birkaç yıldır büyük oranda kemikleşmiş kadrosuyla, Sergio Rodriguez ile Rudy Fernandez’in liderliğinde ve Pablo Laso’nun koçluğunda zirveyi zorlayan İspanyol ekibi birinci olarak geldiği Top 16’da da Tel Aviv’in müthiş atmosferinde kaybettiği Maccabi maçı hariç oldukça korkutucu bir görüntü verdi. Bir çarkın dişlileri gibi işleyen düzeninde takım oyununu oldukça başarılı oynayan Real Madrid şampiyonluğun en önemli bir-iki adayından biri olarak gözüküyor. Eskisi kadar görkemli bir kadroya sahip olmasa da Diamantidis’in liderliğinde Yunanistan’ın alışılmış düzen basketbolunu oynayan Panathinaikos tecrübeli koç Dusko Ivanovic’in ellerinde ilk yarıda sadece Real Madrid ve Barcelona’ya kaybederek grupta ikinciliğe oturmayı başardı. Son şampiyon Maccabi kadrosundan bazı isimleri ve en önemlisi koçu David Blatt’ı kaybetse de özellikle kendi evinde herkesi yenebilecek bir takım olduğunu Real Madrid ve Barcelona’yı yenerek gösterdi. Ancak 7.haftada kendi evinde şok bir Alba Berlin yenilgisi alan İsrail ekibi 5 galibiyet ve 2 mağlubiyetle grupta üst sıraları zorlamaya devam ediyor. Navarro’nun yokluğunda oldukça zorlanan ve ilk haftalarda şok mağlubiyetler alan Barcelona, yıldız şutorün dönüşüyle ikinci yarıda ilk iki sırayı zorlayacak gibi gözükürken Alba Berlin de grubun üst sıralarındaki takımlara karşı aldığı galibiyetlerle dördüncülük için tehlikeli bir aday olduğunu gösterdi. Zalgiris Kaunas aldığı 2 galibiyetle beklentilerin altında kalırken 1 galibiyet alabilen Kızılyıldız’ın artık kendi ligini düşünmeye başladığını tahmin etmek zor olmasa gerek.
Gelelim temsilcimiz Galatasaray’a. Sezon başından beri mali sorunlarla boğuşan, zaman zaman oyuncuları antrenmanlara çıkmayan, bazı oyuncularını maaşlarını ödeyemediği için serbest bırakmak zorunda kalan temsilcimiz bunlara rağmen kahramanca bir mücadele sergiledi desek yanılmış olmayız. İlk 3 maçta 2 galibiyet alan ve özellikle maç öncesinde maç dışı gerginliğin basketbolun önüne geçtiği Kızılyıldız deplasmanından galibiyetle dönerken oynadığı oyunla beğeni toplayan Galatasaray, 4.haftada evinde grubun zayıf takımlarından Alba Berlin’i yense her şey çok daha farklı olabilirdi. Ancak bu maçta şok bir yenilgi alan temsilcimiz Panathinaikos deplasmanında varlık gösteremezken kendi evinde son şampiyon Maccabi karşısında Arroyo’nun yokluğuna rağmen maç boyunca başa baş bir mücadele sergiledi. Uzatmanın son saniyelerinde Ender’in açıkça inişe geçen topunda sayı verilmemesi ve ardından gelen son saniye üçlüğü ile alınan mağlubiyet temsilcimizi oldukça demoralize etmiş olmalı. Barcelona deplasmanına sadece 10 oyuncu ile giden ve bunlardan birisi çok kısa süre alan 18 yaşındaki Nikolov olan Galatasaray kanaatimce kötü koşullarla mücadele sınırını zorlarken kendisinden kat kat güçlü Barcelona karşısında 14 sayıdan geri gelip maçın sonlarında rakibini yakalasa da mağlup olmaktan kurtulamadı ve şu an 2 galibiyet ile 6.sırada. Özetlemek gerekirse, basketbolunu oynamaktan çok, saha dışı problemlerle boğuşan ve çoğu yaşlı oyunculardan oluşan kısıtlı kadrosuyla oynayan Galatasaray’ın maçlarda iyi mücadele etse de yorgunluğun etkisiyle genellikle maç sonlarını iyi oynayamadığı gözlemlendi. Sonradan gelen oyuncular Young ve Carter’ın performansları gelecek için ümit verirken Ergin Ataman’ın bu koşullar altında oyuncularını motive edebilmesi de ayrıca takdire değer. Temsilcimizin ikinci yarıda saha dışı sorunlarından biraz olsun kurtulmasını ve yeniden galibiyet almaya başlamasını ümit ediyoruz.
