Bilindiği üzere, 2014 yılı Temmuz ayıyla birlikte I. Dünya Savaşı’nın üzerinden tam olarak 100 yıl geçmiş oldu. Bu nedenle, dünyanın çeşitli yerlerinde I. Dünya Savaşı ile ilgili makaleler yazıldı ve etkinlikler düzenlendi. Ülkemizde ise bu etkinlikler neredeyse hiç yapılmadı. Sadece Türkiye’deki belli başlı dergilerde bu konu hakkında bir şeyler yazılıp çizildi ve toplumda farkındalık oluşturulmaya çalışıldı. Örneğin,Türk Edebiyatı dergisi Ekim sayısında ‘Birinci Dünya Savaşı ve Edebiyatımız’ başlığı altında konunun üzerinde durulmuş. Bu sayıda, savaşla ilgili çok güzel bir kitapla karşılaştım ve 29 Ekim tatilini fırsat bilerek bu kitabı inceleme fırsatına sahip oldum. Kitabı henüz tam bitirememiş olsam da, GazeteBilkent okurları için de farkındalık oluşturmak adına, kitap hakkında bir değerlendirme yazısı yazmaya karar verdim.
Kitabın ismi ‘Türk Edebiyatı ve Birinci Dünya Savaşı’. Kitabın yazarıysa Boğaziçi Üniversitesi’nde Türk dili ve edebiyatı alanında Yrd. Doç. olan Erol Köroğlu. Yazar; kitabında edebiyat, savaş ve propaganda eksenlerinde I. Dünya Savaşı’ndaki olayları değerlendiriyor. Kitap daha çok tarihi olayların incelenmesi şeklinde ilerlese de, o dönemki edebiyat hakkında da okurlara bilgi verici nitelikte. Yazar dergiye verdiği röportajda, yazım süreciyle alakalı şu sözleri kullanıyor: “Türk edebiyatında, dünya edebiyatına kıyasla I. Dünya Savaşı hakkında yazılmış çok fazla eser yoktu. Tabii araştırmaya başlayınca aslında yok denemeyeceğini, oldukça çok fazla eser olduğunu gördüm. Hatta yola çıkarken amacım, savaşın başlangıcından günümüze yani 2000’lere kadar Birinci Dünya Savaşı ile ilgili ürünleri gözden geçirmekti. Bunu önce 1945’ e çektim. Sonunda 14-18 arasında yoğunlaşan bir çalışma yaptım. Yani, savaş döneminde üretilen edebiyata baktım.” Kitabın dili biraz akademik olsa da; kitabı okudukça o dile alışıyorsunuz ve artık yadırgamamaya başlıyorsunuz.
Kitapta ilk olarak, şair Ziya Gökalp’ in “Şuur devrinde şiir susar, şiir devrinde şuur seyirci kalır.” sözleri ekseninde, Osmanlı Devleti’nin aydınları kullanarak propaganda yapışını inceliyor.Uygulanan bu propagandalar, İngiltere,Fransa ve Almanya devletlerinde yapılanlarla karşılaştırılarak okuyucuya sunuluyor. Kitabın daha sonraki bölümlerinde ‘Ulus-Devlet İnşası’ kavramı inceleniyor. En son kısmında ise Refik Halit ve Halide Edip’in görüşleriyle savaş karşıtı yazarların fikirleri sunuluyor.
Kitabın ilk baskısı 2010 yılının Ekim ayında İletişim Yayınları tarafından basılmış. Kitap biraz kalın olsa da, o dönemi anlamak için önemli kitaplardan bir tanesi.