Interrail Yapmak İsteyenlere Öneriler -I

Her şeyi planlamak isteriz. Planladığımız ölçüde de güvende hissederiz. Her ne kadar yapmayı kararlaştırdığımız eylemler birçok dış etkenin de etkisiyle hiç olmadık şekillerde sona erse de, ne kadar ayrıntılı bir plan yapmışsak gideceğimiz yol da bize göre o derece güvenlidir. Peki sürekli bu şekilde yaşamak doğru mu sizce ?

Bazen kalıpların dışına çıkarak nereye gideceğimizi bilmeden maceraya atılabilmek gerekir hayatta fikrimce. Bunu yapabilmek unutamayacağımız deneyimler yaşamamızı sağlar.

Bugünkü yazımda maceraya atılmanın en güzel yollarından biri olan Interrail’dan bahsedeceğim sizlere. Interrail’ın hayatta kesinlikle yapılması gereken bir şey olduğunu ve 20-25 yaşlarındaki insanlar için dünyanın en güzel seyahat şekillerinden biri olduğunu söyleyenleri duymuşsunuzdur. Çünkü, diğer seyahat şekillerinin aksine, Interrail’a, dinlenmek için tercih edilen rutin bir tatil şekli demek uygun olmaz. Bu seyahat şekli, bir yandan kişinin pek çok ülkeden farklı kültürleri ve insanları daha yakından tanıma imkanı sağlaması, diğer yandan da kendisi hakkında hiç bilmediği şeyler keşfetmesi açısından bulunmaz bir fırsattır. Çok kısa bir süre olarak görünse de bir aya yakın bir süre içerisinde o kadar dolu dolu yaşarsınız ki, siz bile şaşırırsınız aslında üç gün öncesinde yaşanan bir olayın iki hafta öncesinde yaşanmış gibi hissettirmesine. Rotanız tamamen sizin istediğiniz şekilde çizilir, bunun yanı sıra yolda bazen oldukça ekstrem ve komik olaylarla karşılaşabilirsiniz. Geriye dönüp baktığınızda seyahatin en güzel yanını da bu anların oluşturduğunu görürsünüz.

Interrail yapmanın kişide yarattığı özgürlük hissini ve heyecanı başka herhangi bir şey aracılığıyla yaşamanız biraz zor; ya da henüz yaşamadığım için ben bilmiyorum. Örnek vermek gerekirse, yalnız ya da yakın arkadaşlarla belli bir ülkeye gidip konakladığınızda bel bağladığınız insanlar/ belli bir plan vardır; ona göre hareket edersiniz. Oysa Interrail’da her an her şey değişebilir ve bu değişiklikler bazen size bağlı olmakla birlikte bazen sizden tamamen bağımsız şekilde de gelişebilirler. Bu tarz değişikliklere ayak uydurabilmek, gerektiğinde pratik çözümler üretebilmek ve keyif alabilmek için de çoğunlukla doğaçlama yaşamak, yani plan delisi olmamak, gerekir. Herkesin yapabileceği bir şey değil yani. Risk de işin olmazsa olmazıdır; yani tam genç işidir diyebiliriz. Farklı seyahat deneyimleri yaşamama rağmen Interrail oldukça ucuz olmasına rağmen en eğlencelisiydi diyebilirim. Aldığınız riskin boyutu bizimki gibi küçük boyutlarda ya da pek çok kişininki gibi büyük boyutlarda da olabilir. Bu tamamen sizin keyfinize kalmış bir şey. Biz rotamızı ve kalacağımız yerleri gitmeden önce belirlemiş ve rezervasyonlarımızı yaptırmıştık. Bir gece dışında hiç sokakta kalmadık. İnanın bunları bile yapmadan yola çıkan pek çok insan var.

Biraz da Interrail’ın olumsuz yanlarından ve kimlerin Interrail yapmaması gerektiğinden bahsedelim. Serinin bundan sonraki yazılarında bol bol ayrıntılara ineceğim nasıl olsa.  Interrail, herkese uygun bir seyahat şekli değil tabii ki. Özellikle üzerinde çok fazla düşünmeden yaptığınız seçimler (ileride bahsedeceğim) acı dolu saatler yaşamanıza sebep olabiliyor. Bu bakımdan “Ben rahata alışkınım” diyenler Interrail yapmamalı derim ben. Her gittiğiniz yerin kendine özgü arızaları anlayamadığınız yanları mutlaka olacaktır.  Zamanınız kısıtlı olduğundan çoğunlukla her gün yürümekten bacaklarınız kopma noktasına gelecektir zaten. Belinizde backpackle o sıcakta hostelinizi aramak ayrı bir dert olmakla birlikte, Interrail yaparsanız, yanınızda fazla bir şey de götüremeyeceksiniz. Floransa’da konakladığım bir hostelin sahibi, hostelin adını gösteren hiçbir ibare koymamıştı mesela. Bulmamız biraz şans eseri olmuştu. Onun dışında, Venedik’te kuş uçuşu yakın bir mesafe olarak gözüken hostelle aramızdan tren hattı geçtiği için nasıl gideceğimizi bilememiştik. Her şey için taksiye binsek bu sefer sırtınızda backpackle sizi gören taksicilerin kazıklamaya çalışmayacağının da bir garantisi yok.

Yani kısacası Interrail’ın da, hayattaki her şey gibi, artı ve eksi yönleri mevcut. Ancak, ben tüm bunlara rağmen, Interrail’ın, sonunda yaşanılan tüm aksiliklere tamamıyla değecek; uçağınızdan unutulmaz onlarca anı biriktirmiş bambaşka bir insan olarak ineceğiniz bir deneyim olduğunu ve mutlaka yaşanması gerektiğini düşünüyorum. Zaten sonraki yazılarımda da bu deneyimi yaşamak isteyenlere hayat kolaylaştırıcı taktikler, kalınacak veya görülecek yer önerileri vermeyi sürdüreceğim. Takipte kalın!

 

Görsel Kaynaklar:

https://www.google.com.tr/searchq=backpacker&tbm=isch&imgil=qEcae7Bh5QvmVM%253A%253B6UvNmG1Qq_TjdM%253Bhttp%25253A%25252F%25252Fwww.backpackerguide.nz%25252F&source=iu&pf=m&fir=qEcae7Bh5QvmVM%253A%252C6UvNmG1Qq_TjdM%252C_&usg=__Z5P8rEsCw3Z4xkxRIU2e9u_PH0%3D&biw=1366&bih=700&ved=0ahUKEwj0ycTPvdbUAhVHrxoKHZENA6EQyjcIUQ&ei=3FpOWfTrJsfeapGbjIgK#tbm=isch&q=backpacker

https://www.google.com.tr/searchq=interrail&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwia4te1qYbVAhXIA8AKHXuLDHQQ_AUICigB&biw=1366&bih=662#imgrc=05a6PM4IISOHgM:

Leave a Reply