Ben küçükken babamın kocaman beyaz kasalı bir bilgisayarı vardı. Yeşil bilgisayar koltuğuna oturup çizgi film CD’lerimi defalarca izlemek de en sevdiğim aktiviteydi. İzlediğim birçok çizgi filmi az çok hatırlıyorum, hepsinin üzerimde bambaşka etkileri olmuştur. Ancak geçenlerde Youtube’da unuttuğumu sandığım bir çizgi filme denk geldim. 1939 yapım “Color Classics, Episode 13, The Fresh Vegetable Mystery”. Normalde eskiden izlediğim çizgi filmlere denk gelince çok duygulanırım, çocukluk anılarım aklıma gelir. Ancak The Fresh Vegetable Mystery’i gördüğümde çocukken bunu izlerken çok korktuğumu hatırladım. Çizgi filmi dehşet içinde bir kez daha izledim, bu yüzden sizinle de paylaşmak istiyorum.
Hikaye yiyeceklerin bir arada sessiz sakin yaşadığı bir mutfakta geçer. İlk sahnede tüm sebzeler uykuya hazırlanır. Havuç Anne de bebeklerini uykuya yatırır. Burada, çizgi filmi tekrar izleyişimde fark ettiğim bir detay, diğer sebzeler sepetlerde, kasalarda, teneke kaşıklarda dip dibe uyurken havuç bebeklerin tek başlarına 14 karat altın bir kasede uyuyor olmasıydı. Buradan Havuç ailesinin sebzeler arasında daha üst tabaka bir aile olduğunu çıkarabiliriz.
Daha sonra sahne bir Patates Polis’e kayar. Patates Polis o kadar rahat, endişesiz ve bir vukuat olmayacağından emindir ki görev başında içki içer. Araştırmamda bu polisin isminin Patrick Potato olduğunu öğrendim. Patrick Potato sakin sakin etrafı dolaşırken bu sırada karanlık garip bir yaratık -Shadow Menace- sinsice Havuç ailesine yaklaşıp, Havuç bebekleri, ardından da Patrick Potato’nun gözü önünde Havuç Anne’nin kendisini kaçırır. Çocukken bu yaratığın bana çok korkunç geldiğini hatırlıyorum. Shadow Menace’ın peşinden koşup yakalamaya çalışan Patrick Potato, gizemli anarşistin oyunlarına düşer ve suçluyu elinden kaçırır.
Suçluyu yakalamak için polis merkezinde alarm verilir. Bu noktaya kadar takıldığım tek nokta, Havuç ailesinin yattığı altın tabaktı. Anarşistin kaçırdığı kişilerin zengin bir aile olması bence önemli bir detay. Çocukken korktuğumu hatırladığım kısım buradan sonra başlıyor. Polisler Sebze Şehir’in her yerindeki yiyecekleri bir şüphe olup olmamasına bakmadan yakalar ve döverek karakola götürürler. Daha da kötüsü, bu yiyeceklere işkence ederler. Mısır’ı tost makinesine koyar, Portakal’ı sıkma makinesinde sıkarlar… Bu çizgi filmi izlediğimde 6-7 yaşlarında olmalıyım. O sırada tam olarak neler döndüğünü anlayamadığıma eminim. Ancak rahatsız olmamın gerçekten de iyi bir sebebi varmış. Polisler Yumurta’yı tavada yakmaya başlarken Shadow Menace yetişir ve Yumurta’yı kurtarıp, patates polisleri tavanın üzerinde hapseder.
Bundan sonra polisler daha da istekli bir şekilde anarşistin peşinden giderler. Ancak Shadow Menace kurnazca hareketleriyle hepsinin elinden sıyrılır. En son polisler Shadow Menace’ın üzerindeki örtüyü çekmeyi başarırlar ve o korkunç yaratığın altından çıka çıka dört tane minik fare çıkar. Dertleri fidye almak değil de kaymak tabaka Havuç ailesi ve onları bahane ederek polislerle uğraşmak olan küçük anarşistler, açığa çıkarıldıklarından habersiz koşmaya devam ederler. Bu arada kahraman bir patates polis, uğruna tüm şehre işkence ettikleri Havuç ailesini bulur ve kurtarır.
Bölümün son sahnesinde yakalanan fareler, tıkıldıkları kafeste kimin hatası yüzünden bu duruma düştükleri konusunda tartışmaya başlar ve birbirlerine düşerler. Mutlu son. Çizgi filmlerden, çocuk kitaplarından, masallardan öğrenilecek çok şey olduğuna inanıyorum. Eğer The Fresh Vegetable Mystery’i kendiniz izlemek isterseniz, koyacağım linkten izleyebilirsiniz. Buna benzer başka çocuk edebiyatı/sinemasından bildiğiniz örnekler varsa yorumlara yazabilirsiniz. Onları da okumaktan ve izlemekten çok mutlu olurum. Sevgilerle.