Günümüzde insanoğlu uzay yolculuğunun sınırlarını bir çok alanda zorlamaya çalışmaktadır. Her birimizin de takip ettiği üzere bugünlerde uzay bilimleri alanında heyecanlı gelişmeler yaşamaktayız ve umarım insanlı uzay yolculuğunun geçmişini bilirsek bugünlerde yaşanan bilimsel gelişmeleri daha iyi anlayabiliriz .O zaman şimdi insanoğlunun bu alandaki bilimsel birikimi ve gelişimini inceleyelim.
Fikrin Arka planı
İnsanlı uzay uçuşunun kökü aslında bilim kurguya dayanmakta olup Yunanlı yazar Samsatlı Lucian’ın aya bir gezi hayal ettiği MS 2. yüzyıla kadar dayanmaktadır.Gerçek Bir Hikaye isimli kitabında Lucian’ın gemisi bir fırtınaya yakalanır,şiddetli rüzgarlarla göğe yükselir ve yedi gün yedi gece sonra kazara aya yükselir.Orada işlenmiş ve oturanlarla dolu bir arazi bulur. Lucian’ın çalışmasını sonraki yüzyıllar
boyunca,Keplerin rüyası da dahil başka bilim kurgu fantezileri izlemiştir.Bu bilim kurgu hikayeleri bazı insanların yaratıcı zihinlerini körükleyerek onları derin teknolojik düşünceye teşvik etme yönünde faydalı olmuştur.İlk roket mühendislerinin bir çoğu tarafından heyecanla okunan Jules Verne ve H.G Wells’in 19. yüzyıldaki kitaplarını özel olarak not etmek gerekir.Özellikle Tsiolkovsky ve Goddard’ın her ikisi de Wells’in Dünyalar Savaşı ve Verne’nin aya seyahatini heyecanla okumuş ve bu eserlerden etkilenmiştir.
Vostok 1 ve Mercury Uzay Aracı
Wells ve Verne’in kitaplarını 100 yıl kadar önce yazdıklarını ve sadece 40 yıl önce roketlerin birkaç hayalperestin oyuncağı olduğu göz önüne alınırsa insanlı uzay uçuşunun şimdi bir gerçek-kamuoyunun zihninde ortak bir gerçek- haline gelmesi şaşırtıcıdır. 12 Nisan 1961’de Sovyetler Birliği’nin Binbaşı Yuri A. Gagarin’i -uzaya çıkan ilk insan- taşıyan 10,400 lb’lik Vostok 1 uzay aracını yörüngeye oturtmasıyla buz kırılmıştı. Gagarin bir Rus hava kuvvetleri binbaşısıydı; yörüngeye uçuşu 203 millik bir yeröte uzaklığına erişti ve 1 saat 48 dakika sürdü.Atmosfere girişte Vostok uzay aracı önce frenleme roketleriyle,daha sonra da paraşütle yavaşladı ve Rusya’nın derinliklerinde bir yerde sağlam zemine indi.Fakat yerle temastan hemen önce Gagarin’in uzay aracını terk ederek kendi paraşütüyle yeryüzüne süzüldüğü düşünülmektedir.Bu dönüş şekli izleyen yıllarda birçok başka Rus kozmonotlar tarafından tekrarlandı. Gagarin ne yazık ki 27 Mart 1968’de bir uçak kazasında öldü.
İnsanlık artık Uzay yolundaydı!Bir yıldan az bir süre sonra yörüngedeki ilk Amerikalı deniz albay John H. Glenn,Jr. uzaya gönderildi. Glenn’in uçuşu Merkür kapsülünde yeryüzüne en uzak ve en yakın mesafeleri sırasıyla 162.7 ve 100.3 mil olan üç yörünge gerçekleştirilerek yerden fırlatmadan yere dönüşe kadar 4 saat 56 dk sürdü. Amerika’nın tüm sonraki uzay araçlarında da olduğu gibi Glenn,Merkür kapsülüyle okyanusa indi ve bir gemi tarafından alındı. Yukarıdaki şematikten de görüleceği gibi kapsülün büyüklüğü ve şekli oldukça küçüktür.
Glenn’in 1962’deki başarılı uçuşu Birleşik Devletler’in ilk insanlı uzay programı olan Merkür Projesi’nde önemli bir noktaydı.Bu projenin kökü Hava kuvvetlerinin Mart 1956’da Sputnik 1 den bir buçuk yıl önce başlattığı “insanlı Balistik Roket Araştırma Sistemi” başlıklı bir projesine dayanmaktaydı.Bu proje altında 2 yıl içinde Hava Kuvvetleri, NACA ve özel şirket uzay aracı tasarımı ve yaşam destek sistemleri üzerine birçok temel çalışma yaptılar. Sputnik 1’den sonra ve 1959’da NASA’nın oluşumuyla bu çalışma NASA bünyesine alındı ve Merkür projesi olarak adlandırıldı. Böylece Gagarin 1961’de yörüngeye çıktığında Amerika da çok geride değildi.
Uzay Yarışının Hızlanması ve Apollo 11
Nitekim ABD insanlı uzay uçuş programı,Başkan John F. Kennedy’nin, 25 Mayıs 1961’de kongre’deki bir konuşmasında “İnanıyorum ki bu ulus,önümüzdeki on yıl sona ermeden,aya inerek emniyetle Dünya’ya dönme hedefine kendini adamalıdır…” açıklamasıyla canlandı.Neredeyse bir anda Apollo programı doğdu.Sonraki sekiz yılda Apollo insanlı ay aracı üzerindeki çalışma ABD’nin uzaya ilişkin insan ve malzeme kaynaklarının önemli bir bölümünü kullandı.
Sonra-neredeyse bilim kurgudan çıkma gibi- 20 temmuz 1969’da öğleden sonra 4.18’de EDT(Eastern Daylight Time),Michael Collins yukarıda ay yörüngesindeki Apollo kumanda modülünü izlemeye devam ederken Neil Armstrong ve Edwin Aldrin,Jr’ taşıyan Kartal adlı ya iniş aracı ayın yüzeyine indi.Başkan Kennedy’nin hedefinde varılmıştı;insanların yüzyıllarca süren rüyaları ve özlemleri gerçekleşmişti. Kopernik, Kepler, Newton ve Lagrange gibi zihinlerdeki çalışmalar etkileyici bir ürüne dönüşmüştü.
İnsanlı uzay uçuşunun teknik hikayesi insanüstü çabalar,bilim ve mühendislikte fantastik gelişmeler ve sapmayan özverilerden birisidir.Her ne kadar Apollo’dan sonra çılgınlık azalmışsa da devam etmektedir ve modern toplum var olduğu sürece ilerlemeye devam edecektir.
Kaynakça:
Introduction to Flight/John D. Anderson/7.Baskı 2016
Von Braun,History of Rocketry and space travel,3rd rev. ed. Crowell New York,1975