Bilkent Medeniyet Topluluğu’nun ODTÜ’te yaşananlara dair bildirisidir. Aynen aktarıyorum.
Ölüyoruz Demek ki Yaşanılacak
Son zamanlarda başta ODTÜ ve Ankara Üniversitesi olmak üzere Türkiye’nin önde gelen(!) eğitim kurumlarında yaşanan olaylar; müsebbiplerinin var olma mücadelelerinin son çırpınışları, son vaveylalarıdır. Hususen ODTÜ’de kardeşlerimizin karşılaştığı ve artık gerçekten zavallı bir hal alan tavırlar bizi kendilerine hitaben birkaç söz söylemeye itmiştir.
[quote]Vandal yürek! Görün ki alkışlanasın
ez bütün çiçekleri kendine canavar dedir
haksızlık et, haksız olduğun anlaşılsın[/quote]
İlgili uç grupların Şairin dizelerine hayat vermeye çalışırcasına tıynetsiz ve, tabiri caizdir, namussuz hal, tavır ve tutumları ile gerçekleştirdikleri aksiyonlar haksızlıklarının, köksüzlüklerinin sağır sultana bile ilanıdır.
Artık miskal-i zerre kadar dahi hakikatle bağları olmayan bu marjinal grupların, tamamen batıl olan bu fikir dünyalarının kabihliklerinin de artık herkesçe malum olduğunu, kendilerine canavar dedirme şerefine çoktan nail olduklarını da hassaten belirtmekte fayda görüyoruz.
Bu çirkin tablonun temizlenmesi, daha önemlisi de en azından aklanması için yönetimi göreve çağırma bayağılığına düşmek istemiyoruz. Nitekim özellikle de ODTÜ yönetimi bu tarz olaylardaki uzlaştırmacı(!) ve tarafsız(!) tutumlarını istikrar ile koruyarak kendisine düşeni yapmıştır. Nitekim bunu tekrarlamaktan da hicap duyarız.
Bahsi geçen marjinal grupların geçmişlerinin karanlığına dalmadan yakın zamanda olan birkaç olaya da değinmek istiyoruz. Kısa bir zaman önce ibadet ihtiyacına binaen inşaatına başlanan mescid inşaatının durdurulması yönünde yürütülen alçak kampanyayı hatırlatmak isteriz. Dahası bizi meraka gark eden bir diğer husus ise Diyanet Camii’ne sabah namazına gitmek için tertip edilmiş bir servise sabah takriben 05.00 sularında tacizde bulunacak kadar inandıkları bu davanın beyhude olduğunu ve nihayetsiz kalacağını kendilerine ilan etmek isteriz.
Efendimiz Hz. Muhammed(sav)in doğumunun sene-i devriyesine tekabül eden malum ve adi mezkûr hadisenin karşısında biz Müslümanların aldıkları tavır da ayrıca ibretamizdir. Kaldıysa bir soru içimizde hâlen bizi biz yapan, bu toprakları Dar’ul İslam kılan seleflerimizin mücadelesi ve mücahedesine dair, durup kendimizi sorgulamanın vakti gelmiş ve çoktan geçmektedir. Ümmet olma şuurunun gerektirdiği istikamette, malum muzır ve pespaye cenahın haddi fazlasıyla aşan alçak eylemlerine karşı meşru her sahada sert bir mukavemet göstermek artık bir zaruret halini almıştır. Zihni müstemlekenin mücessem halinin gönüllü(!) temsilcileri olarak tavsif edilebilecek malum sopalı paramiliter örgüt ve türevleri bilmelidir ki utançlı sessizliğimizin bir haddi, hududu vardır.
İnandığınızda eğrilik büğrülük yoksa, dosdoğru iseniz lafı da eğip bükmeye ihtiyaç duymazsınız. Üniversiteleri terörize etmeye çalışan bu grupların barınmasını kolaylaştıran her türlü yönetim zafiyetinin takibatının olacağını bildirmek isteriz. Bununla birlikte bahsi geçen gruplara bir muhatabiyet şerefi yüklememekle birlikte, mücadelemizin inanç temelli olduğunu ve kolay kolay sarsılamayacağını hatırlatmayı borç biliriz. Bununla birlikte muhtemelen siyasi kariyerine birkaç yıl içinde plaza devrimcisi olarak devam edecek bu arkadaşlar kendi beyhude varlıklarına bir sosyalist büyü ile mana kazandırma çabasındalar. Bunun da apaçık farkındayız ancak bu güruhun vardığı son sahne budur. Perde kapandı, oyun bitti. Politik kaygılarla üstlendiğiniz misyonunuz bizim adını iman koyduğumuz hakikate karşı er ya da geç mağlup olacaktır.
Son noktayı da yine şairin dizeleri ile koymak istiyoruz.
[quote]
Pusmuş bir şahanız şimdilik, ne kadar şahan olsak
ama budandıkça fışkıran da bizleriz
ölüyoruz, demek ki yaşanılacak.
[/quote]
vahdet toruncu
bu yazının tekrar burda yayınlanmasının ortamı germekten başka bi amacı yok. heralde sözüm ona medeni arkadaşlar karşıt da olsa kendilerine cevap verildiğinde, “sesleri duyulduğunda” haz alıyorlar. ama yaptıklarının ne inançlarına ne de okuldaki ortama faydası var. bi de genel olarak bu mevzulara “sessiz şeytanlık” değiliz diye cevap veren bu kitle, işine gelen zülme ses çıkartmakla da ünlü.
Rıza ÇETİN
Riyadan namaz olmaz,
Ruhban dan imam olmaz.
Şeytan süresiz izinde,
İş kalmadı ülkede.