Judıth ve Holofernes

Caravaggio’dan Gustav Klimt’e, Rubens’den ve Gentileschi’ye birçok sanatçı Judith ve Holofernes’in hikâyesini konu alan resimler yaptı. Bu kadar çok işlenen bu konu yakın zamanda dikkatimi çekti ve sizlerle de paylaşmak istedim.

Judith ve Holofernes’in hikâyesi Eski Ahit’te geçiyor. Asurlular,  Medlere karşı yaptıkları savaşta kendilerine destek olmadıkları için Betulya’yı kuşatıyorlar. Judith de, Betulyalı bir kadın ve şehri kuşatılınca Asurluların generali Holofernes’i öldürmek için bir plan yapıyor. Yardımcısı Abra’yı da alarak Holofernes’in yanına gidiyor. Betulya’yla ilgili çok önemli bilgilere sahip olduğunu söyleyerek Holofernes’in karşısına çıkıyor ancak aslında söyleyecek bir şeyi olmadığı için, ona sığınmaya geldiklerini söylüyor. Judith’den etkilenen Holofernes, onları kabul ediyor. Birkaç gün sonra yapılan eğlencede aşırı derecede sarhoş olan Holofernes, Judith’i yanına çağırıyor. Judith fırsattan istifade edip, Abra’yla beraber Holofernes’in yanına gidiyor ve General’i öldürüyorlar.

Portrait of Beatrice Cenci – Guido Reni, 1600

            Yazıda bahsedeceğim resimler, işte bu hikâyeyle alakalı. Caravaggio’yla başlamak istiyorum. Caravaggio, kendisini ve ailesinin diğer bireylerini istismar eden babasını öldüren 22 yaşındaki Beatrice Cenci’nin idamın edilmesini izliyor. Kardeşleriyle çok uzun yıllar boyunca babasının istismarına uğrayan ve babasını öldürdükten sonra da rahat edemeyen Beatrice’in kötü talihinden çok etkilenen Caravaggio, aynı yıl “Judith Beheading Holofernes”’i resmediyor. Belki benzerlik görmek istediğim içindir ama ben açıkçası Beatrice ile Caravaggio’nun Judith’ini çok benzetiyorum.

Judith Beheading Holofernes – Caravaggio, 1599

            Judith ve Holofernes’in hikâyesini resmeden bir diğer ressam da 17. yüzyılda bir kadın ressam olan ve Caravaggio’dan oldukça etkilenen Gentileschi. Gentileschi, 19-20 yaşlarındayken birinin tacizine uğruyor, cezasını alması için çok uğraşıyor ancak başarılı olamıyor. Bunun üzerine o da Caravaggio gibi Judith ve Holofernes’i resmediyor, ancak çok daha kanlı bir şekilde. Gentileschi, kendisini taciz eden adama duyduğu bütün nefreti, bu tarihsel olayla birleştirerek ortaya “Judith Slaying Holofernes”i çıkarıyor. İki ressamın kelime tercihleri arasındaki fark da, Gentileschi’nin nefretini daha iyi yansıtıyor: “Beheading” ve “slaying”…

Judith Slaying Holofernes – Artemisia Gentileschi, 1611-12

            Değinmek istediğim son eser de Gustav Klimt’in “Judith and the Head of Holofernes” eseri. İsminden de anlaşılabileceği gibi, Klimt Holofernes’le çok ilgili değil, tablonun baş kahramanı Judith. Klimt’i muhtemelen “The Kiss” ya da “Portrait of Adele Bloch-Bauer” eserlerinden tanırsınız, kendisi altını, geometrik şekilleri ve kadın estetiğini etkileyici bir biçimde birleştiren bir ressam. Zaten Judith ve Holofernes’i konu alan eserinde de olaydan çok, Judith’in güzelliğini yansıtmaya odaklanmış.

Judith and the Head of Holofernes – Gustav Klimt, 1901

            Birçok ressamı etkileyen bu hikâye, son zamanlarda aklımı çok meşgul etmeye başladı, sanat gerçekten de çok kuvvetli bir araç. Judith’in, Beatrice’in ve Gentileschi’ninki gibi birçok acı ve kanlı olay bile, sanata bu kadar güzel yansıyabiliyor. İnsan, böyle acıları bile güzel şeyler oluşturmak için kullanabiliyor. Yaşadığınız her şeyin içinde güzel olanı bulabilmeniz dileğiyle…

Kaynaklar

Gombrich, E.H. (2016). Sanatın Öyküsü. İstanbul: Remzi Kitabevi.

UmbertoArte (2019). UmbertoArte ile Sanat. İstanbul: Destek Yayınları.

Leave a Reply