Yazıma başlamadan önce sizden küçük bir şey istiyorum. Şöyle bir düşünün. Son zamanlarda ülkemizde bir haber kanalını izlediğinizi veya sosyal medyada olup bitenlere baktığınızı. Aklınıza gelen tablo muhtemelen epey iç karartıcı. Her an yenilenen, artık bir rutin haline gelmiş felaket haberleri hepimizin ilk aklına gelen şeyler. Fakat bir kez daha düşündüğümüzde tüm bu haberlerin arasında yüzümüzü biraz olsun güldürebilen; günlük, sıradan hayatımıza neşe katabilen bir şey daha aklımıza geliyor. Bir millete birçok duyguyu aynı anda yaşatabilen, her konuda tartışma içerisinde olan bir halkı bir araya getirebilen, hem sevindirebilen hem üzebilen, en önemlisi ise geriye dönüp baktığınızda sonuç ne olmuş olursa olsun güzel yanlarını hatırlayabildiğiniz bir şey. Kısaca SPOR…
Geçtiğimiz 17 günlük süreçte “SPOR”un zirvesi olan olimpiyatları, 1 yıl gecikmeli ve tribünlerde seyirci olmadan da olsa tüm heyecanıyla bir kez daha yaşadık. Tüm bu bahsettiğim kara gündem içerisinde, olimpiyatlar ilaç gibi geldi desem en azından kendi adıma doğruyu söylemiş olurum.
Tokyo 2020 Olimpiyatlarına Türkiye’yi temsil eden 108 sporcu ile katıldık. Türkiye adına 2012’nin ardından en yüksek sayılı katılımdı bu. Elbette 108 sporcumuzun hepsinin arkasından onların hikayeleri de yer aldı olimpiyatlarda. Olimpiyatı olimpiyat yapan da bu değil midir zaten? Her sporcunun arkasından gelen onlarca yıllık emeği, burada yer alabilmek adına feda ettikleri, hayalleri ,başardıkları ve başarmak istedikleri.
Olimpiyatlarda milyon dolarlık sporcular kolay kolay göremezsiniz fakat her biri eşsiz binlerce hikayeyi rahatlıkla bulabilirsiniz. İşte biz de kendi branşında dünyanın en iyilerinden olan 108 sporcumuzun daha hikayesine tanıklık etmiş olduk bu olimpiyatlar sayesinde.
18 farklı branştan sporcuyla katıldığımız Tokyo 2020’yi; 2 altın, 2 gümüş ve 9 bronz madalya ile altın madalya sıralamasında 35, toplam madalya sayısında ise 20. sırada tamamladık. Toplam madalya sayısında 1948’de kazandığımız 12 madalyayı geçerek kendi rekorumuzu kırdık fakat elbette bu bizim sıralama bazında en başarılı olimpiyatımız değildi. Nihayetinde madalya sıralamasında önde olabilmeniz için bol miktarda altın madalyaya sahip olmanız gerekiyor.
Tokyo 2020’de özellikle dikkat çekmemiz gereken başarılarımız ne 13 madalyayla kırdığımız rekor ne de sıralamalarımızdı. Bence dikkat çekmemiz gereken 2 önemli şey vardı: 1) Farklı branşlarda elde ettiğimiz başarılar. 2) Kadın sporcularımızın başarısındaki artış.
Öyle ki daha önceki tüm olimpiyatlarda toplam 6 farklı branşta madalya elde edebilen sporcularımız, yalnızca Tokyo 2020’de 6 farklı branşta bu başarıyı elde ettiler. Aynı zamanda tarihimizde 5 farklı sporcudan toplam 6 madalyamızın olduğu kadınlarda yalnızca Tokyo’da 5 sporcumuz daha ülkemize madalya kazandırdı. İlk kez olimpik spor olan karatede 4 madalya , olimpiyatların temel taşı olan jimnastikte ilk madalya, Güney Kore’nin madalya bırakmaz hale geldiği okçulukta bir altın madalya; daha önce hiç katılamadığımız kadınlar boksta biri altın, 2 madalya ve erkeklerde tarihimizin en başarılı branşı olmasına karşın kadınlar güreşte gelen ilk madalyamız bu 2 önemli etmene katkı yapan noktalardı.
Tokyo 2020’de elbette her şey mükemmel değildi Türkiye adına. Güreşte özellile Amerikan sporcular ülkemize büyük üstünlük sağladı, altın madalyalar beklediğimiz branşı yalnızca 3 bronz madalya ile tamamladık; tekvandoda son 2 olimpiyatta ülkemize madalya kazandıran Nur Tatar bu kez çeyrek finalle yetindi, toplamda ise 2 bronz ile tekvandoyu tamamladık; atletizmde önemli ilkleri başarmamıza karşın bir kez daha madalya elde edemedik ve yıllarca altın madalyalarla yüzümüzü güldüren halterde yalnızca iki sporcumuz yarışırken ikisi de madalyanın uzağında kaldı.
Tüm bu başarıların ya da başarısızlıkların ötesinde olimpiyatların ardından aklımızda sporcularımızın emekleri ve hikayeleri kaldı geriye. Mete Gazoz’un başarısının ardındaki hayallerini, satranç, yüzme, piyano derken yaptığı sporun sadece bir ok atmanın çok ötesinde olduğunu gösteren üst düzey çabasını; Busenaz Sürmeneli’nin ringte uyuyakaldığı günleri ve sokakta bisiklet sürüp futbol oynarken hocasının kendisini keşfetmesinin ardından bugün hayallerini gerçekleştirerek tüm ülkeye yaşattığı gururu ve daha nicelerinin hikayelerini tanıdık bu olimpiyatta.
Olimpiyatlar bitti şimdi neyi takip edeceğiz diye dert etmemize de gerek yok. Çünkü 24 Ağustos-5 Eylül tarihleri arasında Tokyo 2020 Paralimpik Oyunlarında 87 sporcumuzu daha aynı şekilde tanıyacağız. Dilerim Paralimpik Oyunlarında da başarısı bol nice hikayeye tanık oluruz.
Paralimpik Oyunlara kadarki süreçte Tokyo 2020’de Türkiye adına neler olup bitti daha detaylı bir analiz isterseniz aşağıdaki linkteki yazımdan ulaşabilirsiniz.⬇️
Kaynakça;
https://www.olimpiyatkomitesi.org.tr/Olimpiyat-Madalyalarimiz
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/2020_Yaz_Olimpiyatlar%C4%B1%27nda_T%C3%BCrkiye