Eğlenceden, edebiyata, televizyon dünyasından, günlük hayata her şey hakkında bilmediğimiz ilginç bilgiler, gerçekler ve önerilerle dolu vakit geçirmekten hoşlandığımız internet sayfası Onedio, 20. yüzyılın okunması gereken 50 kitabını listelemiş. Yaz tatili vesilesiyle bolca vaktim olduğundan sıradan başlamaya karar verdim. İşte önceden okuyup sevdiklerim ve okumayı planladıklarım.
Leonardo DiCaprio’nun başrolünde oynadığı, filmi çıktığında gerek başrol oyuncusunun etkisiyle gerekse izleyenlerin şahane bir görsellik bulduklarını söylemesiyle Muhteşem Gatsby, izlemek istediğim fakat buna bir türlü vakit bulamadığım bir filmdi. F. Scot Fitzgerald’ın bu klasikleşmiş kitabı listede de yer almakta. I.Dünya Savaşı sonrası Amerika’yı, 1920’leri (Amerika’nın çılgın dönemi) ve o dönemin koşullarını anlatan kitap New York ve Long Island’da geçiyor. Dönemin sosyal ve ekonomik yapısı başkarakter Nick Carraway ve onun çevresindekiler üzerinden anlatılıyor. Amerikan rüyasının çöküşü, milyarder zengin Gatsby karakteri ile okuyucuya yansıtılıyor. Ancak şunu söylemeliyim ki kitap oldukça ağır ilerliyor. Hareketli bir olaylar silsilesi bekleyenler kitaba bu beklentiyle başlarlarsa bitirmekte zorlanabilirler. Karakterlerin, mekanların ve hatta kişilerin yazarın karşı çıktığı veya savunduğu kavramların sembolü olarak kullanıldığı kitabı okurken okuyucunun dönem hakkında biraz ön bilgiye de ihtiyacı var. Zira kitapta; West Egg, East Egg gibi yer isimleri dahil olmak üzere birçok sembol kullanılmış.
James Joyce, şu sıralar yeni yeni ilgimi çekmeye başlayan İrlandalı bir yazar. Dublinliler onun ilk okuduğum kitabı. Yazar Dublin’de doğup büyümüş ve bu kitabında da köşe bucak şehrin her yerine her kesimine dair Dublin hikayeleri yer alıyor. Öyle ki sokak isimleri, kendi yaşadığı ev, okuduğu okullar hepsi öykülerine konu olmuş ve bir yerlerde adı mutlaka geçiyor. Fakat kendi yaşantısından kesitleri öyküleştirdiği bu kitabı listede yer alan kitaplardan değil. Bu kitap yazarı tanımak adına okuyabileceğiniz rahat ilerleyen bir kitap. Daha sonrasında ise 50 kitap arasında önerilen Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi’ne göz atılabilir. Yazarın sert üslubunu biraz daha yansıtan kitapta yine yarı otobiyografik bir hava seziliyor. Kendi bağımsızlığını ilan etme çabalarında olduğu gençliği yine romanın ana konusuyken Joyce, İrlanda’nın kültürünü, milli değerlerini ve yaşadıklarını sorguluyor.
Yine filme uyarlanmış klasiklerden biri ve ayrıca 100 Temel Eser arasında da bulunan kitaplardan: Fareler ve İnsanlar. Çoğu öğrenciye lisede edebiyat dersinde okutulan bu kitabı henüz okudum. İyi ki de okumuşum çünkü inanılmaz derecede akıcı bir dile sahip olması, olayların ve karakterlerin inandırıcılığı kitabı bir günde bitirmeme sebep oldu. Basit ve küçük bir olayla kapsamlı bir mesaj veren ve birçok kavram üzerinde durmayı başarabilen bir kitap Fareler ve İnsanlar. Bu gibi yönleriyle bana Hayvan Çiftliği‘ni anımsattığını itiraf etmeliyim. Orwell’in kitabındaki gibi olaylar ve kahramanlar son derece açık, anlaşılır ve net. Fakat bu kitabı basit ya da vasıfsız kılmıyor. Tam tersi verilmek istenen mesaj daha çarpıcı olarak sunuluyor.
