Yeni Yıl Eğlenceleri ve Modern Türk Toplumu

Noel Baba figürünün Türklerin kültürel sembolü olmadığını hepimiz biliyoruz. Ağaç süsleme geleneği ve 31 Aralık gecesi doyasıya eğlence anlayışını ise Avrupa ve Amerika’dan aldığımızın farkındayız. Osmanlı toplumunda yeni yıl eğlenceleri, Gayrimüslim azınlıkların düzenlediği kutlamalarla sınırlıyken imparatorluğun yıkılması ile yeni yılın gelişi tüm halk kitleleri tarafından coşkuyla kutlanmaya başlamıştı. Fakat nasıl bize bu kadar uzak olan kültürel ögeleri çabucak benimsedik ve yılbaşını kutlamaya başladık?

Yeni yıl kutlamalarını 1925-1935 arası 10 yıl gibi kısa bir süre içerisinde benimsedik. Bunu anlatmadan, yeni yıl kutlamaları ile ilk tanıştığımız yıllara değinmek isterim. Belirttiğim gibi, Osmanlı toplumunda da yeni yılı kendi adetlerine göre farklı tarihlerde kutlayan Hristiyan, Yahudi ve Emevî nüfusları vardı. Ancak bu kutlamalar azınlık gruplarının ötesine fazla geçmezdi. Müslüman Türk halkın yeni yıl kutlamaları ile tanışması ise Millî Mücadele dönemine dayanır. Kutlamaların yaygınlaşmaları ise Cumhuriyet dönemini bulmuştur. Müslüman Türk nüfusun yılbaşı eğlenceleri ile ilk karşılaşması, Birinci Dünya Savaşı sonrası işgal askerlerinin verdiği partiler çerçevesinde gerçekleşmişti. İşgallerin merkezi sayılabilecek olan İstanbul, Türk halkının yılbaşı kutlamalarına katılım göstermesinde öncü olmuştur.

1930’lu yıllara gelindiğinde, İstanbul Lokantaları ve eğlence mekanları, “reveyon” yani yeni yıl partileri vermeye başlamıştı bile. Anadolu’da ise başta Ankara ve İzmir olmak üzeri yeni yılın gelişi balolar ile kutlanmaya başlanmıştı. Gerek 1925’te Miladi takvime geçiş, gerekse de 1925’ten itibaren her yıl düzenlenen Tayyare Cemiyeti Milli Piyangosu (günümüz adı ile Türk Hava Kurumu) geleneği ile yılbaşı eğlenceleri tüm yurtta bilinir hale gelmişti.

İstanbul Londra Birahanesi Yılbaşı Partisi ilanı, 1931

Yeni yıl kutlamalarının ülkede yaygınlaşması sadece yabancılardan özenilen adetlerin hayata geçirilmesine dayanmaz. Kutlamaların bu denli yaygınlaşmasının tek sebebi de Türk halkının da Batılı halklar gibi 31 Aralık gecesini eğlenerek geçirmek istemesi kadar basit değildir. Türk Devleti, Kemalist Devrim’in ilkelerini yaymak için yılbaşı kutlamaları adeta bir araç olarak görülmüştür ve bizzat desteklemiştir. Özellikle Anadolu’ya yayılan yılbaşı kutlamalarında devletin etkisi büyüktür. Bunun başlıca sebebi, 1926’da kabul edilen Medeni Kanun ve Kıyafet İnkılabının ilkelerini yaymaktır. Türk kadını; erkekler ile eşit haklara sahip, sosyal hayatta etkin, giyimi ile örtünme ihtiyacı duymayan, iş hayatında mevcut Batı’dan öğrenilen “kadın profili” ile eşit konuma yükseltilmeye çalışılmıştır. Yılbaşı kutlamaları ise modern kadın algısının halk tarafından benimsenmesi için bir fırsat teşkil etmiştir. Balo kültürü vesilesi ile halka modern kadın giyimi ve modern kadın-erkek ilişkileri konusunda örnek oluşturmak amaçlanmıştır.

Dönemin hükümeti Mustafa Kemal ve Cumhuriyet Halk Fırkası eliyle, balolardan en önemlileri Ankara’da yapılan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün de katıldığı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, (bugünkü adı ile Kızılay) tarafından gerçekleştirilen balolardır. 1929 yılından itibaren Ankara’nın ilk modern oteli olarak bilinen ve yabancı konukları ağırlamak amacıyla Batılı kültüre uygun inşa edilen Ankara Palas’ta düzenlenmişlerdir. Mekân seçimi ve baloların içeriği; Avrupa tarzı kadın-erkek ilişkilerinin, eğlence anlayışının, giyim tarzının ve görgü kurallarının topluma aktarması için önem taşımıştır. Ayrıca başta Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere devlet büyüklerinin balolarda yer alması kamuoyuna baloların duyurulmasında da etkili olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, Hariciye Köşkü yılbaşı balosu, 1929

Yılbaşı kutlamaları, toplumumuz tarafından benimsenene kadar sıklıkla eleştirilmiştir. Gerek “Batı özentisi” olarak adlandırılmış gerekse de “tasarruf ilkesi ile ters düşen çılgınlıklar” olarak tanımlanmıştır. Fakat devlet, yeni yıl kutlamalarını Türk toplumunun modernleşme sürecinde önemli bir fırsat olarak görmüştür. Balo ve çeşitli eğlenceler, modern toplumsal ilişkilerin aşılanmasında önem taşıdığından Kemalist devriminin “İnkılapçılık” ilkesi ile örtüşür. Her ne kadar Türk gelenekleri içerisinde yer almayan bir gelenek olsa da 1935’te TBMM tarafından Ulusal bayram ve genel tatil günlerine 1 Ocak da dahil edilmiştir. 1 Ocak’ın resmî tatil ilan edilmesi ve bu durumun halk kitleleri tarafından tepkiyle karşılanmaması ise Türk toplumunu modernleştirme amaçlarının başarıya ulaştığın gösterir.

Kaynakça ve İleri Okuma

Tuna, Serkan. Bir modernleşme öyküsü: Türkiyede yılbaşı Kutlamaları (1926-1950). Cinius Yayınları, 2018

Akçura, Gökhan. “Yılbaşıdır Bunun Adı.” Toplumsal Tarih, Ara. 2004

Akçura, Gökhan. “Türkiye’de Yılbaşının Kısa Tarihi.” Toplumsal Tarih, Ocak 2020

Sumbas, Ahu. “TÜRK MODERNLEŞMESİ’Nİ ANKARA PALAS ÜZERİNDEN OKUMAK: ‘DOĞU’DAN BATI’YA AÇILAN BİR PENCERE.’” H.Ü. İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2013

“31 Aralık 1931 Tarihli Son Posta Dergisi.” Son Posta 31 Aralık 1931 Sayfa 14, 31 Dec. 1931, www.gastearsivi.com/gazete/son_posta/1931-12-31/1

Ekibi, Atatürk İnkilapları Yazılım. “Atatürk Hariciye Köşkü Yılbaşı Balosu’nda (31 Aralık 1929).” Atatürk İnkılapları – Atatürk Devrimleri – TC İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Konularında En Kapsamlı Atatürk Sitesi!.., www.ataturkinkilaplari.com/ar/128/ataturk-hariciye-kosku-yilbasi-balosu’nda–31-aralik-1929-.html.

Leave a Reply