Yaratıcılığınızı Arttırmak İçin Beş Adım

burcak 1

Bilim adamları, yaratıcı fikirleri tetiklemeyi sağlayacak yollar bulduklarını iddia ettiler.

Yüzyıllardır insanların kalabalık içerisinde kendini öne çıkarma isteği, günümüzde küreselleşmenin de getirdiği bir tek tipleştirme süreciyle daha da artmış durumda. Bu sebepten dolayı çoğu kişi orijinal bir bakış açısına sahip olmayı ve yaratıcı düşünebilmeyi arzuluyor. Yaratıcılığın kendiliğinden oluşan doğal bir süreç mi yoksa bir kaç teknik kullanılarak tetiklenebilen bir oluşum mu olduğu ise kafalarda soru işaretleri oluşturuyor.

Dünyanın çeşitli yerlerinden bilim adamları ise yeni ve farklı bir şeyler keşfetmeye kadar giden süreci merak edip bizim için araştırmış. Araştırmalara göre yaratıcı tarafınızı açığa çıkartmak için beş farklı yol var:

Alışkanlıklarınızı Değiştirin

Eğer canınızı sıkan bir probleme yenilikçi çözümler bulmak istiyorsanız, basit günlük rutinlerinizi değiştirmek size yaratıcı bir iç görü kazandıracak.

Hollanda Radboud Üniversitesi Nijmegen psikoloji öğretim üyesi Dr. Simone Ritter’in araştırmalarına göre, günlük hazırladığınız sandviç’i hazırlama şeklinizi değiştirmek bile yaratıcılığınızı yüksek bir oranda arttırıyor. Ritter’e göre eğer diğerlerinden farklı düşünmek istiyorsanız sorunlarınıza yeni bir bakış açısıyla bakmayı öğrenmelisiniz.

Günlük rutinlerinizi yapma şeklinizi değiştirerek, beyninizde değişikliklere ön ayak olacak. Bu sayede, beyin hücrelerinin eski bağlantı yolları terk edilerek, yeni bağlantılar kurulacak ve bu da yeni ve orijinal fikir üretimine yol açacak.

Dikkat dağıtan şeyleri uzaklaştırın

Yaratıcılığı arttırdığı öne sürülen bir diğer yol ise dikkat dağıtıcı şeyleri ortamdan uzaklaştırmak. Bu sayede kavrama yeteneğinizi tetiklemiş oluyorsunuz.

Araştırmacılar, başarılı çocuk kitapları yazarı Roald Dahl’ın, yazılarını yazdığı ünlü bahçesine çok az kişinin girmesine izin verdiğini ve bir diğer başarılı yazar Jonathan Franzen’ın 2001 yılında yayınladığı ödüllü romanı “Aile Sırları”(The Corrections)’nı gözlerini ve kulaklarını kapatarak yazdığını belirtti.

Bu yöntemler, dikkatinizi dağıtmamak için uygulamanız gereken en iyi yöntemler olmayabilir. Bunun için de beyninizi dikkatinizi dağıtacak şeyleri kendiliğinden yok edecek şekilde eğitmeniz gerekiyor.

Sinir sistemi uzmanlarına göre, sezgilerimiz beynimizin sağ tarafında, gyrus beyin kıvrımında oluşuyor. Araştırmaya göre, Arşimet’in yaşadığı ünlü ‘Eureka!(Buldum!)’ anı yaşandığı zaman, beynin bu bölgesinden yayılan yüksek enerjili beyin dalgalarında belirgin bir artış gözleniyor.

Drexel Üniversitesi’nden Profesör John Kounios’a göre, bahsedilen yoğun beyin dalgaları yayılımdan önce, beynimizin arka tarafında-rahatlamayla ilişkilendirilen bölgede- alfa dalgası patlaması yaşanıyor. Bu alfa dalgaları sayesinde, görsel olarak dışarıdan bilgi alırken, gözlerimizi kırptığımızda olduğu gibi, beynimizin kısa aralıklarla dinlenmesi sağlanıyor. Bu sayede, bir konu hakkındaki düşüncemiz, gün yüzüne çıkıyor. Kounios, “Birisine zor bir soru sorduğunuz zaman, çoğunlukla uzaklara baktıklarını, gözlerini kapattıklarını ya da yere baktıklarını fark edersiniz. İnsanlar, zor sorunuz karşısında dikkatlerini dağıtan yüzünüz dışında her yere bakacaklardır” diye ekliyor.

