Bilkent Senfoni Orkestrası, 14 Şubat Sevgiler Günü’ne özel bir konserle dinleyicilerine etkileyici bir konser yaşattı. Bilkent Senfoni Orkestrası’nın Sanat Yönetmeni ve şefi olan Işın Metin ile beş yaşında piyanoya başlamış, yeni kuşağın öncülerinden biri olan ve Avrupa’da Hollanda Filarmoni Orkestrası’yla, Boston Senfoni Orkestrası’yla çalışacak olan piyanist Behzod Abduraimov’u dinlediğimiz konserde, salon seyircilerle doluydu.
İlk olarak dinlediğimiz eser, Mendlsssohn’un Piyano Konçertosu No.1, Sol minör Op.25’iydi. Eserin birinci bölümü klasik dönemin Sturm und Drang (Fırtına ve Gerilim) akımını hissettirirken; birinci bölümdeki dokunaklı duygunun hemen ardından kesintisiz olarak geçilen ikinci bölümünde ise daha canlı bir duyguya geçiş yapılmaktadır. Bu, solistle orkestranın bir bütün içerisinde, bir senfoni oluşturmasına öncülük etmesi açısından önemli bir eserdir. Mendelssohn 19.yüzyılın önemli sanatçılarından biridir. Kendinden önceki bestecilerden olan Bach, Handel, Mozart gibi önemli isimlerin etkileri eserlerinde görülürken, aynı zamanda kendi çağına ve gelecek çağlara önemli yenilikler getirmiştir.
İkinci olarak dinlediğimiz eser, kendini ve müziğini “Bestelerimde orijinal olmak, romantik olmak, nasyonalist olmak ya da herhangi bir şey olmak için bilinçli hiçbir çaba yoktur. İçimde duyduğum müziği olabildiğince doğal bir şekilde kağıda yazarım. Müziğimi yaparken yapmaya çalıştığım şey besteyi yaparken kalbimden geçen şeyi basit ve doğrudan anlatmaktır.” olarak ifade eden Rachmaninov’dan Senfonik Danslar, Op.45’di. Ünlü piyanist David Helfgott’un dram dolu hayatını anlatan ‘Shine’ filmini izledikten sonra hayranı olduğum Rachmaninov’u dinlemek benim için büyük bir zevkti. Sergei Rachmaninov’un eserlerinin zorluğu herkes tarafından bilinir, fakat Bilkent Senfoni Orkestrası tarafından Rachmoninov’un eseri başarıyla sahnelendi. Rachmaninov’un 1940 yılında bestelediği Senfonik Danslar, Op.45 eseri, sanatçının yazdığı son eserdir. Sanatçının en çok icra edilen eserlerinden olan Senfonik Danslar, Op.45’i dinlerken, kendimi bir duygudan bambaşka bir duyguya geçerken buldum. Rachmaninov 1. Senfonisi’ni ilk çalınışından sonra yapılan, “Eğer cehennemde bir konservatuvar olsaydı ve öğrencilerden berbat bir senfoni bestelemeleri istenseydi, bunu da Rachmaninov’un senfonisine benzetselerdi, görevlerini kusursuzca yapmış ve cehennemdekileri de memnun etmiş olurlardı” diye çok kötü ve ağır bir eleştirinin ardından bunalıma girmiş, tüm notalarını yakmıştır. Ayrıca müzik tekniğini merkeze koyan bir konservatuvar anlayışının benimsendiği bir Rus müziğinde Rachmaninov bunun dışında kalarak, belirli kalıplarda müziğini icra etmemiş, ifade etmek istediklerini ustalıkla ifade edebilmiş ve eserlerindeki geçişli havayı yaratabilmiştir.
Gelecek Program
20 Şubat Perşembe, 20:00 | Bilkent Konser Salonu
Beethoven Serisi – III
Borusan Quartet
Esen Kıvrak, keman
Olgu Kızılay, keman
Efdal Altun, viyola
Çağ Erçağ, viyolonsel
L. van Beethoven | Yaylı Çalgılar Kuarteti Op.18 No.5, La majör
L. van Beethoven | Yaylı Çalgılar Kuarteti Op.59 No.2, Mi minör “Rasumovsky”
L. van Beethoven | Yaylı Çalgılar Kuarteti No.15, Op.132, La minör
25 Şubat Salı, 20:00 | Bilkent Konser Salonu
Işın Metin, şef
Jean-Philippe Collard, piyano
P. Ilyic Tchaikovsky | Piyano Konçertosu No.1, Si bemol minör, Op.23
P. Ilyic Tchaikovsky | Senfoni No.4, Fa minör, Op.36