Gabrielle “Coco” Bonheur Chanel (1883-1971), Fransız moda tasarımcısı ve hepimizin bildiği Chanel markasının kurucusudur. Moda dünyasına o zamanlara göre o kadar “değişik”lik ve yenilik katmıştır ki onun modada bir devrim yarattığını söyleyebiliriz. Kendisi “Time: Yüzyılın En Önemli 100 Kişisi” listesinde yer alan tek moda tasarımcısı. Günümüzde de çok beğenilen Chanel markasının başarı sırrını bu iddialı kadını tanıdığımızda anlayabiliyoruz. Özellikle moda dünyasındaki dayatmalara karşı olarak kadınlar için rahatlık arayışında olan bir devrimciydi o. Modaya yön verenlerin başında gelen Coco’nun bizlere neler kattığını okudukça anlayacak ve hayran kalacaksınız.
Öncelikle bronzluk modasını başlattığını belirtmeliyiz. Soyluluk ve Avrupalı olmanın göstergesi olan beyaz tenden, koyu ve güneşte yanmış tene geçişi kendisi bir gün güneş altında kalıp yandıktan sonra yaymıştır. “Soyluyum, işçi değilim, güneşte çalışmıyorum o yüzden beyaz tenliyim.” düşüncesinden “Soyluyum/zenginim, bolca tatil yapıp güneşin tadını çıkarıyorum ve bu yüzden tenim koyu.” düşüncesine bir geçişti aslında bu. Bronz veya koyu tenin birçok kusuru saklayarak cildi çok daha iyi göstermesi de fark edildikten sonra solaryum furyası başlamış oldu.
O dönemin kadınlara kum saati görünümünü veren rahatsız ve dayatmacı korselerine karşı kemer kullanımını getirdi. Hâlâ ihtiyaç duyulan ve görünümlerimize şıklık katan kemerler beli ince göstermekte kullanılsa da kadınları korse kadar sıkmıyor.
Bir Chanel klasiği ise hala günümüzün ikonik parçalarından olan “little black dress (mini siyah elbise)”. Chanel markasının en çok kullandığı, kendisiyle özdeşleşen renklerden biri olan siyah, o dönemlerde sadece yas tutmanın simgesiydi ve yalnızca cenazelerde giyilirdi. Mini ise hiç alışık olunmayan başka bir parçaydı. Mini siyah elbise o zamana kadar hak ettiği değeri hiçbir zaman görememişti, ta ki Coco onu bir dünya klasiği yapana kadar… Bu klasik elbise ilk kez 1926 yılında bir illüstrasyon ile Amerikan Vogue dergisine çıktı. Daha sonraları bu tarzı dünya starı Audrey Hepburn üzerinde çok sık görecektik.
Bir diğer yenilik ise denizci çizgi desenini kullanmasıydı. Üniforma benzeri sadece kurumsal kıyafetlerde olan bu deseni gündelik hayata taşımıştı. Şu anda da denizci çizgisi desenleri en yaygın ve kullanışlı desenlerden değil mi, özellikle de yaz aylarında? Yine Audrey Hepburn ve Brigitte Bardot üzerinde oldukça sık gördüğümüz parçalardan biri olmuştu.
Çanta konusunda da bir etkisi vardı, tabii. Askerlerden ilham alarak kadınları el çantasından kurtarıp ince askılı çanta dizayn etti ve bu da kadınların el ve kollarının rahatlamasını sağladı. Bu noktada liderlik eden tasarımı 2.55 idi. Bu sayı, çantanın Şubat 1955’te tasarlanmasından geliyor. 2.55, 1955’lerden gelen popülerliğini korumaya devam ediyor.
Ve jarse… O zamana kadar sadece erkek iç çamaşırlarında kullanılan bu kumaşı şık bir şekilde gündelik hayata taşıyan Coco Chanel başta önyargı ile karşılaşmış olsa da günümüze kadar gelen kullanışlı bir kumaşın kıyafetlere dönüşmesini sağladı.
Chanel denilince akla gelen şeylerden biri de tüvit takımlar. Coco bu takımları ilk tanıttığında kimsenin dikkatini çekmemiş, beğenilmemişti. Ancak savaş dönemleri ve sonrasında kadınların iş hayatına girmesiyle bu takımlar patlamaya başladı. Metalik düğmeli, yakasız, altın şeritli, işli kolları olan bu şık takımlar günümüzde de çalışan kadınlar için oldukça hoş bir görünüm sağlıyor.
Ek bilgi: Savaşlar ve Coco’nun kariyeri ayrılmaz bir ikili gibiydi. Öyle ki, kendisi Türk askerlerini de giydirmişti. Modayla yakından ilgilenen Atatürk, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üniformalarını Chanel’e tasarlatmıştı.
Erkek ayakkabılarından esinlenerek iki renkli yani siyah burunlu bej babetler tasarladı. Bej renk bacakları uzun gösterirken babetler rahatsız topuklu ayakkabılara zıt olarak kadınlar için özgürlüğün bir başka parçasıydı. Chanel tarzı bu babetlerin hala etkisini koruduğunu söyleyebiliriz.
Ve Coco’nun modada yaptığı en büyük devrim: pantolon. Chanel’den öncesi herhangi bir kadının pantolon giymesi olacak şey değildi. Kadınlara büyük bir rahatlık ve özgürlük kazandıracak pantolonları kendisi erkek arkadaşının pantolonunu giyerek modaya kazandırma konusunda ilk adımı atmıştı. Toplum tarafından kabul edilmesi imkansız gibi görülen kadınların pantolon giymesini öncelikle at süren kadınların ihtiyacına cevap olarak tasarlamış, insanların pantolonlu kadın figürlerine alışmasını yaymaya başlamıştı. Düşünebiliyor musunuz, ya biz kadınlar sürekli etek/elbise giymek zorunda kalsaydık? Hatırlıyorum da, ilkokulda kız öğrenciler olarak biz de “Etek değil, pantolon giymek istiyoruz!” diyerek bir hareket başlatmıştık ve sonunda bizler de erkekler gibi koşturabileceğimiz, sıralarda rahatça oturabileceğimiz pantolonları giymiştik. Modanın bunun gibi dayatmalara karşı mücadelesinin sürmesi dileğiyle…
Bir not: Chanel No. 5, Coco’nun hayatında ve markanın değerlenmesinde çok önemli bir yere sahipti. Marilyn Monroe’nun her gece bu parfümü kullandığını söylemesiyle ünü daha da artan bu efsane parfümün adının Chanel No. 5 olmasının altında iki sebep yattığı söylenir. Biri Ernest Beaux’un sunduğu 10 farklı kokunun arasından 5.sini seçer. Diğeri ise 5 rakamının Coco için uğurlu olduğudur. Dünyanın ilk sentetik bileşenlerle hazırlanan parfümü olan Chanel No. 5 sade ismi ve şişesiyle basit ama şık Chanel tarzını öne çıkarıyor.
Kaynakça:
https://en.wikipedia.org/wiki/Coco_Chanel
https://tr.pinterest.com/pin/240098223858306948/
https://www.milliyet.com.tr/pembenar/galeri/8-ikoniklesmis-chanel-parcasi-2704128/8
https://www.savoirflair.com/fashion/121658/coco-chanel-contributions-fashion