Özür Açılımı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 23 Kasım’da partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında bir konuşma yaptı. Bu konuşmasının büyük bir kısmını Dersim olaylarına ayıran başbakan CHP’ ye ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yüklendi. O dönemde Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü’ye ve Başbakan olan Celal Bayar’a da elindeki belgelerle yüklenen AK parti lideri Erdoğan o dönem yaşanan tüm olaylar için özür dilediğini de belirtti. Binlerce kişinin göç ettirildiğinin ve masum insanların hayatlarının alındığının altını çizen başbakan isyanın lideri olarak bilinen Seyit Rıza’nın da oldukça acıklı bir hikâyesi olduğunu belirtti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “özür açılımı” çok çeşitli tepkilere neden oldu. Başını Taraf Gazetesi başyazarı Ahmet Altan’ın çektiği ve iktidara yakın olarak bilinen bir grup başbakanı yere göğe sığdıramadı. Devletin hatalarıyla yüzleşmesi gerektiğini düşünen yazarlar Erdoğan’ın bu yönde büyük bir adım attığını belirtti. Gerçek bir devlet adamının davranması gerektiği gibi davrandığını ve 9 yıllık iktidarının zirve noktalarından birini yaptığını belirttiler. Hatta ve hatta o konuşması esnasında başbakanı parlayan bir yıldıza benzeten bile oldu.

Diğer taraftan, başbakanın bu sözlerini göstermelik ve hatta ‘tadımlık’ bulanlar var yani tek seferlik ve belli bir amaca hizmet eden. Ben de açıkçası bunlardan biriyim. Dersim’de olan olaylar halkın güvenliğini tehdit ediyordu, devletin otoritesini sarsıyordu. Abdülhamit döneminden beri isyancıların yerleşkesi olarak bilinen ve devlet otoritesini kabul etmeyen bir bölge olan Dersim’in yeni Cumhuriyet’in geleceğine bir tehdit oluşturması çok muhtemeldi ve buna göz yumulamazdı. Seyit Rıza’nın önderlik yaptığı ve aşiretlerin katılımıyla büyüyen isyanın Türkiye Cumhuriyeti askerlerine yönelmesi ve 120 askerin şehit edilmesi bir operasyonu gerekli kılıyordu. O yüzden fikrimce operasyon gerekliydi ve haklıydı. Ne var ki, operasyonun uygulamasında yapılan hatalar ve aşırılıklar nedeniyle ölen masum insanlar oldu. Evet devlet özür dilemeli ama isyanın lideri Seyit Rıza’dan değil bu operasyon sırasında ölen, zarar gören tüm masum insanlardan. Özrün adresi bu olmalıydı. Ve hatta tazminat ödenmesi bile gündeme gelmeli. Devletin tarihindeki hatalarla yüzleşmesi gerektiğini söylüyor başbakan ancak benim kafamda dönüp duran düşünceler ve sorular şunlar:

1-) Acaba amaç AK partinin Tunceli’deki çok düşük olan oy oranını artırmak mı? Zira başbakanın konuşmasındaki CHP’ye oy veren masum, saf kardeşlerim bir daha düşünsünler lafı bu amaca hizmet için mi söylendi?

2-) Eğer ki amaç gerçekten devletin hatalarıyla yüzleşmek ise, devletin 88 yıllık tarihindeki tek hata Dersim midir? Maraş ve Çorum katliamları, Sivas’ta Madımak Oteli yangını, 80 darbesi öncesi dindar ve milliyetçi kesim tarafından öldürülen Aleviler, Hrant Dink cinayeti devletin hatalarından değil midir? Bunlar için neden özür dilenmedi?

3-) Eğer ki bu saydıklarım da hata ise ki bence öyle aralarından niye bir tek Dersim seçildi, ön plana çıkarıldı? Acaba için de Atatürk’ün de olduğu tek olay olduğu için mi?

4-) Amaçlardan birsi Atatürk’ü halkın gözünde katliam yapmış bir lider olarak göstermek ve itibarsızlaştırmak olabilir mi?

5-) Başbakan Seyit Rıza için hikayesi çok acıklı demiştir ancak Seyit Rıza önderliğindeki bu isyanda şehit edilen 120 askerimizin hikayesi acıklı değil midir?

Başbakan her ne kadar yanlış adresten özür dilese de bu bir adımdır ve eğer başbakan samimi ise zarar gören insanlara tazminat öder, yukarıda belirttiğim olaylar için de özür diler. CHP lideri Kılıçdaroğlu da bir Dersimli ve Alevi olarak bu olayda sınıfta kalmıştır. Arşivler açılsın teklifi doğru olsa da yeterli değildir. Çıkıp doğru adresten özür dilemeliydi. Yine pasif bir tavır sergiledi.

http://www.youtube.com/watch?v=SAarkwK0Rt0

Leave a Reply