Bu, birimimizin sırt çantaları ile ilgili yazılarından bir tanesi. Fakat özellikle sizlere anlatacağım sırt çantası İsveç menşeli “Fjallraven Kånken”.
Bu çantayla haşır neşirliğim Erasmus için gittiğim Danimarka’da başladı. Gittiğim ilk hafta etrafıma baktım; neredeyse tüm Danlar yaşlı, genç, çocuk demeden bu çantayı kullanıyor. Renk renk, küçük büyük; her türlü bu çanta kullanılıyor.
Bu kadar kullanılması 4-5 yıldır, belki de daha uzun yıllardır, sıklıkla sırt çantası kullanan biri olarak dikkatimi oldukça çekti. Çünkü kişisel kanaatim olarak söylüyorum, ilk bakışta çantayı o kadar da güzel bulamadım. Ama, az önce de dediğim gibi, neredeyse gördüğüm her insanda bu çantanın bulunması sizlere anlatmam için bir sebep diye düşündüm. Bu yüzden nereden gelmiş bu Kankenler, İskandinavlar ve ben nasıl düşmüşüz bu sevdaya biraz bahsedeyim.
Öncelikle, Fjallraven 1950 yılında İsveçli bir outdoor spor tutkunu tarafından kurulan bir marka.[1] Outdoor sporlar için çokça ürün seçeneği olan marka, ilk kez 1978 yılında “Kanken” adını verdikleri çanta modelini piyasaya sürmüş. Sebebi ise o dönemde yapılan araştırmalara göre üretilen sırt çantalarının doğru taşıma ve ortopediye uygun olmadığı için çocukların sırtlarında ağrı oluşturması.[2] Bu yüzden marka oldukça hafif, kumaşı uzun süre dayanabilen ve sırtta taşırken kullanıcısını rahat ettiren bu çantayı üretmiş.
Hani kumaşı uzun süre dayanabiliyor derken kast ettiğim şu: yüzeyinde kirlenmeler olsa da çanta, çok çok uzun yıllar yırtılmıyor.
Ayrıca, ilk üretildiği tarihten bugüne, ürünün tasarımı ilk günkü halinden farklı olmamış fakat marka, kullanıcısına bol bol renk seçeneği sunmuş.
Klasik bir “Kanken” şu özelliklere sahip: (I) Çantanın ana gözünü neredeyse tamamen açan bir fermuar bulunuyor. Bu sayede eşyalarınızı daha düzgün yerleştirebiliyorsunuz. (II) Çantanın iki yanına derin yan cepleri bulunuyor. Kocaman bir şişe koymuyorsanız eğer su şişeleriniz ya da sıcak içeceklerinizi koyduğunuz muglarınız görünmüyor. (III) Bunun dışında, çanta ufak tefek eşyalarınızı hemen elinizin altında bir yerlerde tutmak için en önünde küçük bir fermuarlı göze sahip.
Oradayken “Kanken”lerle ilgili direk kullanıcılarından duyduğum, öğrendiğim bir diğer şey ise çantanın aile büyüklerinden küçüklerine bırakılmasıydı. Yani nesiller boyu kullanımı da çantanın önemini ve çantaya verilen değeri arttırmış gibi görünüyor.
İlk bakışta böyle bir özelliği olmasını garipsedim. Fakat sonra iki şeyi anlamamı sağladı. Birincisi, neden etrafta bu kadar fazla eski Kanken olduğunu. İkincisi, neden bu çantadan edinmek istediğimi. Çünkü bu insanlar -o ya da bu şekilde- günlük hayatta çok da umursamadığımız, eskiyince kullanmaktan vazgeçtiğimiz eşyalarımıza bir anlam yüklemişler ve kullanımının devam etmesi için de bir sebep bulmuşlar. Onlar için dayanıklı olması ve iş görmesi yeterli gelmiş.
Bütün bu anlattıklarımın üzerine, evime dönmeden önce bir sırt çantası kullanıcısı olarak bir “Kanken” edindim ve ben de çantanın özelliklerini öğrenmek için kullandığım internet sitesinin adı gibi bir “Kankenist” oldum.
[1] http://kankenist.com/pages/fjallraven-turkiye