Madem ki bu “Paralel İhanet Çetesi” gelecek nesillere bırakılması tereddütüne dahi yer verilmeyecek kadar hızlı çözülmesi elzem bir husustur ve darbe/iç savaş girişimi sonrasında ülke siyasetinin asla eskisi gibi olmayacağı ortak kabuldür, ihanet çetesi ile mücadele konusunda atılacak adımlar “mikro-cerrahi hassasiyetinde” ve ancak güvenilir ve ehil kimselerce atılmalıdır. Çünkü bu ülke öylesine tehlikeli bir düşmanla karşı karşıyadır ki yapılacak ilk hata değil “seçilmiş iktidara”, ülkenin geleceğine ve birliğine mal olur.
İşte bu sebeple, hangi adım, hangi kurum ve şahıs için atılacak olursa olsun ilk eylem daima “unutmamaktır.”
Öfkeni Unutma.
Senin ülkende kendi “dünyevi” arzuları için sana ateş açan, seni tanklarla ezen, kendi savaş uçağınla seni beni kardeşini öldüren bu “canilere” kinine sahip çık, öfkeni diri tut verdiğimiz şehitlerin hakkı için öfkeni unutma.
Borcunu Unutma.
Darbe girşimi haberleri ilk çıktığı andan itibaren meydanları boş bırakmayan milletimize, yıllardır işlenmiş planları kahramanlık hikayeleriyle boşa çıkaran şehitlerimize, kendi ailesini, çocuklarını, vatanını sana emanet edip ilk kurşunu sıkan Ömer Halisdemir’e, uçaklar havalanamasın diye varını yoğunu tereddütsüz ateşe veren Hicabi Bitik’e, kanallar kapatılmasın diye cuntayı oyalayan kahraman Türksat personeli Ahmet Özsoy’a, arabalarını tanklara siper eden gönül zengini kardeşlerine, kahramanlık hikayelerini bilmediğimiz ancak yalnızca isimlerini bildiğimiz 240 şehidine ve fedakarlıkları gizli kalsın isteyen yiğitlere vefa borcunu unutma.
Sana Emredileni Unutma.
İtikadı bozuk bu sapıklar “dini mübini İslam’ı” madem yanlış yaşıyor ve yansıtıyor, doğrusunu yaşamanın sana vazife olduğunu asla unutma. “… bir topluluğa olan kininiz sizi adaletten alıkoymasın…” emri gereğince hareket et ve sana emredileni unutma.
Nasıl İkiyüzlü Olduklarını Unutma.
Soruları çalmayı, kul hakkına girmeyi, göründüğü gibi olmayıp ikiyüzlü yaşamayı “yanlış saymak şöyle dursun, cihad zanneden” bu hainlerin ne denli alçalabileceğini unutma. “Meydanlarda boy gösteren,” yılan tıslaması sesleriyle FETÖ’yü kınayan(!) ama içten içe ihanete fırsat kollayan bu mahlukatın takiye sevdasını unutma.
İftiralarını Unutma.
Bu mahlukatın, kendilerine engel gördüklerini yollarından temizlemek için gözünü kırpmadan nasıl insanlara iftira attıklarını hiçbir zaman unutma. Geçmişinden ders çıkar, masum yere hapislerde yatan TSK subaylarını da okullardan zorla atılan liseli yiğitleri de hatırla ki bir daha bu tuzaklarına düşme. İftira atmakta nasıl maharetli olduklarını unutma. Kendine siyasi rant sağlamak için bir daha bunların iftiralarına sarılma. Balyoz’u da 17/25 Aralık’ı da ve hatta merhum Yazıcıoğlu ve Dink suikastlerini de bu darbe girişimiyle yeniden oku.
Liyakat Kaidesini Unutma.
Madem ki artık bu kanserli yapı temizlenecek vücuttan, iyileşme sürecinde aynı hataya düşme, insana değil sisteme yönelik yenilikler yapman gerektiğini unutma. Anayasanın artık yeniden yazılması gerektiğini, önemli olan adımın sistemi değiştirmek olduğunu, bunu yaptıktan sonra hangi görüşten olursa olsun liyakat sahibi personelinin sistemin çarklarını kusursuzca işleteceğini unutma.
Erdoğan’a Suikast Timini Unutma.
Menderes’in dahi göstermelik yargılandığı darbeler bir tarafa, amacın Erdoğan’a suikast yaparak ortadan kaldırılması olduğunu unutma. Halen ekran karşısına geçip ölümle, zehirlenmeyle tehdit ettiklerini, artık pisliklerini açıktan yaptıklarını unutma.
Sen Destan Yazdın Türkiye, Unutma!
Polisinle, askerinle, o kamyonu süren annemiz Şerife Boz’la, cesaretin taklit edilemeyeceğini ispatlarcasına tank paletinin önüne yatan Metin Doğan’la, İstikbal Harbi’nin ilk kurşununu sıkan Ömer Halisdemir’le, geceleri sabahlarla birleştiren “okçular tepesi hassasiyetiyle meydanları dolduran” yiğitlerinle, evlerde dua dua yakaran büyüklerinle, Diyarbakır’ınla, İstanbul’unla, Trabzon’unla, Malatya’nla dimdik karşılarında durdun. Bir arada olduğunda, 40 yıllık planlarını boşa çıkarabildiğini ispatladın. Artık geçmişten, tarihten ders çıkarıp aynı hataya düşmeden ancak ilmek ilmek dokur gibi geleceği inşa etmek vaktidir. Sen öfkelendin, ayağa kalktın, dimdik durdun, destan yazdın Türkiye.
Ne güzel söylüyor şair “Allah’a dayan sa’ye sarıl hikmete râm ol. Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol.” Bu düsturu unutma. Yapılacak elbette çok şey var. Ancak sen “…… dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir millet…” olmayı unutma.