b2_2

“Sadece futboldan anlayanlar futboldan da anlamazlar.”

                                                                              Cesar Luis Menotti

İnternetten kolay bir arama sonucu elde edeceğiniz bilgiler ile taraftar sayılarına dair istatistikler veya tezlerinizi destekleyebileceğiniz bilgiler elde edebilirsiniz. Bunun sonucu olarak Türkiye’de insanlar futbola ilgi göstermiyor ilk teziniz olabilir. Bu tezi desteklemek için insanların sosyo-ekonomik durumlarının futbol gibi boş zaman aktivitesi için yeterli olmadığı söylenebilir veya Türkiye’de insanları statlara dolduracak kadar güzel bir futbolun oynanmadığını iddia edebilirsiniz. Tüm bu sebepler dolayısıyla Türkiye Süper Ligi seyirci ortalamasının Almanya 2. Ligi’nden ve İngiltere 2. Ligi’nden daha az olması kaçınılmaz olacaktır. Ancak var olan bu görüşler dışında ortaya konulması gereken iddia tamamen farklıdır. Türkiye’de eksik olan bir amaç uğruna örgütlenecek insan topluluklarıdır. Hafta boyunca yaşadıkları zorlukları bir araya gelerek bir buçuk saatliğine haykırabilecekleri, seslerini duyurabilecekleri bir örgütlenme yok artık taraftar gruplarında.

Politikleşmeyi siyasi partiler düzeyinde indirenler ve sadece siyasi partiler eline bırakanlar tribünlerden acılarını, inançlarını ve isyanlarını haykırmayı reddediyorlar. Her türlü hayat eleştirisini siyasi bir kanıt olarak görenler statlarda ezilenleri, aç kalanları, ayrımcılığı reddetmeyi bir parti savunuculuğu olarak görüp, bu tür faaliyetlerin gerçekleştirilmemesi adına çabalıyorlar. Bu şekilde apolitikleşen insan grupları sadece eğlenmeye odaklı bir amaç uğruna statları doldurmaktan çekiniyorlar. Bu sebeple belki eğlenecek durumlarının olmayışı, belki eğlenceye yer olmayan hayatları, belki de söylendiği gibi eğlenceli bir futbolun olmayışı statların bomboş kalma sebeplerini oluşturuyor. Eduardo Galeaano’nun söyledikleri ise bu belkilerin altını dolduracaktır. Sanayi kapitalizminin futbolu kullandığı o amacın tamda apolitikleşme olduğunu savunmaktadır yazar. Eduardo futbolun fakirleri oyalayıp yatıştırdığını ve onların zihinlerini grev ve öbür kötü fikirlerden uzak tuttuğunu belirtmiştir. Belki Dünya’nın önde gelen futbol ülkelerinde bu tespit henüz uygulanmamış ancak Türkiye için fazlasıyla uygulanmış durumdadır.