Eğer dikkatiniz kendi iç dünyanıza yönelikse, bir problemi içinizden gelen ani bir sezgiyle çözme olasılığınız da artıyor.

Sıradan İşlerle Uğraşın

Minimum düşünce gereken işlerle uğraşmak, yaratıcı beyin dalgalarınızı tetiklemek için bir diğer yol. California Üniversitesi’nden Profesör Jonathan Schooler’a göre, cevap bulamadığınız zamanlarda mola verip bilinçaltınızı devreye sokmanız gerekiyor. Bunun için ise yürüyüş yapmak ya da bahçeyle uğraşmak ise oturup hiçbir şey yapmamaktan daha etkili.

Genetiğin babası olarak tanınan Gregor Mendel, yıllarını sabırla bezelye bitkilerini ve bal arılarını sayarak ve onların üzerinde çalışarak geçirdi. Kendi zamanında takdir edilmemesine rağmen, kalıtım kurallarını ilk bulan kişi olarak tarihe geçti. Mendel dışında, Einstein başta olmak üzere tarihte bir çok bilim adamının da yaratıcılıklarını bu yolla tetiklediği biliniyor.

Doğaçlama Hareket Edin ve Risk Almaktan Korkmayın

John Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Charles Limb ise farkında olmasalar bile, herkesin doğuştan gelen bir yaratıcılığı olduğunu iddia ediyor.

Limb’in rasyonalist yaklaşımına göre, günlük yaşantımızı göz önüne aldığımızda, çoğu şeyi bir senaryo olmadan ve her saniyeyi planlamadan, doğaçlama olarak gerçekleştiriyoruz. Jazz müzisyenleri, çizerler ve çizgi film yaratıcıları, serbest stile sahip olan rapçiler doğaçlama yaparken beyinlerinin ön kısmındaki prefrontal korteks’te değişiklikler yaşıyorlar. Limb’e göre, beynimizin bu bölgesi bizi bir nevi insan yapan bölge ve bahsedilen sanatçılarda bu bölge kapatılıyor. Bu tip insanlar, davranışlarını gözleme ihtiyacını daha az hissediyorlar ve bu yüzden ortalama bir insana göre daha fazla risk alıyorlar.

Aklınızın Başıboş Dolaşmasına İzin Verin

burcak 2

Diğer bilim adamlarının da belirttiği gibi, New Mexico Üniversitesi’nden Dr. Rex Jung’da beynin ön lobunun yaratıcı düşünceyle bağlantısı olduğunu belirtiyor.

Jung’a göre, insanlar yaratıcı düşünme sürecine girdiklerinde, beyinlerinin ön lobundaki aktiviteler azalıyor ve bu orijinal bir fikir üretme olasılığını arttırıyor. Bu durum geçici olmakla beraber, beynin ön lobundaki aktivitelerin azalması uzun süreli olduğu zaman şizofreniyle ilişkilendiriliyor.

Dr. Jung, bu geçici olarak bu zihin durumuna, meditasyon yapılarak ya da uzun süreli koşular gerçekleştirilerek geçilebildiğini belirtti. Böylece, 150,000km uzunluğundaki beynimizdeki bağlantı sistemindeki gerçekleşen olaylar değiştirilerek, yaratıcı düşünce yolu açılmış oluyor. Fikriniz, bilinçsizce aklınızda dolaşıyor ve siz bir anda aklınıza gelen dâhiyane fikrinizin farkında bile olmazken, bunun öncesinde beyninizde bir sürü şey gerçekleşiyor.

Araştırmaya göre, yaratıcı beyinler, bilgilerle ağzına kadar doldurulmamış ve daha az organize olmuş olanlar. Bu sayede sinir trafiği yavaşlıyor ve biraz vakit alsa da, beyinde sıra dışı bağlantılar gerçekleştirilmesine olanak sağlanıyor. En yaratıcı zihinlere çocukların sahip olması, Jung’un araştırmasındaki doğruluk payını arttırıyor aslında. Verilen bilgiyi sorgulatmaktan çok, en güzel kim ezberler bunu felsefesini benimsemiş eğitim sisteminin ve zihnimizi alışılmış düşüncelerle tıka basa dolduran medya ve toplumun sayesinde beynimiz yeterince dolup organize olmadıysa, biz yetişkinlerin de hala şansı var demektir.

Charles Darwin’e olduysa, bir gün size de olabilir.

 

Kaynak: bbc.co.uk

Resim: www.kleefeldoncomics.com

Leave a Reply