Joao Havelange(eski Fifa Başkanı) dünyanın en zengin sporuna 1974’ten beri neredeyse 20 yıldır hükmediyordu. Krallar, diktatörler onu ulusal stadyumlardaki en iyi yerlere oturturken iltifatlar yağdırıyor, zengin ve nüfuzlu iş adamları onunla telefon numarası anlaşmaları imzalayıp milyonlar kazanıyordu ancak o ise hala futboldan ciddi bir servet elde edememişti. Herkes musluğunu kurmuştu ancak onun için akan bir musluk yoktu. Havelange sponsorların, yayıncıların, iş adamlarının milyonlar kazandığı bu spordan çok ama çok büyük paralar kazanma hayaliyle yanıp tutuşuyordu. Bu hayalini gerçekleştirebilmek için yardıma ihtiyacı vardı. Bunun için International Sports & Leisure(ISL) firmasının başında olan Jean Marie Weber ile iletişime geçti. ISL o zamanlar adidas gibi birçok spor markasını elinde bulunduran grubun ismiydi. Aynı zamanda ISL dünyanın en önemli üç spor organizasyonu Olimpiyat Oyunları, Dünya Atletizm Şampiyonası ve Dünya Kupası’nın haklarını elinde bulunduran kuruluştu. Jean Marie Weber de futboldan daha fazla para nasıl kazanabilirimin hesaplarını yapıyordu ve futbolun tüm gizli kalmış köşelerinin haritasını çıkarmıştı.
Ercilio Malburg isimli Brezilyalı iş adamı ise bu büyük fikrin kendinde olduğunu düşünüyordu. Eğer Fifa’yı kendi yollarına çevirebilirlerse, Dünya Kupası’nın üzerinden olabilecek en muazzam bahis olayını yürütebileceklerine inanıyordu. İşi Karayipler’in üzerine kayıtlı gösterip her yıl milyarlarca dolar kazanacaklardı. Bunun için once Pele’nin iş ilişkilerini idare eden gizli adamı Helio Viana ile görüştü. Viana, Malburg’a delirmişsin sen, bunu birçok ülkede Kabul ettiremezsin diye tepki verip kapı dışarı etti. Pele bu işte yoktu. Ercilio Malburg daha sonra Pele’nin özel işletmecisi Celso Grellet’e gitti. Ona Fifa’nın en uzun zamandır görevde olan üyesi Canedo ve onun yakın arkadaşı başkan Havelange ile bağlantılarının olduğunu ve bu işe sıcak baktıklarını söyledi. Grellet ilgileniyor gibiydi ancak kafasında soru işaretleri de yok değildi.
Brezilya Futbol Federasyonu başkanı olan Fifa Başkanı Havelange’ın damadı Ricardo Teixeira da Ercilio Malburg ile yol arkadaşıydı. Fifa’yı bahis şirketine dönüştürme fikrini duyduğunda heyecanlanan diğer bir kişi de Brezilya’nın önde gelen yarış atı sahiplerinden ve kumarbazlarından biri olan Matias Machline idi. Machline, arkadaşı Banco Vega şirketinin sahibi Antonio Carlos Coelho’yu da ikna etmişti.
Fifa Başkanı Joao Havelange, ISL’nin başındaki Jean Marie Weber, Brezilyalı kumarbaz Matias Machline ve arkadaşı Banco Vega’nın sahibi Antonio Carlos Coelho 1993 Temmuzunda Miami North Beach Hoteli’nde biraraya geldi. Damat Ricardo Teixeira ise gelememişti. Bu şekilde günler süren gayri resmi toplantıların ardından 27 Temmuzda Sheraton Bal Harbour Hoteli’ndeki toplantıyla Fifa’yı bahis çöplüğüne dönüştürme projesi resmen başladı. Başkan Joao Havelange dışında toplantıda bulunan herkes anlaşma notu yazıp imzaladı, uzlaşmaların tamamı resmi olarak Jean Marie Weber tarafından yürütüldü.
Hesaplamalarına gore ilk üç yıldan sonra yılda 8.75 milyar dolar civarinda vergi öncesi hasılat elde edeceklerdi ki bu da dünyanın en büyük kumar organizasyonu anlamına geliyor.
1994’ün ilk yarısında proje Caesars World ve VISA International gibi organizasyonlara sunuldu ve Joao Havelange’ın kaldığı otelde anlaşmalar imzalandı. 12 Ağustos 1994’te Machline, Coelho, Weber arasında nihai anlaşmalar imzalandı. Anlaşmaların işleme konulmasının arefesinde Matias Machline şüpheli helikopter kazasında hayatını kaybetti, Machline ailesi böylelikle saf dışı bırakılmış oldu. Resmi anlaşmalarda adı geçmeyen Joao Havelange ve damadı Ricardo Teixeira bu çarktan ne kadar para almıştır bilinmez ancak çok büyük bir imparatorluk kurdukları aşikar.
Kaynak:Andrew Jennings