İki ayrı yazarımız tarafından değerlendirilen bu konferansın içeriğini sizlerle paylaşıyoruz.
Bilkent Üniversitesi, geçtiğimiz salı günü mezunlarından Petek Demir’i ağırladı. Çeviri Topluluğu’nun konuğu olan Sayın Demir, bir saatlik süre zarfında “Türkiye’deki Edebiyat Çevirisi’nin Önemi” başlıklı konuşmasıyla dinleyicileriyle buluştu.
Pınar Demir’i biraz tanıtacak olursak; Bilkent İşletme mezunu olmasına rağmen çeviriye ve dile olan yatkınlığıyla çevirmenliğe yönelmiştir. Demir, ilkokulda aldığı çeviri derslerinin de bu kararında büyük etkisi olduğunu söylüyor . Mezun olduktan sonra bir süre bankacılık yapmış, fakat ‘Ben bunun için doğmadım’ düşüncesiyle bir çeviri denemesine başvurarak şansını denemiştir. İlk çevirisinin beğenilmesinin ardından kendisini çevirmenlik yaparken bulan yazarımız kendisini ‘çevirici, yazıcı, dinleyici, susucu’ olarak tanımlamaktadır. Yazarı Dan Brown’un kitaplarından tanıyor olmanız mümkün. Da Vinci Şifresi, Kayıp Sembol, Melekler ve Şeytanlar ve İhanet Noktası kitaplarını bizlerle buluşturan Pınar Demir’in ta kendisidir. Bu kitaplarla adını tüm Türkiye’ye duyurmuş ve hak ettiği ilgiyi görmüştür. Değişen Türkiye, Sonsuz Aşklar Adası, Akıl Oyunları, Don Juan’ın Kayıp Günlüğü de Petek Demir’in çevirileri arasındadır.
Demir’in öğrencilerle yaptığı söyleşisinde, genç çevirmen adaylarına birçok öneride bulunmuştur. Kendisinin geçtiği yollardan ve yaşadığı zorluklardan bahsederek, Türkiye’de çevirmen olmanın ne demek olduğunu anlatmıştır. Çevirmenleri bir çatı altında toplayan ve çevirmenlerin haklarını savunan ÇEVBİR adlı derneğin öneminden bahsederek, bir çevirmenin çevresiyle iletişim içinde olması gerektiğini ve haklarını sonuna kadar savunması gerektiğini vurgulamıştır.
Bir çevirmenin yalnızca çeviri yapmadığını söylüyor yazar. Biraz düşünülürse, bir eseri çevirmek oldukça zor bir iş. Kültürel farklılıklardan tutun da, kullandıkları deyimler, söz öbeklerinin bile çeviriyle tam olarak aynı duygu ve anlamı taşıması oldukça imkansız. Ancak çevirmenler imkansızı başarıyor. Bunu da yalnızca ellerindeki yazıyı olduğu gibi dilimize çevirerek yapmıyorlar. O konuyla, kültürle, deyimlerle ilgili araştırmalar yapıyorlar, kökenine iniyorlar. Kendi anlamadıkları bir olayı okuyucuya anlatmanın zorluğunun farkındalar…
Petek Demir, daha çok fantastik öyküleri çevirmekten hoşlandığını belirtiyor. Da Vinci Şifresi’yle ün yapmış olmasına karşın, Akıl Oyunları kendisinin favorileri arasında. Ben kendisinin yalnızca bir çevirisini okuma olanağı buldum: Don Juan’ın Kayıp Günlüğü. Oldukça keyifli, heyecan dolu bir kitaptı. 17. yüzyıl İspanyası’nda çapkın bir karakterin serüvenini anlatıyor bu kitap. Don Juan, Da Vinci’yle kıyaslayanamaz belki de ama Petek Demir sevenlerin okuması gereken kitaplar arasında.
ASLIHAN TERZİ
13 Aralık 2011’de, okulumuzun mezunlarından Petek Demir bizlerle bir araya geldi. Petek Demir, aslında Bilkent İşletme’den mezun. Ancak mezuniyetten sonra hayallerinin peşinden gitmiş ve bir şirkette masabaşı işi yapmaktan vazgeçip çevirmenliğe yönelmiş. Şu an, Da Vinci Şifresi de dahil pek çok popüler eserin çevirmeni.
Sayın Demir’in konuşmasındaki en önemli kısım, biz çevirmen adaylarına haklarımızı korumanın yollarını anlatmasıydı. Kendisinin de dediği gibi, bilgisayar yazılımlarının telif hakları, kitaplarınkinden daha çok korunmakta ve ne yazık ki buna engel olmak için çaba sarfedilmiyor.
Bunlar dışında Demir, kendi kişisel tecrübelerinden ve Türklerde çevirinin Göktürkler’e kadar uzanan tarihinden, bunun politikayla olan ilgisinden de bahsetti. Tabii zamanının büyük kısmını, bizim sorularımıza ayırdı.
Söyleşiye gelenlerin çoğu doğal olarak Mütercim Tercümanlık bölümünden arkadaşlardı, elbette başka bölümlerden de gelenler olmuştu. Zaten Petek Demir, bu mesleği yapmak için eğitimden çok ilginin gerekli olduğunun kanıtıydı. Biz çeviriye, özellikle de edebi çeviriye ilgi duyan arkadaşlar için çok faydalı ve keyifli bir söyleşi oldu.
DUYGU EYRENCİ