Biz kalabalık bir birimiz. Toplandığımız zaman ofislere, sınıflara sığamayan; yemeğe çıktığımız zaman mekanın yarısını kapatan; yazıları yayınlandığı zaman slider’da en göze çarpan…
Biz, Kültür-Sanat olarak kalabalığız; baya kalabalığız. Bu yüzden birbirimizi en çok yazdıklarımızdan tanırız. Bilmeyenleriniz için anlatayım:
En güzel röportajları Aygen yapar, en son çıkan albümleri en iyi Ramazan yazar.
Japon kültürü Gülşah’tan, Kore’ninki Ayşe’den sorulur.
Hamid’i tutmazsanız sayfalarca sinema eleştirisi yazabilir.
Gamze bize sonbaharı anlatan; Zeynep paletindeki renklerle yazı yazandır.
Sanat gündemi Mervan’dan; Amerikan dizileri Büşra’dan okunur.
Ayşenur’u bıraksanız hepimizi alıp doğaya salıverir.
Nil size Ankara’nın en güzel mekanlarını öğretir.
Tatile gidecekseniz Özgecan’ı; tiyatroya gidecekseniz Tuğba’yı okursunuz.
En yeni Türk albümlerini Biriz’den; en yeni filmleri Sena’dan öğrenirsiniz.
Sanat dünyasının ustalarını Gülnihal yazar.
Hiç bilmediğiniz indie gruplarını Yağmur; K-pop gruplarını Özge tanıtır.
En ilginç sanatçıları, sanat eserlerini Tuğçe’nin kaleminden okursunuz; ünlü edebiyatçıları ise Ozan’ın.
Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü müzikalleri Betül’den; Ankara’daki sergileri, konserleri Mustafa’dan duyarsınız.
Bir Trakyalı için Gelibolu’yu size ancak Ece Begüm; bir Türk için Texas’ı ise Berk anlatabilir.
Sanatsal etkinlikleri Gülce’den; müzik dünyasını Dilara’dan takip edersiniz.
Ve…
Sümeyra’yla cehennemde çiçeklendirme yaptık.
Defne’yle tuhaf bir hotel tanıdık.
Jay Z’yi, Kanye West’i Orçun’un kaleminden okuduk; başyapıtları Ece’ninkinden.
Oğuz Atay’ı Elif Ege anlattı bize; Hanzala’yı Kürşad.
Daha önce duymadığımız animeleri Ömer’den öğrendik; kelebek kanatlarına çizilen minyatürleri Gizem’den.
Sonbahar yapraklarına basmayı bize Nazlı öğretti.
Yılmaz en şair ruhlumuzdu, Başak şiirleriyle içimizi ısıttı.
Nergis’le Tarlabaşı’nın halini; Semih’le Flash TV’nin halaylarını bile sorguladık.
Bir insanı tanımanın en iyi yolu yazdıklarını okumaktır çünkü insan en çok yazdıklarında gizler kendini, yazdığı ne olursa olsun. 1.5 sene oldu. Yukarıda anlattığım birbirinden güzel insanların yazdıklarını ilk ben okudum. Her yazıda açtıkları yeni dünyalarda ilk benim ruhum gezindi. O dünyada sakladıkları kendilerini, biraz daha, ilk ben tanıdım belki.
Biz kalabalık bir birimdik. Arttık, azaldık. Her dönem biraz daha artsak da, yeni dünyalar kazansak da; gidenlerle her seferinde eksildik.
Şimdi ben de gidiyorum, ama bu sefer eksikliği en çok ben yaşayacağım çünkü siz bir kişinin yokluğunu hissederken, ben her birinizin dünyasını özleyeceğim.
Bana kattığınız tüm güzellikler için teşekkür ederim.
Editörünüz
Rıza ÇETİN
Yazınız gençlik yıllarıma götürdü, gerçekten çok duygulandım ve ben de yazma isteği uyandırdı. Benim, sizin gazetenizde yazma şansım var mı? Halktan, yani sıradan biri, renk katar diye düşündüm. Siyasi hiçbir yönüm yoktur, Atatürk den sonra kötü yönetildiğimizi düşünüyorum. Doğal yaşam, felsefe, müzik konularında yazmak isterim. Cevabınız olumsuz da olsa bir söyleşi yapın benimle ve gazetenizde yayınlayın. Konu Peyzaj Mimari olabilir ya da müzik, ya da Masonbu FUKUOKA olabilir.
Ülkenin çiçeklerisiniz.