F Grubu: CSKA ve Olympiakos Kaçıyor, Bizimkiler Kovalıyor
Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker’in mücadele ettiği F Grubu’nda lider olan CSKA normal sezon gruplarından beri süregelen yüksek form grafiğini devam ettiriyor gibi gözüküyor. İlk haftalarda temsilcilerimize karşı da kazandığı maçlarda biraz zorlanan Rus ekibi son haftalarda biraz daha vites artırıp rakiplerini farklı geçerken ikinci yarıya sadece deplasmanda aldığı Olympiakos mağlubiyeti ile giriyor. CSKA’nın tek handikapı ise sezon ilerledikçe yüksek seviyede fazla tecrübesi olmayan koç Itoudis’in maçların baskısını kaldırıp kaldıramayacağı olabilir. Spanoulis’in liderliğinde son yıllarda alıştığımız mental gücü yüksek ve savunma sertliğine dayalı, hücumda da herkesin rolünün belli olduğu düzenleriyle oynamaya devam eden Olympiakos da CSKA ile liderliği paylaşıyor. Geçtiğimiz yıla göre daha derli toplu bir görüntü sergileyen Laboral Kutxa her ne kadar 3 galibiyette olsa da iki temsilcimizi de fazlasıyla terletirken Nizhny Novgorod da belli oyuncuları gününde olduğunda tehlikeli olabileceğini temsilcimiz Anadolu Efes’e karşı aldığı galibiyet ile gösterdi. İlk yarıda sadece 1 galibiyet alabilen Unicaja Malaga ile Armani Milano’nun ise gruptan çıkma şanslarının mucizelere bağlı olduğu söylenebilir.
Fenerbahçe Ülker ise zorlu maç fikstürünün de etkisiyle oldukça kötü başladığı Top 16 turunda çabuk toparlandı ve ardı ardına aldığı 4 galibiyetle ilk yarı sonunda üçüncü sırayı elde etti. İlk hafta ve üçüncü haftada evinde grubun iki güçlü ekibi CSKA ve Olympiakos’a aldığı mağlubiyetlerle kredisini tüketen temsilcimiz özellikle de Armani Milano ve Unicaja karşısında arka arkaya gelen deplasman galibiyetleri ile formunu buldu ve son haftada da üçüncülük mücadelesi yaptığı Anadolu Efes’i mağlup etmeyi başardı. İlk haftalarda yeni transfer oyun kurucu Nikos Zisis’in de takıma uyum sürecinde olmasıyla saha içi organizasyonda sıkıntı yaşayan temsilcimiz buna Goudelock’un aşırı bireysel oyununun da eklenmesiyle oldukça ümitsiz bir görüntü vermişti. Ancak ilerleyen haftalarda hem savunmasını sertleştiren hem de hücumda daha iyi organize olan Fenerbahçe, Goudelock’un da şutlarını biraz olsun takım düzenleri içine sokmasıyla Top 16’nın ikinci yarısı öncesi taraftarlarına üst sıralar yolunda umut verdi. Bjelica kritik anlarda takımda ikinci bir oyun kurucu katkısı vermeye devam ederken son Anadolu Efes maçında Oğuz+Veselj’den gelen 24 sayı da bir başka artı faktör. Son haftalarda ciddi bir yükseliş içinde olan temsilcimizin ikinci yarıda da bunu devam ettirmesini ve grubu ilk ikide tamamlamasını ümit ediyoruz.
Anadolu Efes ise Top 16’nın ilk yarısında inişli çıkışlı bir grafik çizdi. Top 16’ya başlarken oyun kurucu pozisyonunu Heurtel ile takviye eden temsilcimiz tura iki tane geriden gelerek aldığı galibiyetle başlarken mental gücünün yüksek olduğunun sinyalini vermişti. Ancak kendi evinde CSKA karşısında aldığı mağlubiyetten sonra Nizhny deplasmanında 109 sayı yiyerek herkesi şaşırtan Efes, bunun ardından Yunan devi Olympiakos’u farklı yenerek bir anlamda kendini affettirdi. Armani deplasmanında da kazandıktan sonra son hafta Fenerbahçe’ye kaybeden Anadolu Efes ikinci yarıya 4 galibiyet ve 3 mağlubiyet ile dördüncü giriyor. Temsilcimizin inişli çıkışlı grafiğinde takımın sürücü koltuğundaki Heurtel’in takıma adaptasyon sürecinin önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. İlk haftalarda fazla varlık gösteremeyen ancak haftalar ilerledikçe açılan yıldız oyun kurucu, ikinci yarıda kendi performansıyla beraber takımın performansını da yükseltecektir. Perperoglu’nun yükselen form grafiği takım için başka bir olumlu faktörken Milko Bjelica ise geldiği ilk günden beri sürdürdüğü görev adamı rolüne başarıyla devam ediyor. Burada bir parantez de Draper için açmak gerekiyor. Heurtel’in adaptasyon sürecinde Draper’in çok verimli oynaması Efes’in elini güçlendirdi diyebiliriz. Bunun yanında 32 yaşındaki Nenad Krstic’in artık enerjisinin çok sınırlı olması ve oynadığı dakikalarda takımın savunma gücünü düşürmesi Anadolu Efes için ciddi bir sorun. İstatistiklere yansımayan ve birçok işi de yapan mücadeleci Lasme’nin daha çok süre alması bu problemin bir çözümü olabilir. Son haftalarda sahada varlığı ile yokluğu belli olmayan Janning de yeniden form tuttuğu veya süreleri azaltılarak onsuz düzenler kurulduğu takdirde Anadolu Efes ilk ikiyi zorlamaya aday olabilir.
Top 16’da 8.hafta maçları verilecek bir haftalık aranın ardından 26-27 Şubat’ta oynanacak. Temsilcilerimizden Fenerbahçe CSKA Moskova, Galatasaray ise Zalgiris Kaunas deplasmanına giderken Anadolu Efes Laboral Kutxa’yı ağırlayacak. Takımlarımıza başarılar diliyoruz.