İki Oscar adaylığı bulunan David Hare’ın kaleminden çıkan ve Robin Lough’ın yönetmenliğinde seyirciyle buluşan Skylight oyunu, Haluk Bilginer’in İngilizce’den Türkçe’ye çevirisi ile Pencere ismiyle Türk tiyatroseverlerin beğenisine sunuldu. Birkan Uz’un yönettiği ve baştan sona yalnızca tek bir evde geçen Pencere oyununda Esra Bezen Bilgin, Haluk Bilginer ve Kürşat Demir sahne alıyor.
Toplamda 2 perde ve 130 dakikadan oluşan oyun baştan sona kadar Londra’da öğretmen olduğu bilinen Kyra Hollis’in küçük, mütevazı evinde geçiyor. Tüm hikâyenin tek bir mekânda geçmesiyle oyun boyu seyirciye aktarılmak istenen duygu ve düşüncelerin ne kadar yoğun ve güçlü olduğunu görüyorsunuz aslında; o kadar güçlü ki karşıya etkili bir şekilde iletebilmek için kelimeler ve diyaloglardan başka hiçbir şeye ihtiyaç duyulmuyor. Birbiriyle çatışan düşünce biçimleri, hayat anlayışları, sürekli savaş halinde olan ideolojiler ve tüm bunlara rağmen ortada hiç sönmeyen kıvılcımlarıyla alevlenmesi önlenemeyen bir aşk… Bir yanda para içinde yüzen zengin bir iş adamı, öte yanda hayatını küçük okulundaki öğrencilerine hep bir şeyler öğreterek onların geleceklerini inşa etmeye adamış bir öğretmen…
Pencere, mutluluğu banknotlar arasında arayan, eşini yeni kaybetmiş Tom’un; Tom ile beraberken sahip olduğu varlıklı ve lüks hayatından vazgeçip küçük kiralık evinde sakin bir hayat süren eski metresi Kyra’nın evine ziyarete gitmesiyle başlayan bir oyun. Yıllar sonra birbirini ilk defa gören Tom ve Kyra’nın gözlerinde beliren ateşli duyguların önüne geçen öfke ve kırgınlıkların bir anda ideolojik bir çatışmaya dönüşmesiyle başlarda neler olduğunu anlayamıyor ve hangi tarafa daha fazla sempati duyacağınıza karar veremiyorsunuz. Oyun ilerledikçe ise hem kibirli ve para düşkünü Tom’a hem de geçmişte Tom tarafından kalbi çok defa kırılmış mütevazı öğretmen Kyra’ya; yani küçük bir kayanın üzerinde zorlukla dengede duran geniş bir tahta parçasının iki farklı tarafında duran iki kişiye aynı anda kalbinizde yer açıyorsunuz. Hâlâ yavaşça iki tarafa sallanmakta olan bu tahta parçasının iki uç noktasında dengeyi sağlayan Tom ve Kyra’nın birbirlerine doğru atacakları tek bir adımda ikisinin birden yere düşeceğini bilseniz bile oyun boyunca birbirlerine koşarak sarılmalarını beklemenize ve imkânsız da olsa düşmeyeceklerine inanmanıza neden olan bir oyunla karşı karşıya kalacaksanız.
Geçmişte kendisine karşı yoğun duygular besleyen ve tutkulu bir ilişkiden hayal kırıklıkları ve bol bol gözyaşıyla ayrılan Kyra ile 3 sene boyunca konuşmayıp eşini kaybettikten sonra pişmanlığını belirtmeye gitmiş Tom’a mı; yoksa Tom’un çocuklarına seneler boyu bir nevi ablalık yapmış ve Tom’un kimsenin bilmediği metresi olarak yaşamayı kabul etmesine rağmen evden gitmesi senelerce umursanmamış Kyra’ya mı yakın hissedeceksiniz kendinizi? Şansınız olursa Pencere’yi izlemeye gidin ve cevabı kendiniz bulun. Emin olun pişman olmayacaksınız.
Biletler için: https://www.biletix.com/etkinlik-grup/129920005/TURKIYE/tr
Kaynakça:
https://www.imdb.com/title/tt3967356/plotsummary?ref_=tt_ov_pl