Herkesin bildiği gibi 22 Kasım 2011 geldi çattı. Bu tarihte Türkiye’de ki internet toptan bir “çöküş” yaşadı. Çöküş diyorum çünkü BTK (Bilişim Teknolojileri Kurumu)‘nın aldığı kararla bugünkü yasaklı sitelere giriş, yeni sitelerde eklenerek, tam anlamıyla suç halini aldı. Kısacası artık yasaklı bir siteye girdiğiniz anda ya posta kutunuzda ceza makbuzu bulacaksınız, ya da kapınızda polisler dikilmiş olacak.
Osman Ünalan başkanlığında; Özgür Yazılım ve İnternet Teknolojileri Kulübü 17 Kasım 2011 tarihinde gerçekleştirdiği konferansta Bilkent Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Akgül ve LKD (Linux Kullanıcıları Derneği) üyesi Engür Pişirici’yi davet etti. Davete katılması beklenen ve aynı zamanda bütün olayların kilit noktasını oluşturan BTK konuşmacısı ise gelemedi. Sebep olarak konuşmacının acil işi çıktığı söylense de, kişisel bir kaynaktan aldığım bilgiye göre BTK üyesinin konferanstan 5 dakika önce aradığı ve gelememesinin(!) bahanesi olarak “BTK’nın sizden daha önemli işleri var, sizinle ilgilenemeyiz.” denilmiş. Aynen bu bahane kullanılmış.
Engür Pişirici, internet sansürünün çok yanlış ve çok ilkel bir yönetmelik olduğunu vurguladı ve devam etti, “Devleti kafası şöyle çalışıyor; anlamlandıramadığı her şey suçtur. Erotizmden tutunda internet bankacılığına kadar her şey devlete göre illegaldi ve artık suç sayacak.
Evet internet bankacılığı zaten illegaldi çünkü devlet internet bankacılığındaki güvenlik sistemini anlayamıyordu ve bu yüzden şimdi tam anlamıyla suç olacak.
Peki BTK’nın amacı nedir? Kesin olmamakla birlikte, çocuklarımızı kötü internetten koruma yalanı dışında, yaptıklarından da bir sonuca varılamıyor. Engür Pişirici, “BTK’nın yaptığı her şey mantıksız. Sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler bir hafta sonu yapıldı ve karar ertesi hafta başı verildi. Sivil toplum kuruluşları ise bu konuyla ilgili yorum bile yapmadılar.” dedi ve ekledi, “Ana mantık beyaz ve kara liste hazırlamak ama liste kriterleri ve özellikleri tümüyle belirsiz. Siteleri yalnız BTK seçecek yani BTK’nın aklı nasıl çalışıyorsa, Türkiye’nin interneti öyle olacak.” dedi.
Peki halk bu konuda bir şey yapabilir mi? Halk olmasa bile GSM operatörleri Ağustos’ta şanslarını denediler. Aslında yönetmelik, 22 Ağustos’ta yürürlüğe girecekti ama Türkcell, Vodafone ve AVEA ’nın buna karşı çıkmaları üzerine 22 Kasım’a ertelendi. Kamuoyuna da 3 aylık deneme süresi olduğu söylendi. “Bu tek taraflı bir boks maçıdır. Siz ne kadar vursanız da, kaçsanız da, saklansanız da BTK hücum yapıyor ve görünen o ki, bu hücum 22 Kasım’dan sonra azalmaktan ziyade artarak devam edecek.” diye noktaladı Engür Pişirici.
Benim görüşüm ise Engür Pişirici ile aynı yönde. Yarın bir gün BTK, Bilkent ana sayfasında ki bir fotoğrafa; “bir kız ve bir erkek aynı karede çok yakınlar” diyerek bilkent.edu.tr’yi ve bağlı olduğı STARS sistemini kapatabilir. Çok uçuk gelebilir ama You Tube’u ve hatta Google’u yerden yere vuran bir kurumun daha neler yapabileceğini kimse bilemez.
Son olarak Osman Ünalan‘a ve Özgür Yazılım ve İnternet Teknolojileri Kulübü‘ne bu konuyu gündeme taşıdıkları ve böyle güzel bir organizasyon gerçekleştirdikleri için teşekkür ederim.