ABD, 2011 yılında ABD Deniz Kuvvetleri tarafından öldürülmeden önce Usame bin Ladin’in iç dünyasına yeni bir ışık tutan, gizliliği kaldırılmış belgelerden oluşan bir hazine yayınladı. Politikacıların direktifleri ve eleştirmenlerin CIA’yi belge saklamakla suçlamasının ardından, ABD istihbarat teşkilatları bin Ladin’in arşivinden alınan 100’den fazla belgenin gizliliğini kaldırdı. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü ofisi sözcüsü Jeff Anchukaitis ise “baskın sırasında ele geçirilen belgelerin önemli bir bölümünün” açıklanmasının ABD Başkanı Barack Obama’nın “şeffaflığın artırılması” çağrısına uygun olduğunu söyledi. Ayrıca bunun, casus teşkilatlarının olası bir serbest bırakılma ihtimaline karşı bin Ladin’in tüm materyallerini incelemesini zorunlu kılan bir yasaya da uygun olduğunu belirtti. Böylece, Usame bin Ladin’in Amerika’ya yazdığı mektup, yaklaşık 20 yıl aradan sonra yeniden konuşulmaya başlandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ederken Batılı sosyal medya kullanıcıları, Bin Ladin’in 20 yıl önce yazdığı bu mektuba yoğun ilgi gösterdi. Mektubun viral oluşunun ardından kullanıcılar, Bin Ladin’in neden ABD’ye karşı savaştıklarını anlattığı ve Amerikan politikalarını eleştirdiği konuşmasına katıldıklarını ifade eden videolar paylaştı. Mektup viral hale gelip birçok kullanıcı tarafından paylaşıldıktan sonra; British Guardian dahil birçok web sitesi bunu mektubu kullanılamaz hale getirdi. Guardian News and Media, mektubu 15 Kasım 2023’te websitesinden kaldırdı kaldırdı ve yerine şu ifadeyi koydu: “Web sitemizde yayınlanan metin, içerik bütünlüğü olmadan sosyal medyada geniş çapta paylaşılmıştı. Bu nedenle onu kaldırmaya ve okuyucuları bunun yerine konuyla bağdaşan haber makalesine yönlendirmeye karar verdik.” Beyaz Saray ise açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “El Kaide liderinin Amerikan tarihindeki en kötü terör saldırısını gerçekleştirmesinin hemen ardından yayınladığı iğrenç, şeytani ve Yahudi karşıtı yalanları yaymanın hiçbir zaman haklı bir gerekçesi olamaz.”
İşte Usame bin Ladin’in infial yaratan o mektubunun CIA tarafından paylaşılan bölümü:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Usame Bin Muhammed Bin Ladin’den Amerikan halkına,
Sizinle aranızda süregelen savaş hakkında konuşmak için bu mektubu yazıyorum. Her ne kadar bilge düşünürlerinizin fikir birliği ve diğerlerinin de zamanı gelecek olsa da, Irak’ta, Afganistan’da ve Pakistan’da haksız yere öldürülen, yaralanan ve yerlerinden edilen kadın ve çocuklara duyulan şefkat beni sizinle konuşmaya motive ediyor. Öncelikle şunu söylemek isterim ki bizimle olan savaşınız tarihinizin en uzun ve pahalı savaştır. Bize gelince, biz bunu yolun yarısı olarak görüyoruz. Bilge düşünürlerinize sorsanız, size bunu kazanmanın hiçbir yolu olmadığını, çünkü göstergelerin buna karşı olduğunu söylerler. Öyleyse soruyorum, liderlerinin karamsar olduğu, askerlerinin intihar ettiği bir savaşı nasıl kazanacaksınız? Eğer korku insanların kalbine girerse savaşı kazanmak imkansız hale gelir. Maliyeti ekonominize şiddetle esen ve dolarınızı zayıflatan bir kasırga gibi olan bir savaşı nasıl kazanacaksınız?
Bush yönetimi, güvenliğiniz için hayati öneme sahip olduğu varsayımıyla sizi bu savaşlara soktu. Bunun hızlı bir savaş olacağına ve altı gün ya da altı hafta içinde kazanılacağına söz verdi; ancak üzerinden altı yıl geçti ve hala size zafer vaat ediyorlar ve başaramıyorlar. Sonra Obama geldi ve size söz verdiği çekilmeyi 16 ay daha erteledi. Size Afganistan’da zafer vaat etti ve oradan çekilme tarihi belirledi. Altı ay sonra Petraeus altı rakamıyla bir kez daha yanınıza geldi ve geri çekilmenin belirlenen tarihten altı ay sonrasına ertelenmesini talep etti. Bu sırada Irak’ta, Afganistan’da kayıp vermeye devam ediyorsunuz. Umar al-Faruk’un savaş alanından başlatılmamış operasyonuyla da teyit edilen, ufukta sonu görünmeyen ve güvenliğinizle hiçbir bağlantısı olmayan bir savaşa doğru ilerliyorsunuz. Bize göre zalimlere ve zalimlere karşı cihad, dinimizde büyük bir ibadettir. Bizim için babalarımızdan, oğullarımızdan daha değerlidir. Demek ki, bizim sana karşı cihadımız ibadettir, senin bizi öldürmen ise şehadettir. Allah’a şükürler olsun ki 30 yıldır önce Ruslara, sonra da size karşı cihad ediyoruz. Adamlarımızdan bir tanesi bile intihar etmezken, her 30 günde bir 30 adamınız intihar ediyor. İsterseniz savaşa devam edin.
Selam olsun doğru yola uyanlara.
Biz hakkımızı savunuyoruz. Saldırganlara karşı cihad bir dinimizde büyük bir ibadettir ve bizi öldürmeniz, Rabbimizin nezdinde yüksek bir statüde olduğumuzu gösterir. Allah’a şükür 30 yıl önce Ruslara, sonra da size karşı cihad ediyoruz. 30 gün içinde 30 adamınız intihar ederken adamlarımızdan tek bir tanesi bile intihar etmedi. İsterseniz savaşa devam edin. Adalet en güçlü ordudur ve güvenlik en iyi yaşam biçimidir, ancak Yahudileri topraklarımızı işgal ederek ve Filistin’deki kardeşlerimizi öldürdürdükleri için muzaffer kıldığınız gün, bu fırsat elinizden kaçtı. Güvenliğin yolu, üzerimizdeki baskıyı kaldırmanızdan geçer.