Her yazarın kendi hayatından esinlenmesi ve romanlarını böyle üretmesi durumu John Steinback için de geçerli olmuş. 1920’lerde evsiz, gezici bir çiftlik işçisi olan yazar daha sonra 1937 yılında iki çiftlik işçisinin Kaliforniya’da yaşadıkları trajikomik olayları bu romanında anlatmış.
Bu romanı almak üzere kitapçıya gittiğimi fakat onun yerine yazarın başka bir romanıyla döndüğümü hatırlıyorum. Albert Camus’nun Yabancı isimli romanından bahsediyorum. Dünyanın absürtlüğü, hayatın ve varoluşun anlamsızlığı, kişinin kendine ve topluma yabancılaşması gibi kavramlar üzerinde duruluyor bu kitapta. Orta sınıftan bir Fransız’ın Cezayir’de bir Arap’ı öldürmesi ve ardından kendisinin de ölüme gitmesi anlatılıyor. Romanın baş kahramanı adım adım kendine ve çevresine yabancılaşmasını şu sözlerle anlatmış:
“Yani bu işin benim dışımda görülüyor gibi bir hali vardı. Her şey, ben karıştırılmaksızın olup bitiyordu, kaderim bana sorulmadan tayin olunuyordu (…) İyi düşününce söylenecek bir şeyim olmadığını anlamaktaydım. Kendi kendimi seyrediyormuş gibi bir hisse kapıldım”
Bu kitabı almak üzere gidip, aldığım diğer kitap ise yine Albert Camus’un Düşüş isimli kitabıydı. Bu romanda ise hikâye sondan başa ilerliyor. Bir zamanlar başarılı bir avukatı şu an içinde bulunduğu çöküntüye hazırlayan olaylar silsilesi anlatılıyor. Yazarın bu iki kitabını okuduktan sonra, Veba da okumayı düşünebileceğiniz bir diğer seçenek olabilir.
Çavdar Tarlasında Çocuklar bir başka ismiyle Gönülçelen, J.D. Salinger’in başyapıtı olarak biliniyor. Bu roman kimi çevrelerce ise ahlak dışı ve uygunsuz bulundu, ABD’de uzun bir süre yasaklı kitaplar arasındaydı. Antikahraman Holden Caoulfield okuldan atılır ve Salinger’in Amerikan toplumunu eleştirdiği romanı başlar. En iyi ve en ikonik 100 giriş cümlesi listesinde romanın giriş cümlesi birinci sırada yer almakta.
“Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her şeyden önce, ben bu zımbırtılardan sıkılıyorum. Sonra, onlarla ilgili en ufak bir söz etsem, bizimkilere inmeler iner.”
Roman en iyi 101 kapanış cümlesinde ise on beşinci sırada.
“Doğrusunu isterseniz, ne düşündüğümü ben de bilmiyorum. Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey, size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater’i ve Ackley’i bile, söz gelimi. Sanırım, o lanet Maurice’i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.”
Henüz okumamış olsam da adını sıkça duyduğum ve her ne kadar olay örgüsü yavaş ilerlese de yukarıdaki gibi bazı cümleleriyle insanı etkilediği söylenen bu kitap, bu yaz okumayı planladıklarım arasında.
Listenin tamamı için:
http://onedio.com/haber/20-yuzyilin-okunmasi-gereken-50-romani-311738
Siz de okumadıklarınızı seçin ve 20.yüzyılın portresini farklı yazarlardan, farklı bakış açılarından ve farklı hayatlardan görün. Bol okumalı bir yaz dileğiyle…
Resim Kaynakları:
http://www.kontesce.com/2013/09/muhtesem-gatsby-f-scott-fitzgerald.html
http://www.iletisim.com.tr/kitap/sanatcinin-bir-genc-adam-olarak-portresi/9022#.V263dPmLShc
http://www.dr.com.tr/Kitap/Fareler-ve-Insanlar/John-Steinbeck/Edebiyat/Roman/Dunya-Klasik/urunno=0000000411500
Kapak fotoğrafı:
http://www.istanbul.com/Files/cityberry-denizler-kitap-evi1.jpg