Türk halkı, Andorra maçı gibi bir maçı dönüm noktası olarak görmek, orada puan kaybetmemeliyiz aman ha düşüncesine getirilmiş bir milli takıma sahip ülkenin halkı konumuna getirildi. Euro 2008’de Avrupa’ya kök söktüren takımın tırnağı bile ortalıkta yok. Zar zor Andorra’yı yendik. Düşünün ki bu Andorra iki yüz bilmem kaç takım arasından iki yüz bilmem kaçıncı. Öyle ya da böyle Macaristan maçına geldik. İçeride taraftar desteği vs. hadi belki yeneriz umuduyla geldik bugüne. Taraftar da üstüne düşeni yaptı hani. Takımlarını desteklediler. 2014 Brezilya yolu kepazeliğine rağmen tek bir olumsuz ses duyulmadı tribünlerden. İlk yarı futbol oynandı mı oynanmadı mı konuşmaya bile gerek yok. Amatör küme müsabakaları bile daha zevkli oluyor. Kayda değer tek olay, herşeye rağmen varım diyen Onur’un arka arkaya yaptığı iki kurtarıştan ibaret. Macaristan takımı öyle teknik, Fifa sıralamasında çok üst sıralarda bir takım değil, yapabilecekleri sınırlı. En fazla ne yaparlar çok koşup seni bozarlar. Ama adamlarda öyle bir hırs ve ruh var ki topu gördüklerinde yiyecekler resmen. Biz de ise isim isim say hepsi büyük yıldızlar, sahaya bak ruhu olmayan herkesin kendi başına bir şeyler yapmaya çalıştığı, kenardaki teknik direktörün daha oyuncularına söz geçiremediği, sahaya hakim olamadığı … diye uzayıp giden bir liste.
Brezilya 2014’ü kaybettik diye giydiyorsunuz da giydiriyorsunuz hocam demeyin sakın, bu takım bu futbolla Brezilya 2014’e gitse ne olur, bugünkü maçı kazansa ne olur. Böyle maç kazanacaksak, böyle Dünya Kupası’na gideceksek aman kalsın istemez. Ben yirmi dört senelik ömrü hayatımda Milli Takım’ın bu seneki kadar yerlerde süründüğünü görmedim. Allah da bir daha göstermesin. Abdullah Avcı’nın ayakkabı numarası bizim takıma küçük geldi. Büyük ayakkabı numaralı Hiddink’i aldık o da olmadı. Olmuyor arkadaş, bu takıma kafası normal olan, sakin adam gitmiyor. İsterse teknikte, taktikte dünyanın en iyisini getir. Bizim Milli Takıma Yılmaz Vural gibi, Fatih Terim gibi adamlar lazım. Ya da Mustafa Denizli gibi tüm oyuncuların saygı duyacağı bir adam getirin. Getiriyorsunuz Hiddink’i oyuncuyla tercüman aracılığıyla konuşuyor adam. Oyuncu diyor ki böyle Milli Takım mı olur. Ya hocayı sallamıyor ya da isteği hevesi kaçıyor. Sonra da sahada al sana ruh gibi oyuncu. Getiriyorsun Abdullah Avcı’yı sözünü dinleyen yok. Kötü adam mı ? Değil, kişilik olarak belki de çok dürüst, kişilikli biri. Ama Milli Takıma o adamın numarası küçük. Adama da yazık, güzelim İstanbul Belediye’de çok da iyi gidiyordu. En çok da bize yazık. Al şimdi hedefleyeceğin en yakın Dünya Kupası 2018’de. O zamana kim öle kim kala…