Breaking Bad bitince hepimiz boşluğa düştük, onun gibi bir dizi aramaya başladık. Tam bu sırada, yardımımıza ‘Better Call Saul’ isimli, Breaking Bad’in bir yan ürünü diyebileceğimiz (‘spin-off’) bir dizi koştu. Better Call Saul, Breaking Bad dizisindeki Saul Goodman’ın, Walter White’tan önceki ve sonraki hayatını konu ediniyor.
Breaking Bad’in ikinci sezonunun sonlarına doğru ortaya çıkan Saul Goodman; zeki, kurnaz, hırslı, ikna yeteneği yüksek, konuşkan, iş bitirici ve illegal bağlantıları olan bir avukattı. Breaking Bad’teki Walter White isimli karaktere hukuk danışmanlığı yapmıştı, aynı zamanda yasa dışı bağlantıları sayesinde Walter’ın bulaştığı bazı pis işleri örtbas etmişti. Bazı filmlere ve olaylara sürekli eğlenceli atıflar yapan Saul Goodman, çoğu zaman da sarkastik konuşuyordu. Bu sebeplerden ötürü; Breaking Bad izleyicileri arasında popüler bir karaktere dönüşmüştü.
Saul Goodman’a ayrı bir dizinin çekileceğini duyduğumda, ben de çoğu Breaking Bad izleyicisi gibi çok heyecanlanmıştım. Better Call Saul’un yaratıcıları; Breaking Bad’i de yaratanlardan Vince Gilligan ve Peter Gould. Çekimleri Alberquerque, New Mexico’da devam eden dizinin, şimdilik sadece yedi bölümü yayınlandı. 8 Şubat 2015’te AMC kanalında pilot bölümü yayımlanan dizinin başrollerinde, Bob Odenkirk, Jonathan Banks ve Rhea Seehorn var.
Better Call Saul, ismini Breaking Bad’deki Saul Goodman’ın sloganından alıyor. Dizi, kendi halinde, pek önemli olmayan; ne uzayan, ne kısalan bir avukat olan James “Jimmy” McGill’in hikayesini konu alacak gibi duruyor. James McGill dediğim; Breaking Bad’teki Saul Goodman. Muhtemelen ileride James McGill ismini bırakıp, Saul Goodman ismini alacak. Walter White ile tanışmasından tahminen 6 sene öncesinde geçen dizide, James McGill ağabeyinin de baskısıyla eski üçkağıtlarını bırakıp yepyeni bir hayata başlamaya çalışan bir avukat olarak resmediliyor. Sürekli bir şeyler başarmaya çalışan McGill, yavaş yavaş kendine bir iş ağı oluşturmaya başlıyor.
Yayımlanmış bölümlerin hepsini izledim. Şu ana kadar pek yüksek tempoda gitmiyor dizi; ama hikâye mükemmel işleniyor. Breaking Bad de yüksek tempolu bir dizi değildi; ama yine de olağanüstü gerilimi üst düzeydi. Mekan seçimleri, oyunculuklar, kamera açıları vs. çok güzel. Breaking Bad’de olduğu gibi, Better Call Saul’da da birden fazla alana göndermeler var.
AMC, Better Call Saul’u piyasaya sürerek çok akıllıca bir hamle yapmış. Ben de dahil, birçok Breaking Bad hayranı muhtemelen bu diziyi de büyük bir ilgiyle takip edecek. İlk bölümüyle kablolu televizyonda en fazla izlenme rekoru kıran Better Call Saul’e olan büyük alaka, bunu kanıtlar nitelikte.