Şiir Hikayeleri 4 – Nazım’ın Annesi Celile Hanım ve Yahya Kemal

Lise yıllarında bir TM öğrencisi olarak Türk Edebiyatı dersinde pek çok şair ve yazarla tanıştım. Her ülkenin edebiyatı ayrı bir derya elbette. Ancak insanın kendi ülkesinin edebiyatı ile ilgilenmesi bir başka oluyor. Çünkü on yıllardır aşina olunan dilin farklı şekillerde kullanılması, ithal akımlarla kombine edilip okuyucuya sunulması, zaman zaman gelenekselliğe baş kaldırılması ve zaman zaman da geleneğe sıkı sıkıya bağlı kalınması sonucu ortaya her biri birbirinden orijinal, sayıları belirsiz, okuyanın ufkunu farklı şekillerde genişleten eserler ortaya çıkıyor. Yeni bir dil öğrenme zevkinin yanında ana dilin kullanımının keşfi bana daha cazip geldi bugüne kadar. Tüm bu eserleri okurken, sanatçı ve eserin ayrılmaz bütünlüğü neticesinde sanatçıların da fikrî hayatları hakkında bilgi edinilmesi mümkün oluyor. Büyük yazar ve şairlerin fikrî hayatlarının yanında, edebiyat dışında da bir şahsi hayatları olduğu gerçeğini de yadsımamak gerekiyor. Bu şahsi hayatlarda, fikrî dünyaları kuzey ve güney kadar zıt olan insanlar dahi ortak anılara sahip olabiliyor. Özellikle bu anılardaki hislerin sanat eserlerine yansıdığı durumlar, edebiyat tarihiyle ilgilenenler için ilgi çekici olabiliyor. Şiir Hikayeleri yazı dizisine başlamamdaki esas faktör, bu hikayelerin cezbediciliği ve ilgi çekiciliği olmuştu. Her şair, belli olayların ya da şahısların sanatçısında bıraktığı etkiyi yansıtıyor aslında. Yani her şiirin bir hikayesi var aslında. Böyle bir girizgahın ardından bugünkü hikayemiz, Türk şiirinin büyük isimlerinden Yahya Kemal ve Nazım Hikmet’in hayatlarının kesiştiği zamanlara dair bir hikaye.

celile_hanim

Yahya Kemal’in büyük aşkı Celile Hanım, Nazım Hikmet’in annesidir. Türkiye’nin ilk kadın nü ressamlarından olan Celile Hanım ile Türk şiirinde aruzun büyük temsilcilerinden Yahya Kemal arasındaki bu aşk, romanlara konu olan aşklardan biridir (bkz: Osman Balcıgil-Ela Gözlü Pars: Celile; Aysel Hacır-Celile Hanım). Nazım’ın annesini herkesten sakınması ve bu aşka şiddetle karşı çıkması, bu aşkın akıbetini belirleyen en büyük etkenlerden biri olmuştur.

Celile Hanım, eşinden ayrılmak üzere olduğu bir dönemde bir arkadaşı vasıtasıyla Kısıklı’da bir Bektaşi tekkesine gider. O sırada –kaderin cilvesi işte- Yakup Kadri de arkadaşı Yahya Kemal’i o tekkeye getirmiştir. Güzelliğiyle herkesi büyüleyen Celile Hanım o sıralar 36 yaşındadır ve kendisinden 4 yaş küçük olan Yahya Kemal’i etkilemeyi başarır. Yahya Kemal, çok etkilendiği bu kadını Telâkki şiirinde şöyle anlatacaktır:

TELÂKKİ

Yollarda kalan gözlerimin nûrunu yordum,

Kimdir o, nasıldır diye rüzgârlara sordum,

Hulyâmı tutan bir büyü var onda diyordum,

Gördüm: Dişi bir parsın elâ gözleri vardı.

 

Sen miydin o âfet ki dedim, bezm-i ezelde

Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde,

Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde,

Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı.

147_2_celile-big-splash

O sıralar Yahya Kemal, Necip Fazıl ve Nazım Hikmet gibi büyük şairlerin de öğrenci olarak sıralarında oturduğu Heybeliada Bahriye Mektebi’nde hocalık yapmaktadır. Bunun yanında Nazım’ın evine de özel ders vermeye gitmektedir. Nazım’ın özel dersleri sonrasında, annesi Celile Hanım’la uzun sohbetlere başlar Yahya Kemal. Zamanla büyük bir aşka dönüşen bu sohbetleri Nazım’ın fark etmemesi mümkün değildir elbette. Çünkü ikili arasındaki aşk, herkes tarafından konuşulur olmuştur artık. Öyle ki, Bahriye Mektebi’ndeki arkadaşları Nazım’la alay eder olmuştur. Duyduğu rahatsızlık nefrete dönüşmüştür artık Nazım’ın. Adının çokça zikredilmeye başladığını fark eden Yahya Kemal okuldaki görevine bir süre ara verir. Bir vakit sonra vazifeye dönen Yahya Kemal, cebine iliştirilmiş olan ve öğrencisi Nazım Hikmet’ten gelen şu notla karşılaşır:

