William Blake’in Sesi

Peygamber-ozan sıfatını üstlenen Blake, 18. yüzyıl İngilteresine karşı marjinal ve kritik denebilecek bir diskur sergiler. Bilinmezcilik ile olan bağlantıları yazdığı şiirleri bir şekilde içeriden denetlemesini sağlar ve çeşitli fenomenolojik kavramları içerir. Bu sebeple, Blake’in insanı, insanın doğasını ve insan kavramını sorguladığı söylenebilir. Şiirleri mistik ögeler de barındığından şair, bizim alışık olduğumuz edebiyat ve şiir kavramını sorgulatır bize.

Blake’in görüleri ise ilginç bir şekilde gündelik olgulardı, Blake; Voltaire, Milton ve Shakespeare ile konuşmuştu. Bu yazarlardan daha çok ziyaretçisi vardı pek tabii. Kendisi aynı zamanda ressam da olduğundan ona niçin “ziyaretçilerini” resmetmediği sorulduğunda sayılarının resmedemeyeceği kadar çok olduğunu söylemiştir. 1
Working Title/Artist: Pity Department: Drawings & Prints Culture/Period/Location: HB/TOA Date Code: Working Date: ca. 1795 mma digital photo #DP108219

Blake’in kendini, ziyaretçilerini ve onlardan aldığı sesi şiire dökmesi esasen bir iç deneyimleme olarak nitelendirilebilir ve peygamber-ozan atfı o yüzden yapılabilir. Blake’in şiirleri okunurken şiirin edebi biçiminden ziyade şiirin yazılış tarzı da incelenmelidir zira Blake’in duyduğu ses ancak o şekilde duyulabilir. Ziyaretçilerinin sesi, sessiz olan metne bir ses verecektir ve içerideki kelimeleri konuşturacaktır.

I see the Past, Present and Future existing all at once Before me. O Divine Spirit, sustain me on thy wings.”

Geçmişi, bugünü ve geleceğin aynı anda varolduğunu görüyorum. İlahi ruh, beni kanatlarında taşı.”

Bu bağlamda, Blake’in kendine atfettiği peygamber sıfatını iki başlık altında inceleyebiliriz. Birincisi, peygamberler ile iletişim kurduğunu ve onları sorguladığını öne sürmesi bakımından ele alınabilir. Blake, Yeşaya ve Hezekiel peygamberler ile yemek yediğini söyler ve bu yemek esnasında onlara Tanrı’nın onlarla iletişime geçtiğinden nasıl emin olduklarını sorar. İkinci başlığı ise Blake’in öğüt verici bir karaktere bürünmesi. Blake okuyucu ve dinleyicilerine sözlerine kulak asmalarını zira sözlerinin ebedi kurtuluş için onlara gerekli olacağını söylemiştir. Blake’in bu kadar iddialı konuşmasının sebebinin şiirlerinin ona verdiği yetki olduğu savunulabilir ancak esasen kendisinin gördüğüne ve duyduğuna inandığı ziyaretçilerinden alır cesaretini. Şiirleri, İncil’de geçen ayetleri anımsatmaya başlar, dini referanslara sık rastlanır.

Özetle, Blake’in kullandığı üslup, şiirinin gücü; Blake’in bireyin safi varoluşundan daha derin bir varlık olduğunu anlama beklentisinin ardında yatar. O derinlikte, birey yalnızca dini değil, kendini ve bilincini de bulacaktır. Ziyaretçilerinin sesleri de Blake’e bunu öğütler ve biz okuyucular da bu seslere onun öğretisinden ulaşırız.

Cehennemden aldığım habere göre dünyanın altı bin yılın sonunda

alevler içinde yanacağına ilişkin eski bilgi doğru.

Çünkü bu nedenle kızgın kılıçlı keruba yaşam ağacının başında tuttuğu nöbeti

bırakması emredilecek: ve bunu yaptığında tüm yaratılış yanacak

ve sonsuz ve kutsal görünecek, ki şimdi sonlu ve düşkün görünüyor.

Bu, duyumsal hazzın gelişmesi sonucu meydana gelecek.

Ancak ilk önce insanın ruhundan ayrı bir bedeni olduğu kanısının silinmesi gerekiyor;

bunu cehennemi yöntemle, Cehennem`de son derece sağlığa yaralı ve şifa verici olan,

görünen yüzeyleri eriterek saklı olan sonsuzu ortaya

çıkaran aşındırıcılarlarla baskılar yapmak yoluyla ben yapacağım.

Eğer algının kapıları temizlenseydi her şey insana olduğu gibi görünürdü, sonsuz.

Çünkü insan kendisini kapattı, ta ki tüm şeyleri mağarasındaki dar çatlaklardan görene dek.” 2 

blake2

Kaynaklar:

1 Rao, Mani. “Automatic Writing—Real, Surreal, Hyper-rea.” Manirao.com. N.p., n.d. Web.

2 Blake, William, and Michael Phillips. The Marriage of Heaven and Hell. Oxford: Bodleian Library, 2011. Print.

Leave a Reply