Şiir söz konusu olduğunda, Dante ile Shakespeare dünyayı aralarında paylaşır denir ve bu iki ada eklenebilecek üçüncüsü yoktur. 

Dante Alighieri, 1265 Mayıs’ında Floransa’da doğmuştur. 1274’te Yeni Hayat ve İlahi Komedya’da ölümsüzleştireceği Beatrice’yi ilk kez görmüştür. Asıl adı Bice di Folco Portinari olan Beatrice, daha sonra Simone de Bardi’yle evlenmiş ve 1290 yılında ölmüştür.

Dante, güçsüz ama zorba iktidarların hüküm sürdüğü ve artık çökmeye başladığı İtalya’da yaşamış, kendisinin de vatanında mutlu bir yaşam sürme hakkı varken dönemin koşulları bu hakkı elinden almıştır.  Campaldino Savaşı’nda (1289) Floransalı Guelfoların safında Ghibellinoların şehri Arezzo’ya karşı savaşmıştır. Daha sonra Hekim ve Eczacılar Loncası’na üye olmuş ve Floransa’nın siyasal yaşamına katılmıştır. 1295 yılından sonra çeşitli meclislerde çalışmıştır. Dante bu süreç sonucunda altı lonca başkanından biri sıfatıyla Floransa’nın yönetimine seçilmiştir. Beyazlar ve Siyahlar olarak ikiye bölünen Guelfolar yüzünden, Floransa’ da uzlaşmayı sağlamak amacıyla Papa’ya gönderilen üç kişilik kurulun üyesi olarak şehirden uzaklaştırılıp oyalanırken, önderleri bir süre önce sürgüne gönderilmiş olan Siyah Guelfo grubu iktidarı ele geçirmiştir. Beyazlar,  zengin burjuva sınıfı tarafından destekleniyorlardı, reformist düşünceleri vardı, papa ve papalık konusunda da daha temkinli bir görüşe sahiptiler. Siyahlarsa, feodal devirden kalan çeşitli asilzadelerden oluşan bu grup küçük zanaatkârlar, işçiler gibi daha düşük bir halk tabakası tarafından destekleniyorlardı. Siyahların düşüncesi daha bağnazdı ve dogmatik anlamda papacıydılar. İtalya’daki kargaşa yazarın dizelerine şöyle yansır:

Ey köle İtalya, acılar ülkesi,

Fırtınada kaptansız gemi,

Taşranın değil kerhanelerin ecesi!

Araf, VI

27 Ocak 1302’de para cezasına çarptırılan yazar, düzmece bir yolsuzlukla suçlanmış ve Toscana bölgesine girmesi yasaklanmıştır.10 Mart’ ta bu ceza onaylanmış ve yakalanması halinde yakılarak idam edilmesi kararı alınmıştır. İki yıl sonra, mücadelesini tek başına sürdürmeye karar veren Dante, Beyaz Guelfo grubundan sürgün arkadaşlarıyla bağlarını koparmış ve sonraki yollarda bütün İtalya’yı kapsayan gezilere çıkmıştır.1315 Haziran ayında Floransalı sürgünlere suçlarını kabul etmeleri halinde affedilecekleri bildirilmiştir. Fakat bu öneriyi kabul etmeyen Dante’nin sürgün cezası yeniden onaylanmış ve çocukları da ceza kapsamına alınmıştır. Sürgünün acısını Dante şu dizelerle anlatır:

Başkasının ekmeğinin ne denli tuzlu,

başkasının merdiveninden çıkmanın

ne denli zor olduğunu göreceksin.

Cennet XVII

Dante, ‘’öteki dünyaya” yaptığı düşsel geziyi destanlaştıran İlahi Komedya’yı 1307-1321 yılları arasında kaleme aldı. Dil olarak Latince yerine Toscana lehçesini kullanarak, İtalyan dilinin ilk ve en uzun soluklu şiirini yazdı. Cehennem, Araf ve Cennet ana başlıklarını taşıyan üç bölüme ayrılan şiirin toplam dize sayısı 14 233’dür. Üçlüklerden (terzina) oluşan şiirin tümü, ilk kez Dante’nin kullandığı terza rima (aba, bcb, cdc örneğinde olduğu gibi, ikinci dizenin son sözcüğünün son harfine, bir sonraki üçlüğün birinci ve üçüncü dizelerinin sonunda yer vermeye dayanan uyak) düzeninde yazılmıştır. Dizeler on bir hecelidir. Her bölümde 33 kanto (kanto: destan bölümü) yer alır. Cehennem’deki giriş kantosuyla birlikte kanto sayısı 100 e ulaşır. Yazar, yapıtında Comedia (o dönemde bu sözcük tek ‘’m’’ ile yazılıyordu) adını vermiştir. Çünkü Cehennem bölümünün ürkütücü ortamına karşılık, şiir, komedilerde olduğu gibi mutlu sonla sonuçlanır; üstelik herkesin anladığı bir dilde (İtalyanca) yazılmıştır. İlk kez Boccacio’nun eklediği Divina (İlahi) sıfatı 1555 yılında Venedik’te Ludovico Dolce’nin yaptığı baskıda kitabın kapağında da yer alınca, o tarihten sonra yapıtın adı Divina Commedia (İlahi Komedya) olarak benimsenmiştir.

