Geçtiğimiz günlerde Kültür-Sanat biriminden iki yazar kendimizi  Tatbikat Sahnesi’nde bulduk. Okulumuz Tiyatro Bölüm Başkanı Jason Hale’in yönetmenliğini yaptığı “Aşk Aptalı” ile tanışma şansı yakaladığımız için çok mutluyuz.  Jason Hale’in samimi sohbetinden ve oyun hakkındaki dürüst yorumlarından sonra kendimizi bu iki aşk aptalının hikayesine bıraktık.  Amerikan yazar Sam Shepard tarafından kaleme alınan “Fool for Love,” bizdeki adıyla Aşk Aptalı, tek perdelik bir dram. Benim naçizane fikrimce salona girdiğiniz andan itibaren sizi içine çeken ve iki kişinin öyküsünde onlara şahit oluyormuş hissi veren doğal bir yorum olmuş Aşk Aptalı.

cui6d90wcaah83g

Oyunun hikayesinden kısaca bahsetmek gerekirse, adı üstünde, birbirlerine aşık ve aşkları yüzünden aptala dönen Eddie ve May’in bir motel odasındaki çekişmesiyle açılıyor perde. Eddie’nin May’i kendisiyle gelmesi için ikna etmeye çalışmasıyla başlayan hikaye birbirlerine olan nefretleri ve sevgileri birbirine düğümlenmiş bu iki insanın gerçeklerden daha fazla kaçamamasıyla son buluyor. Oyunun sonuna kadar bu iki kişinin aşklarının esiri olmaları ve hastalıklı davranışları sizi rahatsız edici derecede etkiliyor. Birbirleri olmadan yaşayamayan ama birlikte de olamayan Eddie ile May’in bu çıkmazının asıl sebeplerinden olan baba karakteri de oyuna bambaşka bir açıdan bakmanızı da sağlayacak. Onlar ailelerinin geçmişte açtığı yaralar ve geçen sürede hayatlarına giren yabancılar gibi sorunlarla yüzleşirken siz de koltuğunuzda gittikçe daha dik oturduğunuzu ve gözlerinizi sahneden ayıramadığınızı fark edeceksiniz.

img-20161028-wa0004

Aslında bu kadar derin bir metinin bu denli başarılı oyunculuklarla buluşması oyunun en büyük şansı.  Aytek Şayan ve Burcu Özberk’in bu aşkı seyirciye olabilecek en etkili ve çarpıcı şekilde geçirdiğini görmemek imkansız. Aytek Şayan gibi Bilkent Üniversitesi mezunu olan Melih Efeçınar’ın dengeli oyunculuğunun da seyirciden tam not aldığını düşünüyorum.

Bütün bunların dışında oyuna girerken tedirginlik yaşadığımız ve kendimize sormadan duramadığımız bir soru vardı: Türkçe sahnelenen bu temsilin yönetmenliğini Jason Hale’in İngilizce yapması ne kadar etkili olabilirdi? Aslında merakımıza yenik düşüp oyun öncesi bunu yönetmenin kendisine de bizzat sormuştuk. Sam Shepard’ın tekniğinden ve oyunlarından çok etkilendiğini dile getiren Hale, Amerikan tekniğiyle bu oyunun Ankara’da sergilenmesinden oldukça heyecanlıydı. Ayrıca asistanından ve ekipteki uyumdan bahsetse de cevabı aslında çok sadeydi: “Tiyatro evrenseldir.” Elbette tiyatro replikler ve mizansenden oluşan bir bütündür ama işin özü hissiyattır. Önemli olan, o sahnede olanlara seyircinin kayıtsız kalamamasıdır. Önemli olan, sahnede oyuncuların koltuklarında oturan seyirciye geçirdiği duygulardır ve elbette bu duyguların resmi bir dili yoktur. Bu yüzden oyuna şeklini verirken bambaşka bir dil keşfeden oyuncular ve yönetmen için metinde yazanlar sadece somut kelimeler, asıl üzerinde çalıştıkları ise dünya üzerinde hiçbir dil ile ifade edilemeyecek duygulardır.

57fcdbf267b0a922c0070614

Tatbikat Sahnesi’nde hala sahnelenen bu hikayeye tanık olmak için hiç geç değil. Oldukça başarılı bir ekip ve etkileyici bir metni Jason Hale rejisinde izlemek isteyenlere şimdiden söylemek istediğim şeyler var. Yalan ve doğrunun iç içe geçtiği bu tecrübe sizi çok etkileyebilir. Çünkü bu gerçek, derin ama bir o kadar da imkansız bir aşk.

 

Görsel Kaynakları:

tatbikatsahnesi.com

http://www.hurriyet.com.tr/tatbikatta-ask-var-40245789

Leave a Reply