Michalangelo Merisi da CARAVAGGIO İtalyan bir ressamdır. En azından arama motoruna yazdığınızda karşınıza çıkacak ilk bilgi bu. Barok sanat akımının öncüsü tabiri caizse ilk büyük sanatçısı olur. “Barok nedir, yenilir mi?” gibi soruları da az sonra cevaplayacağım. Adını dedesinden değil, doğduğu Cremona bölgesinin Caravaggio kasabasından almıştır. Şehrin İtalya’da olduğu ve hikayenin on yedinci ve on sekizinci yüzyıl arasında geçtiği bilgisiyle ise Caravaggio sanatının ipuçlarını ediniriz.
Şimdilerde adı moda haftalarıyla anılan, ünlülerin ve modacıların vazgeçilmez şehri Milano’da çıraklık sandalına binerek resim yapmaya başlar Caravaggio. O zamanlar modanın m’sini bilmeyen Milano şehri, Roma Katolik Kilisesi’nin Papa ve azizlere tepki olarak yürütülen “karşı reform” düşüncesinin baskısı altındadır. Katolikler ve Protestanlar çarpışırken bir yerlerde birileri sanat yapmaktadır. Ancak bu sanat denilen kavram, şimdikinin aksine özgürlük alanı kısıtlanmış ve sadece o zamanın karşı reformisti Charles Borremo’nun izni altında icra edilebiliyordu. Başpiskopos Borremo, Katolik dünyasının yaşanılan bunca sıkıntıdan kurtulması için “Yüce İsa”nın yalın öğretilerine dönülmesi gerektiği düşüncesindeydi. Bu da dönemin ressamlarını ilgilendiren bir mevzuya dönüşmüştü haliyle.
Caravaggio o zaman diliminde, henüz 12 yaşında, çıraklık yaptığı Simone Peterzano’dan kanvasların nasıl hazırlanacağını, boyaların nasıl kullanılacağını kısacası resim yapmanın inceliklerini öğrenmişti. Ancak Peterzano’nun çizim tarzı kendisine yakın bulmayan Caravaggio’nun özel hayatına ve sanatına dair boşluklar, 1592 yılına kadar nerede ne yaptığının bilinmemesiyle açılmıştı.
Şimdilik anlattıklarım internette veya kütüphanede kısa bir zaman harcanıp erişilebilecek düzeyde bilgiler. Bense kafasının birçok kişiden farklı çalıştığı sanatçıyı, etkilendiğim iki parçası üzerinden inceleyeceğim. Kelimelerim yettiğince sizlere anlatacağım.
Caravaggio beş parasız şekilde Roma’ya kendini kabul ettirmeye çalışırken çizdiği bir tablo sonucu zengin bir kardinal tarafından fark edildi. Barok akımını oluşturan gölgelendirme ve ışıklandırma tekniklerini ustaca kullanıyordu. Bunlar da gerçekliği fazlasıyla oluşturan özelliklerdi ve “yansımalar” Barok tarzının mihenk taşıydı. Parasızlıktan canlı model kullanamayıp mezardan ölü beden çıkarıp onu çizen bir gerçekçilikten bahsediyorum sizlere.
İşte fark edildiği eseri karşınızda: Cardsharps nam-ı diğer Hilebazlar. Hilebazlar tarafından dolandırılan bir genci konu edinen bu tablo, saklı bir gerçekliğiyle aslında apaçık ortadadır. Esere baktığımızda üçüncü kişinin kumarda kandırılan gencin arkasına saklanmış kişinin karanlıkta kalmış yüzünü görürüz. Karşısındaki suç ortağına masum gencin kartlarını gizlice göstermektedir. Ancak gördüğümüz tek şey bu değil. Tablodaki iki oyuncu da aynı kişidir! Kandırılan da kandıran da aslında gerçek hayatta olduğu gibi kendimiziz. İşte bu küçük ayrıntı aslında tablonun yapıtaşını güçlü yansımalarıyla oluşturur. Etkilendiniz değil mi? Kardinal de etkilenmiş olacak ki, henüz hiçbir şey olan, gelecekte ünlü ressamı yanına alarak onun önünü açar.
Henüz suç işlememiş bu gizli yetenek, Roma’nın batağına girerek içindeki bastırılamaz öfkeyi açığa çıkarmadan önce Hilebazlar’ı, ömrünün sonlarına doğru da David with the Head of Goliath yani Davud ve Golyad’ın Başını çizer.
Artık bir suç adamı ve ülkesinde başına ödül konan karanlık bir ressamdır Caravaggio. Onu bu duruma neyin soktuğunu sanat tarihçileri dahi bilemezken kendisi sanatını her zamanki gibi istediği şekilde icra etmiştir. Her tablosu, bir olayın öncesini ve sonrasını değil sadece süregelmekte olan canlı bir anı yansıtır. Siz de o anın içinde onunla birlikte şahit olursunuz yaşanmakta olanlara. Yaşayan sahneler koyar ortaya. Beni asıl etkileyen şey ise self portre çizimidir. Bir elinde Goliath’ın kellesi diğer elinde keskin kılıç taşıyan masum yüzlü Davud ve Golliath rolünde Caravaggio. Bir ressam neden kendini model olarak kullanır? Hem de kesik bir kelle yerinde… Duygularını da düşünceleri kadar gerçek tutan bu ressam, karanlığı ve yeteneğiyle bu şekilde Barok döneme damgasını vurmuştur. Keskin dilin sadece kelimelerde olmadığını, boyaların da yerinde bir teknik ile birleştiğinde bir metni oluşturabileceğini sunmuştur bizlere.
Ben gerçekliğin Caravaggio tarzında yansıtılma şekline gerçekten hayran kaldım. Siz de ayrıntıları o anın içinde görmeyi sevenlerdenseniz bu suçlu ressamın eserlerine bir göz atın derim.
KAYNAKÇA:
https://sanatkaravani.com/italyada-barok-sanat-ve-yaraticisi-caravaggio/