“Muallimim olarak girdiğiniz eve babam olarak giremeyeceksiniz!”

s-9b7d20fa47f0d2e8760b8889aaa38bd80bf1acc4

Bu notun ardından Yahya Kemal, Celile Hanım’la evlenmekten vazgeçer. Nazım’ın tavrını bilmesine rağmen ve nottan haberi olmasına rağmen “Hayır, biz gereğini yapmalıyız,” diyerek aşkında ısrarcı olan ve Yahya Kemal’den daha cesaretli davranan Celile Hanım’a karşın Yahya Kemal çoktan geri adım atmıştır. Bu aşkın hüsranla bitmesinde Nazım’ın tepkisinin rolü büyüktür elbette. Ancak Yahya Kemal’in kıskançlığı ve korkusu da evliliğe adım atmasını engelleyen büyük faktörler arasındadır. Nitekim Deniz şiirindeki “Kirpikleri süzgün o ihânet dolu gözler / Rikkatle bakarken bile bir fırsatı özler” dizeleriyle sevgilisinin başka kucaklara koşmasından korktuğunu dile getiren Yahya Kemal, belki de bunca yıllık kocasını bırakan Celile Hanım’ın bir gün kendisini de bırakmasından korkmaktadır Miraç Zeynep Özkartal’a göre. Ve Yahya Kemal’in Yakup Kadri’ye söylediği iki cümle, tek korkusunun bırakılmak olmadığını da göstermektedir: “Bu kadar dile gelmiş bir kadınla ben nasıl evlenebilirim? Sonra herkes bana ne gözle bakar?” Anlaşılan Yahya Kemal, Celile hanım kadar cesaretli olamamış ve herkesin söylediğine, aşkından daha çok değer vermiştir.

Kendisiyle evlenemeyeceğini Celile Hanım’a bildirdikten sonra Celile Hanım, kendisini yarı yolda bırakan şairi asla affetmemiştir. Ayrılıklarından on dokuz yıl sonra Celile Hanım, Yahya Kemal’e bir mektup yazmıştır. Ancak bu mektup aşkıyla ilgili değildir, çünkü Celile Hanım kendisini yarı yolda bırakan bu şairi artık ne tutkuyla ne de sevgiyle hatırlamaktadır. Mektupta, dönemin hükümetiyle ters düşen ve hapishanede bulunan oğlu Nazım Hikmet’in, gündemde olan aftan yararlanması adına destek ister ve “Onu himaye ederek kanayan bir anne yüreğini kurtarınız,” ifadeleriyle meramını iletir. Ancak Yahya Kemal ne olumlu ne de olumsuz bir geri dönüş yapar, susmayı tercih eder.

Anlamın-Sesi-Yahya-Kemal-Beyatlı’nın-Şiir-Estetiği

Buruk biten bir aşk hikayesi, ondan geriye kalan anılar, arkada bırakılan şiirler… Büyük iki ismin birbirine düşman şekilde aramızdan ayrılması elbette üzücü. Ancak biz şiir severler için güzel olan, böyle hikayelerin geride miras olarak bıraktığı şiirleri büyük bir zevkle okumak oluyor. Hayatta mutlu da olsalar, üzülmüş de olsalar bizlere güzel şiirler hediye ettikleri için şairlerimize şükranlarımızı iletiyoruz. Şiirleri yaşadıkça onlar da yaşayacak…

 

Yararlanılan Kaynaklar

http://siir.sohbetci.net/tag/ihanet-dolu-gozler

http://www.siir.gen.tr/siir/y/yahya_kemal_beyatli/telakki.htm

http://www.cafrande.org/nazim-hikmetin-annesi-celile-hanim-ile-hocasi-yahya-kemalin-ask-oykusu/

http://www.hurriyet.com.tr/nazim-hikmet-yahya-kemal-beyatliyi-neden-hic-affetmedi-40144103

http://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/914053-celile-hanim-ve-yahya-kemalin-aski

goo.gl/wcpctM

Resimler

https://goo.gl/mle9wW

goo.gl/u7bQjt

http://www.antalyakadinmuzesi.org/ugruna-siirler-yazilmis-15-kadin-ve-sairlerin-onlara-adadigi-unutulmaz-dizeler

http://www.istanbulkadinmuzesi.org/celile-hanim

http://gulsenozdemir.com/nazim-hikmetin-annesi-celile-hanim-ile-yahya-kemal-arasindaki-buyuk-ask-hikayesi/

Leave a Reply

1 comment

  1. Pelin

    “Yahya Kemal ‘in büyük aşkı Celile ” denmesi beni oldukça rahatsız ediyor. Aşkın büyüklüğünü ne ile ölçüyorsunuz? Yaşanmış ve saygısızca bitmiş, hiç hatır kalmadan bitmiş. Eller bile destek verirken Nazım’ a, bi kuru imzasını çok görmüş yıllar geçmesine rağmen… Buna aşk deyipde gerçekten aşkı için pervane olanların hakkını yemesin tarih.