55eb69dcf018fbb8f8bf84d5

7’den 70’e hemen herkesin futbol bildiği, futbol oynadığı ve maç yorumladığı bir ülkede hızlanmış bir akımla bütün şehirlere TOKİ aracılığı ile devasa statlar yapılmaya başlandı. Yatırım ve spora teşvik gibi görünen bu hamlenin iç yüzüne bakıldığında yapılan statların boş bırakıldığı gerçeği ile yüzleşilecektir. İstanbul’un orta yerinde, Taksim’in yanı başında, boğaz gören bir yerde stadı olan Kasımpaşaspor Kulübü; Türkiye’nin siyasi iradesini 14 senedir temsil eden bir isimle stadını doldurmak şöyle dursun yüzde 20 doluluk oranına bile ulaşamıyorsa Kasımpaşalı 14 bin kişinin bir araya gelerek bağıracak bir sıkıntıları yoktur diyebilir miyiz? Yoksa bir Turgay Ciner operasyonu ile Kasımpaşa halkı takımlarından koparıldı demek daha mı doğru olur? Bir diğer örnek olarak medya da medarı iftiharımız Acun Ilıcalı sponsorluğuyla tanıtımları yapılan açılış maçında yıldız yağmuru gerçekleşen Başakşehir takımı futbolcuları maçın ortasında dönüp 17 bin kişilik stadın tribünlerinde 3 bin kişi görünce; “Biz şu an neyin mücadelesini veriyoruz?” diye sormuyorlar mı? Açılışında davetiyeler gönderilerek garanti bir topluluk oluşturulan Mersin tribünleri, lig maçlarında bomboş kalıyorsa bunu neye yormalı davetiye yetersizliğine mi? Ücretsiz bilet ve sucuk ekmek kampanyası Kayserililer için çok ulvi bir amaç taşımadığı söylenebilir mi? Oysa futbol 70 milyona sesinizi duyurabileceğiniz en önemli araçtır. Hayatı futbola değil, futbolu hayata feda edenler olarak kendilerini tanımlayan çArşı grubuna, taraftar olarak güçlerini fark etmeleri dolayısıyla başlatıldı karalama kampanyaları. Sevdiği yerlerdeki tanıdıklarından emir alan “erkek” başkanların aksine, iftiraya uğradıkları için başkanlarının arkasında duran Fenerbahçeliler, taraftar olarak birleştikleri zaman seslerini tüm dünyaya duyurabileceklerini gösterdiler. Sahadaki oyunculara “Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe Yıkılmaz!” diyerek hatırlattılar tribünleri doldurma amaçlarını. Yakın dönemde oynanan Manchester United –Middlesbrough maçında Manchester yönetiminden ekstra bilet talep eden Middlesbrough  bu biletleri koltukları boş bırakmak için değil Teesside bölgesinde çelik fabrikasında işten çıkarılan 1700 işçinin sesini duyurabilmek ve bu durumu protesto edebilmek için kullandılar.

Dünyada sömürünün en çok hüküm sürdüğü noktalardan biri olan Afrika Kıtası’nda yaşayan halklar seslerini duyurabilmek için Drogba ve Eto’o gibi futbolculara ihtiyaç duydular. Onların oynadıkları futbolla Dünya Kupası’nda tribünlerden bizde eşit dünya vatandaşlarıyız diyerek haykırma şansına sahip oldular. Baskıcı rejimin Katalonya’yı bitirememesi Camp Nou’da Katalanca haykırışlar sayesinde gerçekleşti. Baskça, Bilbao taraftarlarının San Mames’te haykırması sonucu ayakta kaldı. Oysa Gölgede ve Güneşte Futbol kitabında en güzel anlatıldığı şekilde, mermer, halı ve altın kapılardan oluşan Kral Fahd Stadyumu’nun kimseye anlatacak bir şeyi yoktur. O gösteriş Suudi Kralların halklarını uyutma aracı olarak kullanıldı.

Politika partilerin seçim bazlı çalışmalarından çok farklı şekilde ele alınması gereken bir yapıdır. Gelişen ve modernleşen ancak bir yandan da apolitikleşen dünyada insanlar birleştiklerinde seslerini duyurabileceklerini politikayı siyasi partilerin kullanım alanına bıraktıkları için unuttular. Anlatılan yeni kavramlarda futbol sadece futbol olarak yer almaya başladı. Oysa 301 işçi şehidinin ardından Akhisar tribünlerinin taşeron faciasına karşı haykırmaları, yaşadıklarını tribünden duyurmaları, takımın işçilere ait olduğunu göstermeleri herkes tarafından desteklenecekken, yaşadıklarını anlatmayı siyasilerin eline bırakmaları yüzünden Manisa Stadyumu bomboş kaldı. Futbolu sadece meşin yuvarlak ve yeşil bir sahadan ibaret görmek futbol esnasında söylenecek tüm sözleri de Ahmet Çakar’a bırakacaktır.

Leave a Reply

2 comments

  1. Turan

    Futbola bakış açın hakikaten insanı düşünmeye sevk ediyor.Seni tebrik ederim

  2. B.C.

    Kravatlılar gider formalılar gider atkılılar kalır.
    Güzel bir yazı olmuş tebrik ederim.