İlahi Komedya, yaşam öyküsünün Dante’nin sanatına yansıması olarak değerlendirilebilir. Yaşamının önemli bir bölümünü sürgünde geçiren, Floransa’ya dönmek için yaptığı girişimler sonuçsuz kalan Dante, İtalya’ya egemen olan toplumsal çalkantıları, güçlü bir imparatorluğun olmayışına ve imparatorun dizginleyemediği papalığın yayılmacı amaçlarına bağlar. Kendisinin de vatanında mutlu bir yaşam sürme hakkı varken, dönemin koşulları bu hakkı elinden almıştır. Üstelik karıştığı siyasal olaylar, karşılıksız aşkın konusu güzellikle kutsal kavramını özdeşleştirdiği Vita nuova’da, Beatrice’yi öveceğine ilişkin sözü de engellemiştir. Dante, iç dünyasındaki kargaşanın çözümünü Tanrı’ya sığınmakta bulur. Yeniden şiire ve idealleştirdiği Beatrice sevgisine döner. İnsanlara, bu arada kendine doğru yolu göstermek amacıyla İlahi Komedya’yı yazar. Tanrı’nın insanlar için ön gördüğü iki amaç vardır. Bunlardan ilki yeryüzü mutluluğudur. İnsan ahlak kurallarına uyarak, düşünsel yeteneklerini geliştirerek bu amaca ulaşabilir. İkinci amaç ölümden sonraki sonsuz yaşamdır. İnsanın bu amaca ulaşması için de Tanrı’ya inanması, onun koyduğu kurallara uyması gerekir. Bu amaçların gerçekleşmesinde İmparator ve papa insanlara yol gösterir. Ne var ki, insan kendi kendine de yeryüzündeki davranışlarını düzenleyebilir, Tanrı’nın varlığının bilincine vararak, ruhunun ölümsüzlüğünü sağlayacak bir yaşam sürebilir. İşte iç dünyasının sesini dile getiren Dante, İlahi Komedya’da şiir aracılığıyla insanlara bu yolu gösterir.

İlahi Komedya Dante’nin Cehennem, Araf ve Cennet’e yaptığı düşsel bir gezinin öyküsüdür. Dante’ye Cehennem’de, Araf’ta Latin şair Vergilius rehberlik eder. Araf’ın tepesinde Vergilius yerini Beatrice’ye bırakır. Cennet boyunca Dante’ye Beatrice rehberlik eder. Gezi 1300 yılı 7 Nisan Perşembeyi 8 Nisan Cumaya bağlayan gece başlar.14 Nisan Perşembe günü sona erer.

Dante, evreni Ptolemaios’un görüşüne göre tasarlar. Dünya evrenin merkezidir. Dünya dönmez, olduğu yerde durur. Dünyanın çevresinde dönen yedi gezegen (Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn) vardır. Gezegenler iç içe geçmiş yedi gök içinde döner. Yedinci gökten sonra gelen sekizinci gökte ise dönmeyen, yerinde duran yıldızlar vardır. Göğün dokuzuncu katında (gezegenlerin dönmesini sağlayan) İlk Devindirici yer alır. Meryem, Beatrice gibi Tanrı’nın sevgili kullarının ‘’ kutsal bir gül’’ oluşturdukları onuncu kat ise göğün en yüksek katıdır.

Hıristiyanlığın üçlem (teslis) ilkesini belirttiği için 3 sayısı ortaçağda özel bir önem kazanmıştı. Bu sayı, bakışımlı bir yapısı olan İlahi Komedya’da da önemli bir işlev yüklenir. Her şeyden önce yapıtın tümü üçlüklerden oluşur. İlahi Komedya 3 ana bölüm içerir. Cehennem’in giriş kantosu dikkate alınmasa, her bölümde 33 kanto vardır. Kantoların toplamı olan 100 sayısı, 1 + 33 + 33 + 33 olarak ayrışır.33 sayısı 3’ün 10 la çarpımına yine kendisinin eklenmesiyle oluşur. 10 sayısı ise 3 x 3 + 1’den oluşan kusursuz bir sayıdır. 100’ün de kareköküdür. Beatrice, Araf’ın 30. kantosunun 73. dizesinde ortaya çıkar. Bu kanto 145 dize içerdiğine göre, Beatrice kantonun tam ortasında ( 72 + 1 + 72 = 145 ) ortaya çıkmış olur. 30 sayısı ise 10’ un üç katıdır. Bunun gibi Araf’ın altıncı kantosunda Floransa ile İtalya’nın durumu ele alınırken, Cennet’in altıncı kantosunda Iustinianus’un ağzından Roma’nın tarihi özetlenir. İlahi komedyanın üç bölümü de “yıldızlar” sözcüğüyle sona erer.

Leave a Reply